Konya’da Otomotiv Sektörünün Geleceği Masaya Yatırıldı

-A +A

Konya Sanayi Odası’nın (KSO)  ev sahipliğinde gerçekleştirilen Uluslararası Otomotiv Sektörünün Geleceği ve Çözümü İçin Kümelenme-OSEG 2016 Konferansında Türkiye’de otomotiv sektörünün geleceği masaya yatırıldı. Konferansta konuşan TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Çelik,  “Otomotiv sanayimiz artık “devrim” otomobilinden “devrin” Türk otomobilini üretme aşamasına geldi” dedi.

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Çelik, “Dünya da otomotiv sektörü gelişmiş hatta gelişmekte olan ülkeler için anahtar sektör rolünü görmektedir. Günümüzde güçlü bir otomotiv sektörü, sanayileşmiş ülkelerin ortak özelliklerinden de biri haline gelmiştir” şeklinde konuştu.

Otomotiv sanayimizin son yıllarda bir numaralı ihracat sektörü konumuna geldiğini ve 400 bin kişiye istihdam sağladığını anlatan Prof. Dr. Mehmet Çelik, “Ar-Ge ve Yenilik sürecinin çıktısını ticarileştiren firmalar sahip oldukları fikri mülkiyet hakları nedeniyle çok büyük kâr marjları elde edebilmektedir. Ar-Ge ve Yenilik çalışmaları sonucunda elde edilen fikri mülkiyet haklarının sağladığı avantajlar, Dünya’nın en yenilikçi firmalarında net biçimde gözlenebilmektedir” ifadelerini kullandı.

“Teknolojiye Hakim Olan Şirketler Büyümenin Motoru Olacak”

Yeni ürünlerin geliştirilmesi sürecine katkı sağlayacak yatırımların, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ekonomik anlamda büyüme sağlamasına yol açan temel faktör olduğuna dikkat çeken TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Çelik, teknolojik bilgiye hâkim olan, yeni teknoloji üretebilen, pazar paylarını artırabilmek için daima dinamik kalan ve yenilikler peşinde koşan şirketlerin büyümenin motoru olacağını kaydetti.

TÜBİTAK’ın otomotiv ile ilgili Ar-Ge çalışmaları hakkında bilgiler sunan Prof. Dr. Mehmet Çelik, “Otomotiv sektörüne özel TÜBİTAK liderliğinde iki teknoloji yol haritası oluşturduk. Bunlar: ‘Otomotiv sektörü özelinde hafifleştirmeye yönelik malzeme teknolojileri’ ve ‘Otomotiv ve makina sektörlerinde gömülü sistemler’ ” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Mehmet Çelik konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Belirlenen teknoloji alanlarına odaklanan gerek üniversiteye gerekse özel sektöre yönelik yeni destek programları oluşturduk. Bu programlar altında “Elektrikli ve Hibrit Elektrikli Araç Teknolojileri”, “Malzeme Teknolojileri”, “Elektronik Kontrol Üniteleri”, “Araç Bileşenlerinin Üretimi” gibi alanlarda çağrılara çıktık.

2012-2015 yılları arasında otomotiv alanında açılan hedef odaklı çağrılar aracılığıyla 53 proje destekledik. Bu projelere 30 milyon TL aktardık. Ayrıca önümüzdeki dönemde 2017 yılı sonuna kadar odaklanacağımız alanları belirleyerek çağrı planımızı yayınladık. 2017 yıl sonuna kadar otomotiv alanında 20’ye yakın yeni çağrı açmayı planlıyoruz. Tüm bunlar TÜBİTAK olarak otomotiv alanının ekosistemine verdiğimiz önemin bir göstergesidir.”

“Türk Otomobili Geliştirme Projesi”

Yerli otomobilin marka yoluyla sağlayacağı katma değerinin önemine işaret eden TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Mehmet Çelik, “Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı öncülüğünde başlatılan Türk Otomobili Geliştirme Projesi'nin en önemli kazanımı milli teknolojilerin denenmesine ve tarihçe kazanarak kendini ispatlamasına imkân verecek bir platform olacak olmasıdır” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Çelik konuşmasında özetle şunları söyledi:

“Otomotiv sanayimiz artık “devrim” otomobilinden “devrin” Türk otomobilini üretme aşamasına geldi. Burada amaç geleceğin teknolojisiyle donatılmış, Dünya da rekabet avantajı elde edebileceğimiz menzili uzatılmış elektrikli araç modelini Türkiye'de yerli bir markayla dünya yollarına çıkarmaktır.

“2 Liralık Şarjla 100 Kilometre Yol”

TÜBİTAK olarak bu konuda devrim niteliğinde çalışmalarımız ve desteklerimiz var. Hepinizin bildiği gibi yerli arabanın motor gibi temel malzemelerinin üretiminin Ar-Ge’sini TÜBİTAK üstlenmektedir. TÜBİTAK'ta geliştirdiğimiz batarya teknolojilerini, Türk otomobilinde kullanacağız.  Bu araç, 2 liralık şarj maliyetiyle, büyük şehir trafiğinde mevcut durumda 100 kilometre yol yapabilecek, bu daha da artırılacak. Aracımızın en belirgin vasıflarından birisi de otonom araç sistemleriyle donatılması olacak.  Çalışmalarımızı hedefimize ulaşana kadar güçlü bir şekilde sürdürmeye devam edeceğiz.”

Türk otomobili konusundaki gayretlerin başarılı sonucunu önümüzdeki yıllarda görüleceğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Mehmet Çelik, “Türk otomobil projesi sadece marka üretme değil aynı zamanda teknolojiyi de üretme projesidir. Kanımca bu projenin esas çıktısı, hayatın her alanına dokunacak yeni teknolojiler olacaktır. Türk otomobili sayesinde, bu teknolojiler, raflarda veya proje dosyalarında kalmayacak, rüştünü ispat eden ürünler olarak, dünyaya açılacaktır. Proje, inovasyon gücümüzü tetikleyecek ve ülkemizi küresel rekabette söz sahibi yapacak bir projedir. Türk otomobili sayesinde fikirlerini ticarileştirme imkanı bulan girişimcilerimiz, işlerini büyütebilecek ve geliştirebileceklerdir. Türk otomobili, yerli ve yeni teknolojilerin sahaya inmesini, pratiğe dönüşmesini, gerçekleşmesini sağlayan bir platform vazifesi üstlenecektir” diyerek konuşmasını bitirdi.

Konferansta ayrıca TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Enerji Enstitüsü Müdür Yardımcısı Dr Murat Demirci de bir sunum yaptı.

 

30.05.2016