TÜBİTAK’ın 2244 Sanayi Doktora Programı İmza Töreni Bakan Varank’ın Katılımıyla Gerçekleştirildi

-A +A

Hükümetimizin ilk 100 Günlük Eylem Planı’nda yer alan ve ülkemizin 2023 yılı öncelikli alan hedefleri kapsamında, sanayimizde ihtiyaç duyulan doktora derecesine sahip nitelikli insan kaynağının, üniversite-sanayi işbirliğiyle yetiştirilmesine yönelik olarak TÜBİTAK tarafından başlatılan 2244 Sanayi Doktora Programı kapsamında başarılı bulunan üniversite ve firmalara, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank, Bakan Yardımcımız Mehmet Fatih Kacır, TÜBİTAK Başkanımız Prof. Dr. Hasan Mandal’ın katıldığı törenle belgeleri takdim edildi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Varank: “Ülkemiz Üniversite-Sanayi İşbirliği Açısından Tarihi Bir Gün Yaşıyor”

"Sanayi Doktora Programı" kapsamında desteklenmeye hak kazanan projeler için TÜBİTAK Feza Gürsey Konferans Salonunda düzenlenen imza töreninde konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank, Türkiye'nin, bu programla, üniversite-sanayi işbirliği açısından tarihi bir gün yaşadığına işaret etti. Bakan Varank, TÜBİTAK Sanayi Doktora Programı kapsamında, 33 farklı üniversitenin 77 firmayla yaptığı işbirliği projelerinin desteklenmeye hak kazandığını belirterek, "Böylece 120 farklı projeyle sanayimizin ihtiyaçları doğrultusunda 517 doktora öğrencisi yetiştirilecek. Öğrencilerimiz eğitimleri boyunca, aylık 4 bin 500 lira burs alacaklar" dedi. Varank, söz konusu programla sanayide ihtiyaç duyulan yüksek nitelikli insan kaynağının, reel sektör ve akademi işbirliğiyle yetişeceğini ve bir sonraki aşamada da istihdamda aktif şekilde yer alacağını söyledi. Varank, doktora öğrencilerinin, eğitim süreçleri boyunca iş dünyasını daha yakından tanıyacaklarını, sektörün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde eğitimlerini tamamlayacaklarını, mezuniyet sonrasında da iş aramadan doktora yaptıkları alanda istihdam edileceklerini ve böylece sanayide nitelikli bilgiye dayanan katma değerli üretimin artacağını bildirdi. Sanayi sektörünün ülkemiz ekonomisinin lokomotifi olduğunu vurgulayan Varank, “Güçlü büyümenin, istihdam artışının, ihracat rekorlarının, hepsinden önemlisi de refah seviyesinin en önemli belirleyicisi, bir ülkedeki üretimin çeşitliliği ve ne denli rekabetçi olduğudur” dedi. Doğal kaynakları, işgücünü, sermayeyi ve teknoloji en iyi şekilde harmanlayıp bir araya getirebilmenin, küresel arenada rakiplerden bir adım öne geçmeyi sağladığına işaret eden Varank, sözlerine şöyle devam etti: "Bu alanda 16 yılda önemli ilerlemeler katettik. 2002 yılında sanayi sektöründe 3,7 milyon kişi çalışıyordu ve ihracatımız 36 milyar dolar seviyesindeydi. 2018'de 5,7 milyon vatandaşımız üretim sektöründe çalışıyor ve ihracatımız 168 milyar dolara ulaştı. Her iki dönem ihracatında, sanayi sektörünün yüzde 85’ten fazla paya sahip olduğunu görüyoruz. Sadece 2 milyon kişilik sanayi istihdamı artışıyla bugün geldiğimiz nokta gerçekten dikkat çekici."

"Programın En Önemli Kısmı, Doktora Sonrasında Mezunlara 3 Sene Boyunca İstihdam Desteği Sağlayacağız"

Küresel ekonomide daha üst basamaklara çıkabilmenin yolunun yüksek katma değerli üretimden ve verimlilik artışından geçtiğini ifade eden Varank, buradan hareketle "Millî Teknoloji, Güçlü Sanayi" vizyonunu ortaya koyduklarını, dışa bağımlı olmaksızın kendi teknolojisini üreten, yurt içi kaynaklarından en iyi şekilde faydalanan ve rekabetçiliği esas alan bir sanayi yapısını kurmak için yola çıktıklarını dile getirdi. Varank, bilgiye sahip olmak ve bunu teknoloji üretimine dönüştürebilmek için akademi ve reel sektöre önemli görevler düştüğünü belirterek, bu iki aktörün kuracağı ittifakların bilimsel bilginin üretime en kısa sürede aktarılmasını sağlayıp, ülkeye katma değer olarak dönmesini mümkün kılacağını söyledi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından 3 Ağustos 2018'de açıklanan birinci 100 Günlük İcraat Programı ile sanayi ve teknoloji politikalarında yeni bir süreç başlattıklarını anımsatan Varank, "Sanayi Doktora Programımız bu yeni sürecin önemli bileşeni. Program kapsamında açtığımız çağrıya, beklentilerimizin üzerinde bir talep geldi. Gelinen noktada bugün aramızda bulunan 33 farklı üniversitenin, 77 farklı firmayla yaptığı işbirliği projeleri desteklenmeye hak kazandı. Böylece 120 farklı projeyle sanayimizin ihtiyaçları doğrultusunda 517 doktora öğrencisi yetiştirilecek. Öğrencilerimiz eğitimleri boyunca aylık 4 bin 500 lira burs alacaklar. Bu tutarın yüzde 25’i firmalarca ödenecek. Programın en önemli kısmıysa doktora sonrasında mezunlara 3 sene boyunca istihdam desteği sağlayacağız" diye konuştu. İstihdam desteği hakkında bilgi veren Varank, doktora öğrencisi mezun olduktan sonra sanayide istihdam edilirse yüzde 40 ile 60 arasında değişen oranlarda maaş desteğinin TÜBİTAK tarafından karşılanacağını aktardı. Varank, sanayide yapısal dönüşümün, nitelikli insan kaynağıyla birlikte gerçekleşeceğini belirterek, firmaların ihtiyaçlarını merkeze alarak hazırladıkları Sanayi Doktora Programı'nın bu amaçla atılmış çok somut bir adım olduğunu söyledi.

"Türkiye’yi Sadece Kendi Vatandaşlarımız İçin Değil, Dünyadaki Tüm Bilim İnsanları İçin Çekim Merkezi Hâline Getirmeyi Hedefliyoruz"

Bakan Varank, yakın dönemde Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı'nı ilan ettiklerini hatırlatarak, çağrısı devam eden programla Türkiye'yi sadece kendi vatandaşları için değil, dünyadaki tüm bilim insanları için bir çekim merkezi hâline getirmeyi hedeflediklerini bildirdi. Program kapsamında stratejik alanlardaki projelere katkı sağlamak üzere, ülkeye gelecek üst düzey araştırmacılara çok cazip teşvikler sunduklarına dikkati çeken Varank, şunları kaydetti: "Bu araştırmacılar, akademi ya da özel sektör bünyesinde çalışma ve kendi ekiplerini kurma fırsatına sahip olacaklar. Gerek Sanayi Doktora Programı gerekse Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı üniversite-sanayi işbirliğini somutlaştıran ve ortaklık ekosistemini iyileştirecek vizyoner projelerdir. Bu projelerin başarısı hem araştırmacılarımızın hem de sanayicilerimizin birbirleriyle iletişimde kalmasıyla mümkün olacaktır. Sizlerden beklentimiz, bu işbirliğini sürdürülebilir ve sonuç odaklı bir temele oturtmanız."

"Sanayi Doktora Programı" kapsamında desteklenmeye hak kazanan projeler için düzenlenen imza töreninde konuşan TÜBİTAK Başkanımız Prof. Dr. Hasan Mandal, ülkemizin 2023 yılı hedeflerini hatırlatarak sözlerine başladı. Dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olmayı hedeflediğimizi anımsatan Prof. Dr. Mandal, yakın zamanda yaşanan cari açığın kapatılmasının da bir diğer hedefimiz olduğunu ifade etti. Bu hedeflerimize ulaşabilmemiz için, ülkemizin orta yüksek teknoloji üreten ülke grubundan, yüksek teknoloji üreten ülke grubuna geçmesi zorunluluğu konusunda herkesin mutabık olduğuna işaret eden Prof. Dr. Mandal, daha fazla yüksek teknolojiye dönüşebilecek bilgiyi ve teknolojiyi geliştirebilecek nitelikli insan kaynağına duyulan ihtiyacı vurguladı. TÜBİTAK’ın Sanayi Doktora Programının tam da bu aşamada devreye girdiğini kaydeden Prof. Dr. Mandal, nitelikli bilgi ve teknoloji geliştirme süreçlerinde TÜBİTAK tarafından başlatılan programlardan söz etti. Yüksek teknoloji platformları oluşturmaya yönelik Mükemmeliyet Merkezleri Programı’nın (1004) ve Sanayi İşbirliği Mekanizmaları Programları’nın (SAYEM) süreçlerinin başlatıldığı bilgisini veren Prof. Dr. Mandal, başlatılan bu programların tümünde en önemli gereksinimin nitelikli insan kaynağı olduğuna dikkat çekti. Ön lisans ve lisans dâhil olmak üzere her düzeydeki insan kaynağına ihtiyaç duyulduğunu söyleyen TÜBİTAK Başkanımız, yüksek teknolojiden konuşulduğunda, bilim boyutunda derinlemesine çalışacak ama bunu sanayiye de transfer edebilecek doktoralı insan kaynağına olan ihtiyacı dile getirdi.

Sanayi Doktora Programı oluşturulurken dünyadaki birçok ülkedeki örneklerin izlendiğini anlatan Prof. Dr. Mandal, ülkemizin deneyimleri dikkate alınarak programın özgünleştirildiğini, bu kapsamda bir kritik kitle oluşturulmaya çalışıldığını anlattı. Sanayi Doktora Programı’nda bireylerin değil yetkinliğin desteklendiğini bildiren Prof. Dr. Mandal, şu bilgileri verdi: “Her bir başvuruda en az 3 doktora öğrencisinin yetiştirilmesini istiyoruz ki, kritik bir kitle oluşsun. Aynı zamanda, bu öğrencilerimiz YÖK’ün başlattığı ihtisaslaşma süreciyle de buluşsun. Özgün olarak gördüğümüz ve bizim açımızdan daha da önemlisi, bu sürecin sadece doktora eğitimi süreciyle değil, doktora eğitimi sonrasında, istihdam süreciyle de, bütünleşik bir yapıda değerlendirilmesi. Bu programdaki öğrencilerimizin seçimi, eğitimi, çalışılacak tez konusu sanayi ile birlikte gerçekleştirilecek. Programın en özgün yanı da bu programı başarı ile bitirecek doktora mezunlarımızın istihdamı ve bu kapsamda 3 yıl boyunca istihdam desteği sağlanması.”

“Program Kapsamında Verilen 4 Bin 500 Liralık Burs, Şu Anda TÜBİTAK'ın Verdiği En Yüksek Burstur"

Sanayi Doktora Programı’nın tasarımında sürecin ilgili tüm paydaşları için kazan-kazan yaklaşımının gözetildiğini kaydeden TÜBİTAK Başkanımız, üniversite ve hocalar açısından değerlendirildiğinde, programın burs miktarının TÜBİTAK’ın verdiği en yüksek burs miktarı olduğunu, öğrencilerin çıktı ve sonuç odaklı bir projenin içinde çalışacaklarını ve tam zamanlı bir sürecin içinde yer alacaklarını ifade etti. Firmalar açısından değerlendirildiğinde, program kapsamında, hem üniversitelerimiz ile proje gerçekleştirilmiş olacağını, hem de gelecekte istihdam edeceği insan kaynağını erken aşamalarda seçmiş ve yönlendirmiş olacağını ifade eden Prof. Dr. Mandal, sözlerine şöyle devam etti: “İnsan kaynağımız yani doktora öğrencimiz, hem akademik çalışmasını yapacak, hem de sonrasında başarılı bir şekilde tamamladığında istihdamı için çok önemli bir fırsat oluşacak. Öğrencilerimiz kariyerlerine soru işareti ile başlıyorlar. Doktorayı bitirince ne yapacaklarını düşünüyorlar. Dolayısıyla istihdamın devam edecek olması, program kapsamında çalışacak arkadaşlarımız için bir motivasyon.”

“Sanayi Doktora Programı Ülkemizin Gelecek Hedeflerine Önemli Katkı Sunacak”

Programı kamu yani Bakanlığımız açısından değerlendiren Prof. Dr. Mandal, sürekli dile getirilen üniversite-sanayi işbirliğinin sadece proje ile başlayıp biten değil, kurumsal ve sürdürülebilir bir hâle dönüşmesinin sağlanacağını ifade etti. Çoğu işbirliği projelerinin proje tabanlı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Mandal, devamlılık bağlamında bakıldığında, üniversite ile firma arasındaki işbirliğinin her zaman devam etmediğini, doktoralı insan kaynağı ile sürdürülen projelerin ise uzun zaman devam edeceğinin düşünüldüğünü dile getirdi. Programın tasarımında ilgili tüm paydaşların memnuniyetinin dikkate alındığını belirten Prof. Dr. Mandal, bu programın ülkemizin gelecek hedeflerine çok önemli katkılar sunacağını, ülkemizin dışında da örnek bir model olacağını belirtti. Prof. Dr. Mandal, bu sürece katkı sağlayan üniversitelerimize, firmalarımıza, proje yürütücüsü hocalarımıza, eş proje yürütücüsü firma temsilcilerimize teşekkür ederken, şunları söyledi: “Bu programın özelliği; öğrencinin seçimiyle başlayıp, müfredatının geliştirilmesi, öğrencimizin takibinin yapılması süreçlerinde üniversite ve sanayi birlikte çalışacak olmasıdır. Proje yapmanın ötesinde, nitelikli bir insanın yetiştirilme sürecini de birlikte gerçekleştirmiş olacağız. Buradan yola çıkarak bunun özgün bir programın olduğunu söyleyebilirim.” TÜBİTAK Başkanımız, sürece her zaman ve her düzeyde destek sağlayan Sayın Bakanımıza ve Sayın Bakan Yardımcımıza teşekkür ederek sözlerini sonlandırdı.

Konuşmaların ardından Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank ve TÜBİTAK Başkanımız Prof. Dr. Hasan Mandal, Sanayi Doktora Programı çerçevesinde desteklenmeye hak kazan üniversite ve firma temsilcilerine belgelerini takdim etti. Daha sonra TÜBİTAK Başkanımız Prof. Dr. Hasan Mandal, katılımcıların program ile ilgili sorularını yanıtladı.

24.01.2019