TÜBİTAK Başkanımız Katar’da “Yükselen Ekonomiler Zirvesi”ne Katıldı

-A +A

TÜBİTAK Başkanımız Prof. Dr. Hasan Mandal, Times Higher Education (THE) tarafından Katar’da düzenlenen Yükselen Ekonomiler Zirvesi’ne katıldı. Zirvede, “Üniversiteler Yükselen Piyasaların Tetikleyicisi midir, Yoksa Sonucu mudur?” başlıklı bir panelde konuşma yapan TÜBİTAK Başkanımız, Türkiye perspektifinden deneyimlerini aktardı. Yükselen piyasa ekonomilerinin sürdürülebilir büyümelerinde üniversitelerin önemini vurgulayan Prof. Dr. Mandal, ülke öncelikleri doğrultusunda araştırma planlarını ve yol haritalarını oluşturarak özel sektör ile işbirliği içinde araştırma yapmaya odaklanmış üniversitelerin sayısının artmasının, yükselen ekonomilerden biri olan Türkiye için çok olumlu bir gelişme olduğunu ifade etti.

Konuşmasında önce Türkiye’nin Ar-Ge ve yenilik göstergelerinde son 15 yılda yaşanan önemli artışlara değinen Prof. Dr. Hasan Mandal, şunları söyledi: “Milli gelirimizin hızlı bir şekilde yükseldiği bir dönemde, GSYH içindeki Ar-Ge harcamalarımızın payını neredeyse iki kat artırarak, 2002-2017 döneminde yüzde 0,51’den yüzde 0,96’ya yükselttik. Özel sektörümüzün toplam Ar-Ge harcamaları içindeki payını, 2002 yılında yüzde 29 iken 2017 yılında yüzde 57'e çıkardık. 2002 yılında 24 bin olan tam zaman eşdeğer araştırmacı sayısını, 2017 yılında 112 bine, aynı dönemde yüzde 15 olan araştırmacı sayısı içindeki özel sektör payını ise yüzde 56’ya ulaştırdık. Ancak yine de gelişmiş ülkeler, AB ülkeleri ve OECD ülkeleri ortalamalarıyla kıyaslandığında alınması gereken mesafe olduğunu görüyoruz.”

 

Prof. Dr. Mandal, Türkiye’nin sanayide orta düşük teknoloji grubundan orta yüksek teknoloji grubuna geçiş sürecinde olan bir yükselen ekonomi olduğunu aktardı. 2018 yılındaki toplam imalat sanayi ihracatının sadece %3.4’ünün yüksek teknolojili ürün grubuna ait olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mandal, ülkemizin yüksek teknoloji odağının güçlendirilmesi gerektiğine değinerek, yüksek teknolojili sektörlerdeki ihracatımızın imalat sanayindeki ihracatımıza oranının AB ve OECD ortalamasının oldukça altında olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Mandal, yükselen piyasa ekonomileri açısından yüksek büyüme performanslarının sürdürülebilir olması için, yüksek teknoloji tabanlı sınai faaliyetlere ve yüksek nitelikli bilgi ve nitelikli insan kaynağına odaklanılması gerektiğini vurguladı.

 

Üniversitelerin bu konuda önemli roller üstlenmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Mandal, üniversitelerin bilgi üreten kuruluşlar olarak yükselen ekonomilerin kalkınma hamlelerinde temel rol oynadığını ifade etti. Bilgi birikiminin çıktı odaklı bir yaklaşımla toplumsal-ekonomik faydaya ve kazanıma dönüşmesinin sağlanması hususunda, üniversitelerin ekosistemdeki katalizör görevinin güçlendirilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen TÜBİTAK Başkanımız, tüm bu hususlar dikkate alınarak Türkiye’de bu amaçla YÖK tarafından "Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Projesi"nin başlatıldığını duyurdu. Prof. Dr. Mandal, bu proje kapsamında, kurumsal yapıları ve süreçleriyle belirli bir seviyede olduklarını kanıtlamış bazı devlet üniversitelerinin araştırma üniversitesi veya bölgesel kalkınma odaklı üniversite olarak görevlendirildiğini belirtti.

Prof. Dr. Mandal, bilimsel araştırma, uygulamalı bilim/teknoloji geliştirme ve ürün geliştirme katmanlarından oluşan değer zincirinin bir bütün halinde ele alınmasının önemine değinerek, her bir katmanda üniversitelerin önemli rolleri olduğunu ifade etti. Bu bilinçle, TÜBİTAK olarak tüm bu katmanlarda nitelikli bilginin üretimine ve katmanlar arası aktarımına izin verecek Ar-Ge faaliyetlerinin ve işbirliği platformlarının teşvik edildiğini kaydeden Prof. Dr. Mandal, araştırma üniversitelerine, işbirliği platformların merkezindeki aktörler arasında özellikle yer verildiğinin altını çizdi. Prof. Dr. Mandal, ayrıca, oluşturulan bir endeks aracılığıyla tüm üniversitelerin girişimci ve yenilik performanslarının düzenli olarak ölçüldüğüne değindi.

Üniversitelerin temel ve uygulamalı bilimsel faaliyetlerinin odaklanacakları alan/alanlara ilişkin kendi stratejilerinin olmasının önemine değinen Prof. Dr. Mandal, üniversitelerin Ar-Ge Strateji Belgeleri oluşturma faaliyetlerinin desteklendiğini ifade etti. Prof. Dr. Mandal, kendi araştırma planlarını ve yol haritalarını oluşturarak araştırma ve teknoloji geliştirmeye odaklanmış üniversitelerin sayısının artmasının, yükselen ekonomilerden biri olan Türkiye için çok olumlu bir gelişme olduğunu söyledi.

Konuşmasının devamında, yüksek teknoloji alanlarında nitelikli bilgi üretimine ve üretilen bilginin sanayide kullanılmasına imkân tanıyacak “Yüksek Teknoloji Platformları” desteğini anlatan Prof. Dr. Mandal, şu bilgileri verdi: “TÜBİTAK ‘Yüksek Teknoloji Platformları’ desteği kapsamında araştırma üniversiteleri ve araştırma altyapılarının, dışa bağımlılığın yüksek olduğu kritik teknoloji alanlarında geliştirdikleri teknolojilerin, Ar-Ge ve tasarım merkezlerine sahip firmalar başta olmak üzere özel sektöre etkin bir biçimde aktarımını sağlamayı hedefliyoruz. Daha açık bir ifadeyle; YÖK tarafından ilan edilmiş araştırma üniversitelerinin ve 6550 sayılı kanun kapsamında yeterlik almış araştırma altyapılarının teknolojik birikimlerini, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız tarafından akredite edilmiş Ar-Ge ve tasarım merkezlerine sahip firmalar başta olmak üzere özel sektöre etkin bir biçimde aktarmalarına imkân verecek bir destek mekanizması oluşturduk. Dışa bağımlılığın yüksek olduğu ve TÜİK tarafından ‘yüksek teknoloji ürün sınıfında’ değerlendirilen ilaç, bilgisayar, tüketici elektroniği, biyomedikal, optik, havacılık ve uzay sektörlerindeki ürün ve teknolojilerin özel sektöre transfer edilmesini sağlayacak büyük çaplı Ar-Ge ve yenilik projelerini destekleyeceğiz. Ürün geliştirme sürecinde ‘ölüm vadisi’ olarak da nitelendirilen, ülkemizdeki teknoloji hazırlık seviyesi 3-6 arasında olan ürün ve teknolojiler için stratejik iş birlikleri kurulmasını teşvik ediyoruz.”

Yüksek Teknoloji Platformları desteğinin iki fazda sunulduğunu kaydeden Prof. Dr. Mandal, birinci fazda araştırma altyapılarının, yüksek teknoloji sınıfı ürünü geliştirme sürecinde platform üyeleriyle konsorsiyum kurması ve kurulan platformun “teknolojik kazanım yol haritası”nı hazırlamasının desteklendiğini; ikinci fazda ise, hazırlanan yol haritası kapsamında yapılacak Ar-Ge ve yenilik projelerinin desteklendiğini sözlerine ekledi.

28.01.2019