TÜBİTAK Başkanımız Prof. Dr. Hasan Mandal, Türkiye’de Ar-Ge Harcamalarında Öne Çıkan Şirketlerin Temsilcileri ile Buluştu

-A +A

Toplantıda, başta “Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı” olmak üzere, TÜBİTAK destek programlarıyla ilgili ayrıntılı durum değerlendirmesi yapan Başkanımız, daha sonra, şirket temsilcilerinin görüş ve önerilerini aldı.

TÜBİTAK Başkanımız Prof. Dr. Hasan Mandal, Türkiye’de Ar-Ge harcamalarında öne çıkan şirketlerin temsilcileri ile bir araya geldi. Kurumumuzun destek programlarındaki mevcut durum ve geleceğe yönelik planlamalar hakkında bilgi sunan TÜBİTAK Başkanımız, katılımcıların konuyla ilgili görüş ve önerilerini aldı.

Sunumuna Türkiye’nin 2017 yılı Ar-Ge harcamalarına dair bilgiler vererek başlayan Prof. Dr. Mandal, Ar-Ge harcamalarının cari fiyatlarla 2017 yılında 2016 yılına göre %21 arttığını belirtti. Prof. Dr. Mandal, “Ar-Ge harcaması 2006-2017 yılları arasında 7 katına çıktı. Ar-Ge harcamalarının gayrisafi yurt içi hasılaya oranına bakıldığında ise 2017 yılında Ar-Ge yoğunluğu 2016 yılına göre %5 arttı.” Türkiye’nin hızlı bir yükselişe geçtiğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Mandal, “Ar-Ge alanında özel sektörün yatırımı da bu süreçte yükseldi. 2017 yılında sektörler bazında Ar-Ge harcamaları oranına bakıldığında özel sektörün %56,9 ile en büyük paya sahip, finans kaynağına göre bakıldığında yine özel sektörün %49,4 ile ilk sırada yeraldığını görüyoruz. Tam Zaman Eşdeğer Ar-Ge İnsan Kaynağı 2017 yılında 2016 yılına göre %12 arttı. Tam Zaman Eşdeğer Ar-Ge personelinin sektörel dağılım oranına bakıldığında özel sektör %57 ile ilk sırada yer almakta. Ekonomik faaliyete göre özel sektör Ar-Ge harcaması 2017 yılında 2016 yılına görece %5 artarken, imalat sektörü özelinde bu artış %12,5 olarak gerçekleşmiştir” dedi.

TÜBİTAK hakkında değerlendirmeler yapan Başkanımız, “2018 yılında toplam 27 bin 468 projeyi destekledik. Projelere toplam 1,9 milyarlık destek aktardık. Tüm bu veriler ışığında 2019 yılında daha fazla hedef, çıktı ve etki bazlı program ve yönetim anlayışıyla ilerleyeceğiz” dedi.

“Destek Mekanizmalarımızın ‘Daha Güçlü’, ‘Hedef Odaklı’, ‘İşbirliğine Dayalı’ ve ‘Yüksek Katma Değer Sağlamaya Yönelik’ Olacak Şekilde Çeşitlendirilmesi ve Yenilenmesi Çalışmalarımıza Devam Edeceğiz”

Prof. Dr. Hasan Mandal, “2002-2018 yıllarını değerlendiğimizde, ülkemiz düşük ve orta düşük teknolojiden, yüksek ve orta yüksek teknolojiye geçti. Bizim yapmaya çalışacağımız, orta yüksek teknolojideki başarımızı yüksek teknolojiye taşımak” dedi. Rekabetin gün geçtikçe daha yoğun bir şekilde teknoloji ve bilgi odaklı olduğuna değinen Prof. Dr. Mandal, “Katma değeri yüksek ileri teknolojili ürünler geliştirme zorunluluğumuzun farkındayız. Bu farkındalıktan yola çıkarak; destek mekanizmalarımızın daha güçlü biçimde ‘hedef odaklı’, ‘işbirliğine dayalı’ ve ‘yüksek katma değer sağlamaya yönelik’ olacak şekilde çeşitlendirilmesi ve yenilenmesi çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemimize geçişle birlikte, tüm kurumların mevcut planlarını yenilediklerini, bu bağlamda Kurumumuzun da 2019-2023 Stratejik Planını hazırlayıp, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığına ilettiklerini bildiren Prof. Dr. Mandal, yeni stratejik planda getirilen en önemli kavramın, projelerin sadece çıktı değil, etki ve hedef odaklı olmalarının ve toplumsal yarara dönüşüp dönüşmediğinin takibi olduğunu anlattı. TÜBİTAK Başkanımız, 2019 yılı bütçesinin yüzde 30’unun hedef odaklı programlara, yüzde 70’inin kapasite oluşturma odaklı programlara harcanmasının hedeflendiğini, çağrı planlamalarının bu doğrultuda gerçekleştirileceğini, ancak 2023 yılında gelindiğinde, TÜBİTAK’ın kaynağının yüzde 75’inin çıktı ve etki odaklı programlarda, yüzde 25’inin kapasite oluşturma odaklı programlarda kullandırılmasının hedeflendiğini dile getirdi. 

“Hedef Odaklı Programlara Daha Fazla Destek Vereceğiz”

Hedef odaklı yaklaşımları arttırma çalışmalarına değinen Prof. Dr. Hasan Mandal, yeni çağrı planlamasında ARDEB çağrısı-TEYDEB çağrısı yaklaşımından çıkıp, daha fazla hedef odaklı ve üniversite sanayi işbirliğini esas alan bir çağrı planı yaklaşımına geçileceğini bildirdi. Prof. Dr. Mandal, 2019-2020 yılları için sağlık, enerji, tarım, gıda, otomotiv, imalat alanlarında TÜBİTAK çağrı planlamasının yapıldığını kaydetti. Çıktı odaklı işbirliklerinin etkinleştirilmesinin ikinci odağımız olduğuna değinen Prof. Dr. Mandal, TÜBİTAK’ın daha fazla proje destekleme yaklaşımından çok, yetkinlik odaklı platformları destekleme yaklaşımını benimseyeceğini dile getirdi.

Prof. Dr. Hasan Mandal, şöyle devam etti: “Yeni dönemde, etki potansiyeli yüksek, büyük bütçeli Ar-Ge platformlarını teknoloji hazırlık düzeyleri odaklı ara çıktılar üzerinden aşamalı olarak destekleyeceğiz. Buna yönelik gelecek dönem stratejimizin iki ana unsuru var. Bunlardan ilki, yüksek teknoloji alanlarında üniversite veya araştırma altyapılarında geliştirilen teknolojilerin sanayiye etkin bir şekilde aktarımına izin veren ‘yüksek teknoloji platformları’ desteği.” TÜBİTAK olarak "Yüksek Teknoloji Platformları”na yönelik 2018 yılında ilk çağrıyı açtıklarını belirten Prof. Dr. Mandal, “Destek kapsamında, üniversite/araştırma altyapılarının özel sektör Ar-Ge ve tasarım merkezleri ile ölüm vadisi olarak da nitelendirilen teknoloji hazırlık seviyesi 3-6 arasındaki fazda stratejik iş birlikleri yapmalarını teşvik ediyoruz. Projeleri iki fazlı olarak destekliyoruz. Birinci Fazda, aktörler arası işbirliği ağının oluşturulmasını teşvik ediyoruz. Bu fazda, araştırma planı ve geliştirilen teknolojilerin özel sektöre transferi süreçlerinin yer aldığı bir teknoloji kazanım yol haritasının hazırlanmasını istiyoruz” dedi. 28 Eylül 2019’da kapanan çağrının birinci faza yönelik olduğunu belirten Prof.Dr. Mandal, TÜBİTAK’a Birinci Faz sonunda sunulacak raporların değerlendirilerek, uygun bulunan en fazla 10 farklı yüksek teknoloji platformuna İkinci Faz desteği sağlayacaklarını sözlerine kaydetti.

İkinci Faz kapsamında, yüksek teknoloji alanlarında oluşturulan yol haritaları kapsamında yürütülecek Ar-Ge faaliyetlerine yönelik destek vereceklerini belirten Prof.Mandal, “Gelecek dönem stratejimizin ikinci ana unsuru ise ‘Sanayi Yenilik Ağları Mekanizması’ desteği. Bu destek kapsamında, ithalat bağımlılığını giderecek, cari açığın düşürülmesine ve yüksek teknolojili ürün ihracatının artırılmasına katkı verecek çalışmalar yürütmek üzere; özel sektör liderliğinde oluşturulacak sanayi yenilik ağlarını destekliyoruz” açıklamalarında bulundu. “Sanayi Yenilik Ağları” kapsamındaki temel amaçlarının odak sektörlerde hedeflenen teknoloji tabanlı ürünlerin, son kullanıcı ile etkin işbirliği içinde başarılı bir şekilde ticarileştirilmesi olduğunu vurgulayan Prof.Dr.Hasan Mandal sözlerine şöyle devam etti: “Bu sebeple, teknoloji hazırlık seviyesi 6-9 arasındaki; pazara görece daha yakın alandaki teknoloji geliştirme faaliyetlerini teşvik ediyoruz. Bu destek kapsamında da projeler iki fazda desteklenecek. Birinci Fazda, aktörler arası işbirliği ağının ve ürünleşme yol haritasının hazırlanması istiyoruz. Bu faz için proje bütçesi üst sınırı 150 bin TL olup, çağrının toplam bütçesi 2 milyon TL’dir. İkinci Fazda ise; yenilik ağının ortaya koyduğu hedefler doğrultusunda Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerini destekleyeceğiz ve çıktı odaklı bir şekilde takibini yapacağız. SAYEM Birinci Faz çağrısı 31 Ağustos 2018’de açıldı ve 31 Aralık 2018’e kadar başvuruları aldık. Bu kapsamda toplam 47 adet başvuru aldık. Başvuruları değerlendirme aşamasındayız.”

“Uluslararası Lider Araştırmacılar Programımız Kapsamında Yurtdışından Seçkin Araştırmacılar Firmalarımızda da Yer Bulabilecek”

Hem Türkiye’deki insan kaynağının geliştirilmesi, hem de dünyadaki nitelikli insanların Türkiye’ye gelmesine yönelik, 2232 Uluslararası Lider Araştırmacılar Programına değinen Prof. Dr. Mandal, şu bilgileri verdi: “ Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı ile alanlarında yaptıkları üst seviye bilimsel çalışmalar ile temayüz etmiş ve/veya yurt dışında araştırma deneyimine sahip, başta Türk bilim insanları olmak üzere nitelikli araştırmacıların yurtdışından Türkiye’ye gelmelerini teşvik ediyoruz. Bu destek programı Türkiye’ye dönecek araştırmacılara sağlanan imkanlar açısından dünyada yeni ve öncü olma özelliği taşıyor. Türkiye’ye gelen lider araştırmacılar çalışmalarını Türkiye’nin önde gelen akademi, sanayi kurum ve kuruluşları veya kamu kurumlarında yürütebilecekler. Bu anlamda yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesine yönelik hem akademi hem de sanayide ihtiyaç duyulan bilginin yurtdışından ülkemize transferi de gerçekleşmiş olacak” dedi. Çağrının 15 Aralık 2018’de açıldığını belirten Prof. Dr. Hasan Mandal, 29 Mart 2019’a kadar başvuruların alınmaya devam edileceğini sözlerine ekledi.

“Mentörlük Destek Programı ile Teknoloji Tabanlı Firma Hayatta Kalmaları ve Büyemelerine Yönelik Gerekli Desteği Sağlayacağız”

Prof. Dr. Mandal, teknoloji tabanlı firma kurmak isteyen girişimcilerimizin TÜBİTAK olarak her zaman yanında olduklarını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Bireysel Genç Girişim (BİGG) Programımız ile girişimcilerin, teknoloji ve yenilik odaklı iş fikirlerini, katma değer ve nitelikli istihdam yaratma potansiyeli yüksek teşebbüslere dönüştürebilmeleri için destek veriyoruz. Bu kapsamda iş fikri başvurularının toplanması ve değerlendirilmesi, girişimcilere eğitim, mentörlük, kuluçka, işbirliği ağlarının kullanımı ve müşteri doğrulama desteklerini içerecek şekilde hızlandırıcı hizmetin sağlanması amacıyla uygulayıcı kuruluşlarımızdan destek alıyoruz. Mevcut durumda uygulayıcı kuruluş sayımızı 20’den 30’a çıkardık. Uygulayıcı kuruluşlar içinde üniversite TTO’ları, bir banka ve bir büyük sanayi şirketi yer alıyor.”

TÜBİTAK olarak 2018 yılında, “Tech-InvesTR Girişim Sermayesi Destekleme Programı”nı hayata geçirdiklerine de değinen Prof. Dr. Mandal, “Bu program ile Ar-Ge yoğun erken aşamadaki girişimcilerin fon ihtiyaçlarının karşılanması için bu şirketlere yatırım yapacak girişim sermayesi fonlarının etkinleştirilmesini amaçladık. Bu sayede teknoloji tabanlı girişimcilerin erişebilecekleri finasal kaynakları çeşitlendiriyoruz. Tüm bu girişimlerimizi tamamlayıcı bir adım olarak sahada, kurulan Ar-Ge yoğun firmaların hayatta kalmaları ve büyemelerine yönelik bir mentörlük desteğine yönelik bir ihtiyaç olduğunun bilincindeyiz. Bu bilinçle TÜBİTAK olarak oluşturduğumuz mentör havuzumuzdan faydalanacak şekilde yeni bir programı hayata geçireceğiz” dedi.

“Önümüzdeki Döneme İlişkin Faaliyetlerimizi ‘Birlikte Başarmak’ Yaklaşımıyla Planlayacağız”

Tüm katılımcılara seslenen Prof. Dr. Mandal, TÜBİTAK’ın, önümüzdeki döneme ilişkin faaliyetlerini “birlikte başarmak” yaklaşımı ile planlayacağını bildirdi. TÜBİTAK Başkanımızın sunumunun ardından, katılımcıların soru, görüş ve önerilerinin alınması ile sonra toplantı sona erdi.

13.02.2019