TÜBİTAK’ın Desteklediği Projeyle Kırışıklık Kremi Üretildi

-A +A

TÜBİTAK desteğiyle deri altına inerek cildi yenileyen kırışıklık kremi üretildi. Bioder ve Bioxcin’in üreticisi Biota Laboratuvarları’nın geliştirdiği kremin önümüzdeki aylarda piyasada olması bekleniyor.

Biota Laboratuvarları TÜBİTAK’ın “Boş ve Dolu Lipozomal Taşıyıcı Sistemler Geliştirilerek Anti-Akne, Nemlendirici Ve Anti-Aging Ürünlerine Uygulanması” projesi kapsamında ilaç sektöründe kullanılan ileri teknoloji lipozomlar üzerinde çalışma yaparak “Nanoteknolojik Lipozomu” üretti. Nanoteknolojik Lipozom sayesinde piyasadaki diğer ürünlerden daha etkili “yaşlılık karşıtı” krem geliştiren Biota, bu proje ile Uluslararası Kozmetik Araştırmacılar Federasyonu Kongresine kabul gördü.

Üretilen kremin en önemli özelliğinin deri altına inmesi olduğunu belirten Biota Laboratuvarları Ar – Ge Direktörü Dr. Özden Kasımoğulları, “Biz kozmetik ürünleri genellikle derinin üst tarafına ince bir katman olarak sürüyoruz. Ama bazı işlemlerin yapılabilmesi için derinin alt tabakalarına yağ tabakalarının olduğu yere inmesi gerekiyor. Deri etkin maddeler için kolay bir geçiş bölgesi olmadığından cilt üzerinde uygulanan bakım ürünleri deri içinde ilerlemez ve cildin hücre yenilemesini gerçekleştirdiği alt tabakaya ulaşmaz. İşte bu noktada cildin alt tabakasına ulaşabilen kozmetikle ilaç arasında kalan bir takım preparatlar devre giriyor. Lipozomlar klasik bir kozmetikten farklı olarak dermokozmetik dediğimiz grubun içerisinde yer alıyor. Yapı ve içerik bakımından derinin yapısına çok benziyorlar. Hücre zarı ile benzerlik taşıyan, hem suda hem de yağda çözünen bu madde aktif maddelerin cildin altlarına ve hücrelere taşınmasını sağlıyor. Bu özellikleri kullanarak ürettiğimiz kırışıklık kremini önümüzdeki aylarda piyasaya sürmeyi hedefliyoruz” dedi.

Lipozomlu Kremin Faydaları

TÜBİTAK TEYDEB’in 1507 TÜBİTAK KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı kapsamında yaklaşık 300 bin liralık hibe desteğiyle geliştirilen libozomlu kremin kullanıcıların yüzde yüzünde cilt esnekliğini artırdığını belirten Kasımoğulları, “Yapılan klinik çalışmalarda lipozom içeren kremlerin, kullanıcıların tamamında cilt esnekliğini arttırdığı, cildin pürüzlü görünümünü azalttığı görülmüştür. Ayrıca yine kullanıcıların tamamında ciltteki transepidermal su kaybını azalttığı tespit edildi. Lipozom içermeyen kremlerle karşılaştırıldığında, lipozom içeren kremlerin aktif maddelerin deri altına taşınmasını sağlayarak cilt esnekliğinde ürünün etkinliğini  yüzde 99’a varan oranlarda arttırdığı görüldü. Kırışıklığın giderilmesinde ise libozom içermeyen kremlere göre aktif maddelerin deri altına taşınmasını sağlayarak ciltteki pürüzlü görünümün giderilmesinde ürünün etkinliğini  yüzde 58’e varan oranlarda arttırdığını gördük” dedi.

TÜBİTAK Kırışıklık Kremine Neden Destek Verdi?

TUBITAK’ın bir projeye destek vermesi için o projenin bir yenilik bir inovasyon içermesi gerektiğini söyleyen Kasımoğulları sözlerini şöyle tamamladı: “TÜBİTAK’ın desteği için projenin bir insanın hayatını kolaylaştırmaya yönelik olması veya Türkiye’de olmayan bir sistemin Türkiye’ye getirilmesi mantığında olması gerekiyor. Bizim TÜBİTAK tarafından desteklenen projemiz lipozomlar adı verdiğimiz yeni bir farmasotik preparatın kozmetik uygulamasıyla ilgiliydi. İlk defa sanayide uygulamak amacıyla yepyeni bir teknolojiyle test ettik ve çıkan değeri kozmetik ürünlerde kullanmayı vaat ettik. Bu amaçla lipozomlardan oluşan bir takım nemlendirme, anti-aging, anti-akne özelliği olan preparatlar çalıştık. Lipozom ile hazırladığımız bu kombinasyonu TÜBİTAK’a sunduk. Kabul görülen ve desteklenen projemiz 2 yıl süren çalışmanın ardından başarıyla sona erdi.”

 

 

 

 

 

 

30.09.2013 Başarı Hikayeleri, Sanayi Başarı Hikayeleri