TÜBİTAK’ın 2018 Yılı Ödülleri Sahiplerini Buldu

-A +A

TÜBİTAK tarafından her yıl verilmekte olan “Bilim, Özel, Hizmet ve Teşvik Ödülleri”, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan himayelerinde Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu. 2018 yılında ödül kazanan bilim insanları, ödüllerini Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan aldılar. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Ödülleri Töreni'ndeki konuşmasında, Türk ve dünya bilim literatürüne katkıları dolayısıyla ödüle layık görülen tüm bilim insanlarını, emekleri ve gayretleri için kutlayarak ve teşekkürlerini sunarak başladı. Genç bilim insanlarının gözlerinden yansıyan heyecanın, azmin, gururun ve cesaretinin ülkenin geleceği adına büyük umutlar aşıladığına işaret eden Erdoğan, bilim hayatlarının daha başlarındayken üniversitelerine, ailelerine ve Türkiye'ye güzel iftihar tabloları yaşattıkları için kendilerine teşekkürlerini iletti.

TÜBİTAK tarafından seçilen bilim insanlarına ödüllerinin tevdi edildiğini belirten Erdoğan, "Ülkemiz genelinde yapılan incelemeler ve elemeler sonucunda TÜBİTAK tarafından 3 farklı kategoride 18 başarılı bilim insanı ödüle layık görüldü. TÜBİTAK'ın 5 temel bilimler, 3 mühendislik bilimleri ve 4 sosyal bilimler alanındaki 12 Teşvik Ödülü, bunun yanında 3 Özel Ödülü ve 3 Bilim Ödülünü de bugün sahipleriyle buluşturuyoruz" diye konuştu. TÜBİTAK tarafından 1966'dan beri farklı sahalarda ödül verilen araştırmacı ve bilim insanı sayısının 773'e yükseltildiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜBA ve TÜBİTAK tarafından ödül verilenlere ülke ve millet adına teşekkürlerini iletti. Erdoğan, "Kendilerinden çok daha büyük başarılara, araştırmalara, akademik ve ilmi çalışmalara imza atmalarını beklediğimizi de özellikle belirtmek istiyorum" ifadesini kullandı.

“Bilim ve Teknolojiden Mahrum Bir Kalkınma Çabasının Menzile Varması Mümkün Değildir”

"Bilim ve teknolojiden mahrum bir kalkınma çabasının menzile varması mümkün değildir. Bilim, kültür ve sanat adamlarına destek olmayan bir devletin beklediği atılım sürecine girmesi ham hayal olarak kalacaktır. Kültür ve medeniyet kökleriyle, manevi hazinelerinden kopup yürüyen bilimsel çabaların da eksik ve yarım kalacağı unutulmamalıdır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin her açıdan müstesna bir kültür, ilim ve tarih havzasının tam üzerinde olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti: "Asırlardır farklı kültürleri, medeniyetleri ve inançları bünyesinde başarıyla mezcetmiş bir coğrafyanın kavşak noktasında yer alıyoruz. Merhum Fuat Sezgin Hoca'nın araştırmalarının da ortaya koyduğu insanlık tarihine yön veren pek çok keşfin ilk nüvelerinin oluşturulduğu bir maziye, geçmişe sahibiz. Aynı şekilde merhum Osman Turan Hocamız, ecdadımızın Selçuklu döneminin sayfalarını insanlığın istifadesine sunmuştur. Yine merhum Halil İnalcık Hocamız bu maziyi, Osmanlı dönemini eserleriyle gayet güzel bir şekilde ortaya koymuştur."

"Özgürlüğün Olmadığı Yerde Özgünlük de Olamaz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir dönem darbecilerin, cuntacıların, vesayet güçlerinin adeta eşik bekçisi, meşruiyet mekanizması gibi görünen üniversitelerin, hayata geçirilen reformlarla tarihi bir değişim yaşadığını belirterek, "Uzun yıllar çatışmalarla, siyasi kavgalarla, ideolojik kamplaşmalarla anılan Türk üniversiteleri, ilk defa bizim dönemimizde bilim üretim merkezleri haline geldi. Bu görevlerini yerine getirebilecekleri imkanlara da kavuştu" ifadelerini kullandı. "Kapısına ikna odalarının kurulduğu bir üniversite atmosferinden ne bilim ne alim ne de dünya çapında araştırmacılar çıkar" değerlendirmesini yapan Erdoğan, öğrencilerin yetişmesiyle, eğitimiyle değil başörtüsüyle, sakalıyla, kılık kıyafetiyle uğraşan bir üniversitenin ne ülkeye ne de millete bir faydası olacağını söyledi. Liyakat ve ehliyet yerine hizip dayanışmasının hakim olduğu bir üniversiteden bilim dünyasına katkı beklemenin beyhude olduğunun altını çizen Erdoğan, "Öğrencilerin vakitlerini laboratuvar ve kütüphaneler yerine kavgalarla geçirdiği bir üniversite atmosferinde Fuat Sezgin'ler, Aziz Sancar'lar hayat bulamaz. Hepsinden önemlisi özgürlüğün olmadığı yerde özgünlük de olamaz" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla son 16 yılda sadece ekonomide, siyasette, diplomaside değil, üniversitelerin demokratikleşmesinde, özgürleşmesinde de önemli adımlar attıklarını aktardı.

Üniversiteleri, kültür hayatını çölleştiren, bilimin gelişmesine engel olan o yasakçı, hizipçi, fanatik, cilası iyi ama içi kof zihniyetin cenderesinden kurtarmak için 16 yıldır büyük çaba harcandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Uzun yıllar öğrenci olaylarıyla yasaklarla ikna odalarıyla kimi örgütlerin baskılarıyla anılan üniversiteler, artık tarih oldu. Atılan adımlar sayesinde üniversitelerimiz, gerçek anlamda bilim ve akademik çalışma yapabilecekleri imkanlara kavuştu" diye konuştu. Bugün üniversitelerde teröre bulaşmadığı, şiddeti kutsamadığı sürece her türlü fikrin, eleştirinin yapılabildiği bilimsel araştırmalara her türlü desteğin verildiği bir özgürlük ortamının tesis edildiğini ifade eden Erdoğan, gençlere verilen burs, kredi, yurt imkanlarını inşa ve ihya etmenin gayreti içinde olduklarını söyledi. Erdoğan, mastır ve doktoraya ciddi anlamda burs ve kredi desteği verildiğini hatırlattı. Akademideki gelişmelerin de insana, insan kalitesine, eldeki imkanların ne şekilde değerlendirildiğine bağlı olduğunu aktaran Erdoğan, araştırma görevlisinden profesörüne, uzmanından rektörüne kadar tüm unsurlarıyla üniversiteler geliştikçe, özel sektörde ve kamuda görev yapan araştırmacıların üretkenliği arttıkça Türkiye'nin hak ettiği yere geleceğini vurguladı.

"Yenilikçi Fikirleri Teşvik Ediyoruz"

İlim tahsilini meslek edinenlerin zorlu, sabır ve gayret gerektiren uzun bir yola revan olduğunu anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ülkemizin yöneticileri olarak görevimizin sizleri desteklemek, sizlere araştırmalarınızı yapabileceğiniz, hiç çekinmeden sorularınızı rahatça sorabileceğiniz bir iklimi tesis etmek olduğuna inanıyoruz. Bunun en önemli şeyi ilk etapta fiziki mekanlar, fiziki mekanlarla birlikte tüm gelişmiş teknolojinin sizlerin emrine verilmesidir. Bu anlayışla bilim insanlarımızın çalışmalarına büyük destekler veriyor, yenilikçi fikirleri teşvik ediyoruz. TÜBİTAK, sosyal bilimler de dahil olmak üzere bilimin her alanında akademisyenlerin, özel sektör ve projelerine geri ödemesiz destekler veriyor. Günümüz dünyasında bağımsızlığın ilk şartı teknolojiyi tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke konumuna ulaşmaktır. Ülkemizin milli teknoloji hamlesinin başarıya ulaşması teknoloji üreten bir toplum haline dönüşmemizle mümkündür." Erdoğan, 16 yıllık dönemde bilim insanlarının sunduğu 20 bin 155 projeye 10 milyar liranın üzerinde akademik araştırma, geliştirme katkısı verildiğini belirterek, "Hedefimiz Türkiye'yi kendi vatandaşları için değil, dünyadaki tüm bilim insanları için çekim merkezi haline getirmektir" dedi. Stratejik alanlardaki projelere katkı sağlamak üzere Türkiye'ye gelecek üst düzey araştırmacılara çok cazip teşvikler sunan uluslararası lider araştırmacılar programının bu hedef doğrultusunda hazırlandığının altını çizen Erdoğan, en başarılı çocuklara, parlak beyinlere, üretkenliklerini daha da artırabilecekleri, fikirlerini somut projelere dökebilecekleri ekosistemler sunulduğuna dikkati çekti. Türkiye'nin hemen hemen her yerinde kurulan Ar-Ge ve tasarım merkezleri teknoparklarının bu çabanın somut örneği olduğunu dile getiren Erdoğan, bin 384 Ar-Ge ve tasarım merkeziyle 81 teknoparkın bulunduğunu, bunların sayılarının artırılmaya devam edileceğini bildirdi.

 "TÜBİTAK ve TÜBA'ya Önemli Görevler Düşüyor"

"Artık fiziki güvenliğinizi siber güvenlikle dijital sanayiyle yerli yazılımla yapay zekayla tahkim etmiyorsanız kendi kendinizi kandırıyorsunuz demektir” diyerek sözlerini sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hudutlarımızın korunmasına gösterdiğimiz hassasiyeti ülkemizin ürettiği verilerin korunmasına aynen göstermek durumundayız. Bugün siber saldırılar ve açıklar, devletin güvenliği ile kişi mahremiyetini ihlal eden en büyük tehditlerdendir. Geliştirdiğimiz 'Ahtapot' yazılımı, bir kuvvet komutanlığımızın karargahına yapılan siber saldırıyı başarıyla engelledi ve gerçekleşecek bir NATO tatbikatına dahil edildi. Türkiye artık bilimsel araştırmalarda sınır tanımıyor. Uzaydan kutuplara kadar her noktada çalışmalar yürütüyoruz. İki hafta önce 20 yıllık bir hayali gerçekleştirip Uzay Ajansı'nı kurduk. Böylece ülkemizi uzay araştırmaları ve teknolojisinde süper lige taşıyacak tarihi bir adım attık." Bilim ve teknolojide kayda değer bir sıçrama yapmak için çok çalışılması gerektiğine işaret eden Erdoğan, savunma sektöründe gösterilen başarının yazılım, finans, sağlık, enerji ve diğer kritik teknoloji alanlarında da yakalanıp, ekonomik bağımsızlığın perçinlenmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'deki bilim ve eğitim kuruluşlarından beklentinin düşünen, merak eden, araştıran, soruşturan ve sürekli daha ileriye gitmeyi hedefleyen bir anlayışın topluma yerleştirilmesi olduğunu ifade eden Erdoğan, bu konuda TÜBİTAK ve TÜBA'ya önemli görevler düştüğünü kaydetti. Gayretleriyle emekleriyle birikimleriyle eserleriyle bilim dünyasına, Türkiye'ye ve insanlığa katkılar sağlayanlara şükranlarını sunan Erdoğan, ödül alan bilim insanlarını tebrik etti.

Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank: Bilim Yapmak İsteyene Türkiye'nin Kapıları ve İmkanları Sonuna Kadar Açık


Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mustafa Varank da, TÜBİTAK ve TÜBA Ödülleri 2018 Töreninde yaptığı konuşmada, ödül töreninin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşmesinin Türkiye'nin bilim ve teknolojideki millilik hamlesinde ne derece kararlı olduğunun net bir ifadesi olduğunu söyledi. Bilimsel ilerlemeyi bitiş çizgisi olmayan bir yarışa benzeten Varank, Türkiye'nin kendine yaraşır bir biçimde bu yarıştan asla kopmamasının gelecek nesillere karşı en önemli sorumlulukları olduğunu ifade etti. Varank, yüksek katma değerli üretim, dijitalleşme, verimlilik artışları ve bölgesel kalkınmayı "Milli Teknoloji, Güçlü Sanayi" vizyonunun gelişme eksenleri olarak belirlediklerini anımsatarak, bu alanların her birinde başarıya ulaşmak için bilim insanlarının orijinal katkı ve fikirlerine ihtiyaç olduğunu dile getirdi.

 

Fen ve sosyal bilimlerde Türkiye'yi hedefine ulaştıracak tüm somut önerilere açık olduklarını vurgulayan Varank, şunları söyledi: "TÜBİTAK, bilim ve teknoloji ekosistemine verdiği desteklerin yanı sıra savunmadan enerjiye, ilaçtan gıdaya, malzemeden siber güvenliğe çok çeşitli stratejik alanlarda milli ve özgün teknolojiler için Ar-Ge faaliyetleri yürütüyor. Akademik Ar-Ge ve özel sektör destekleriyle bugüne kadar 36 binden fazla projeye 18 milyar liranın üzerinde hibe desteği sağladık. Gençlerimizin teknoloji ve yenilik odaklı iş fikirlerinin hayata geçmesi için 6 senede bin 94 girişime 112 milyon lira sermaye katkısı verdik."

Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı'na Yoğun İlgi

Varank, yakın zamanda iki "vizyoner" program başlattıklarını hatırlatarak, bu programlardan ilkinin Sanayi Doktora Programı olduğunu, bununla sanayi sektöründe nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesini ve istihdamını teşvik ettiklerini anlattı. Varank, "Buna göre, 33 üniversitenin 77 firmayla yaptığı 120 farklı iş birliği projesini destekleyeceğiz. Böylelikle, 517 doktora öğrencisi yetiştirilecek. Bu öğrenciler mezun olduktan sonra da 3 yıl boyunca istihdam desteği alabilecekler" diye konuştu. İkinci projenin de Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı olduğunu aktaran Varank, "Amerika, Avrupa ve Asya’nın saygın üniversitelerindeki Türk ve yabancı akademisyenlerden her gün programla ilgili sorular alıyoruz, heyecanlarına bizzat şahitlik ediyoruz" ifadesini kullandı. Varank, iki programın milli teknolojilerin gelişimi ve ekonomik değere dönüşümü açısından önemli bir rol oynayacağını belirterek, karşılaştıkları yoğun ilginin Türkiye'de bilim yapma atmosferine yönelik temelsiz eleştirilere en güzel cevap olduğunu dile getirdi.

TÜBA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar: “Fuat Sezgin Ödüllerini Başlatacağız”

Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar da törende yaptığı konuşmada, dünyada bilim akademilerinin en önemli işlevlerinden birinin, üstün bilimsel başarıları ve başarılı bilim insanlarını onurlandırmak ve ödüllendirmek olduğunu, bu kapsamda TÜBA tarafından Uluslararası Akademi, Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı ve Bilimsel Telif Eser Ödülü verildiğini söyledi. Bilim akademilerinin uluslararası alanda temsil faaliyetlerini de yerine getirdiğini ifade etti. Prof. Dr. Acar, Türkiye'nin uluslararası alanda ödül ihtiyacı gözetilerek 2015 yılında ihdas edilen "Uluslararası Akademi Ödülü"nü bu yıl Romanya, Singapur, Moğolistan ve ABD'den 4 bilim insanının kazandığını bildirdi. Türkiye'de çalışmayı özendirmek, seçkin bilim insanlarının ülkede çalışmalarını sürdürmelerini sağlamak amacıyla "Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı" ödüllerinin takdim edileceğini dile getiren Prof. Dr. Acar, toplam 7 TÜBA-Bilimsel Telif Eser (TESEP) Ödülü'nün de sahiplerine verileceğini aktardı. Prof. Dr. Acar, Türkiye'nin topyekun kalkınması ve 2023, 2053, 2071 diye ifade edilen vizyonları çerçevesinde hedeflerine ulaşması için her alanda bilim araştırma geliştirme ve yenilikçilik faaliyetlerinin önem taşıdığını vurgulayarak, şöyle devam etti: "Bilimsel başarıların özellikle ülkemizde yükseltilerek sürdürülmesi için bilim ödüllerinin önemli kıymete sahip olduğunu düşünüyoruz. Ülkemizin layık olduğu, yüksek hedeflere ulaşmak bakımından gerekli olan nitelikli insanlar için Türkiye'nin cazibe merkezi olma özelliğini kazanması da önemli."

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal:Bu Törenin Sayın Cumhurbaşkanımızın Himayelerinde Gerçekleştiriliyor Olması Ödüllerimizi Daha da Anlamlı Hale Getirmiştir”

Başkanımız Prof. Dr. Hasan Mandal, törende yaptığı konuşmada, kendisinin de 2005 yılında TÜBİTAK Bilim Ödülünü almaya layık görüldüğünü hatırlatarak, “Ancak 2005 yılında bu ödülümü Cumhurbaşkanından almam mümkün olamamıştı. Bugün bu törenin Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde gerçekleştiriliyor olması ve daha da önemlisi bu ödüllerin bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından tevdi edilecek olması, ödüllerimizi daha da anlamlı hale getirmiştir. Bunun için şahsım, kurumum ve meslektaşlarım adına Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.

TÜBİTAK ve TÜBA Ödüllerine layık görülen tüm bilim insanlarını tebrik eden Prof. Dr. Mandal, TÜBİTAK’ın 1966 yılından bu yana, 53 yıldır “Bilim, Özel, Hizmet ve Teşvik Ödüllerini”nin verdiğini anımsattı. Ülkemizin 2023, 2053 ve 2071 yılı hedeflerine ulaşabilmesinin, bilim temelli yüksek teknoloji geliştiren ve üreten bir ülke olması ile mümkün olabileceğine işaret eden Prof. Dr. Mandal, bu kapsamda TÜBİTAK’a büyük görev düştüğünü dile getirdi. “TÜBİTAK olarak geleceğe yönelik temel stratejimizi araştırma, teknoloji geliştirme ve yenilik ekosisteminde milli hedeflere odaklanmış, nitelikli bilgi ve nitelikli insan üzerine kurguladık” diyerek sözlerine devam eden TÜBİTAK Başkanı, “Buna yönelik bir durum değerlendirmesi yaptığımızda, Kurumum tarafından 2002 yılında 150 Milyon TL destek sağlanırken, 2018 yılında bu destek miktarımız 1.6 Milyar TL’ye ulaşıp  10 katın üzerinde bir artış sağlanmıştır. Bu destekler üniversitelerimizin ve sanayimizin araştırma kapasitesini önemli ölçüde artırmış ve bu doğrultuda 2002 yılında düşük ve orta-düşük teknoloji üreten bir ülke iken, özellikle orta yüksek teknolojide önemli artış sağlamıştır” dedi.

Ülkemizin 2023 yılı hedefler kapsamında dünyanın 10 büyük ekonomisinden birisi olabilmesi için, orta yüksek teknolojide göstermiş olduğumuz başarının yüksek teknolojiye dönüşmesi gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Mandal, bunun için de desteklerimizin sadece kapasite oluşturma odaklı değil özellikle çıktı ve etki odaklı olarak yönetilmesi gerektiğini ifade etti. Yeni TÜBİTAK olarak tüm süreçlerin yakın zamanda bu şekilde planlandığını ve yeniden yapılandırıldığını aktararak bu süreçlere katkı veren üniversitelerimize ve bilim insanlarımıza teşekkürlerini sundu.

“Bir Ülkenin En Önemli Kaynağı, Genelde İnsan, Özelde de Bilim İnsanlarıdır”

TÜBİTAK olarak erken yaşlardan itibaren her yaş grubundaki bilim insanlarımızın teşvik edildiğini, desteklendiğini dile getiren Prof. Dr. Mandal, sözlerine şöyle devam etti: “Bu desteklerimiz kapsamında 2002 yılından günümüze yaklaşık 240.000 bilim insanını destekledik. Desteklerimizin çıktılarını da artık alıyoruz. 1993 yılından bu yana genç yeteneklerimizi keşfetmek için bilim olimpiyatları düzenlenmekteyiz. 2018 yılında Bilim Olimpiyatları Programı kapsamında katıldığımız Uluslararası Bilim olimpiyatlarında ülkemizi temsil eden öğrencilerimiz uluslararası bilim olimpiyatları tarihinde ilk kez tüm branşlarda altın madalya kazanarak bir ilke imza atmışlardır.”

“Bilim İnsanlarımıza Yönelik Desteklerimizin Taçlandığı Süreç TÜBİTAK Ödülleridir”

“Bilim insanlarımıza yönelik desteklerimizin taçlandığı süreç TÜBİTAK ödülleridir” diyen Başkanımız, bu kapsamda 1966’dan bugüne kadar 171 Bilim Ödülü, 87 Hizmet Ödülü, 498 Teşvik Ödülü ve 17 TÜBİTAK Özel Ödülü olmak üzere toplam 773 bilim insanının TÜBİTAK ödüllerinin sahibi olduğunu bildirdi.

Ülkemiz ve insanlığın geleceği için çalışan, üreten ve hepsi birer kahraman olan bilim insanlarımızı ödüllendirmenin, yüreklendirmenin bir görev, bir sorumluluk olduğunu belirten Prof. Dr. Mandal, bu doğrultuda TÜBİTAK’ın süreçlerini iyileştirdiğini, 2018 yılında ödül destek miktarlarını önemli ölçüde artırdığını aktardı. Prof. Dr. Mandal, “Ama daha da önemlisi, ödül kazanan bilim insanlarımızın daha fazla proje üretebilmeleri için ve insan kaynağı yetiştirebilmeleri için proje kotalarını Bilim ödülü sahiplerimiz için sınırsız hale getirdik. Teşvik ödülü alan bilim insanlarımızda ise kota sayısını artırdık” ifadelerini kullandı.

TÜBİTAK “Bilim, Özel, Hizmet ve Teşvik Ödülleri”nin 2018 yılı sahiplerini ve bu ödül sürecinin arkasında kendilerine destek sağlayan Üniversitelerini ve özellikle ailelerini tebrik eden Prof. Dr. Mandal, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bilime ve bilim insanına desteğini hiçbir zaman esirgemeyen ve bu töreni himayelerinde gerçekleştirmiş olduğumuz Sayın Cumhurbaşkanımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyor hepinizi saygıyla selamlıyorum.”

Konuşmaların ardından TÜBİTAK Ödülleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve TÜBİTAK Başkanı Prof.Dr. Hasan Mandal tarafından sahiplerine tevdi edildi.

“2018 Yılı TÜBİTAK Bilim, Özel, Hizmet ve Teşvik Ödüllerini Kazananlar”

BİLİM ÖDÜLÜ

Mühendislik Bilimleri

  • Prof. Dr. Mustafa ERDİK - Boğaziçi Üniversitesi - Emekli Öğretim Üyesi
  • Prof. Dr. Cengiz KAHRAMAN - İTÜ İşletme Fakültesi,  Endüstri Müh. Böl.

Sağlık Bilimleri

  • Prof. Dr. Ertuğrul KILIÇ - İstanbul Medipol Üniversitesi, Tıp Fak.

                                                         

ÖZEL ÖDÜL

Temel Bilimler

  • Prof. Dr. Mehmet ACET - Duisburg-Essen Üniversitesi, Fizik Böl.

Mühendislik Bilimleri

  • Prof. Dr. Tanju KARANFİL - Clemson University, USA, Çevre Müh.

Sağlık Bilimleri

  • Prof. Dr. Ömer KÜÇÜK - Emory University School of Medicine

 

TEŞVİK ÖDÜLÜ

Temel Bilimler

  • Doç. Dr. Mustafa EMRULLAHOĞLU - İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Kimya Böl.
  • Prof. Dr. Veysi Erkcan ÖZCAN - Boğaziçi Üniversitesi, Fizik Böl.
  • Doç. Dr. İmren HATAY PATIR - Selçuk Üniversitesi, Fen Fak., Biyoteknoloji Böl.
  • Doç. Dr. Hasan ŞAHİN - İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Fotonik Böl.
  • Prof. Dr. Mehmet ZAHMAKIRAN - Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Fak., Kimya Böl.

Mühendislik Bilimleri

  • Doç. Dr. Nadir DİZGE - Mersin Üniversitesi, Çevre Müh. Böl.
  • Doç. Dr. Engin DURGUN - İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi, UNAM
  • Doç. Dr. Sedat NİZAMOĞLU - Koç Üniversitesi, Elektrik-Elektronik Müh.

Sosyal Bilimler

  • Prof. Dr. Cengiz ERİŞEN - Yeditepe Ü., Siyaset Bil. ve Uluslararası İlişkiler Böl.
  • Doç. Dr. Eren İNCİ - Sabancı Üniversitesi, Sanat ve Sosyal Bilimler Fak.
  • Doç. Dr. Ahmet ŞENSOY - İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi, İşletme Fak.
  • Prof. Dr. Mustafa Sami TOPÇU - Yıldız Teknik Üniversitesi, Eğitim Fak.
27.12.2018