“Türkiye’de Havza Bazında Hassas Alanların ve Su Kalitesi Hedeflerinin Belirlenmesi Projesi”nin Kapanış Toplantısı

-A +A

TÜBİTAK MAM ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen “Türkiye’de Havza Bazında Hassas Alanların ve Su Kalitesi Hedeflerinin Belirlenmesi Projesi”nin kapanış toplantısı Ankara’da yapıldı. Türkiye’deki 25 su havzasında bulunan yüzeysel sularda ve yeraltı sularında su kirliliği açısından hassas su alanlarının, nitrata hassas su alanlarının ve bu alanları etkileyen hassas bölgelerin tespiti ve su kalitesi hedefleri ile su kalitesinin iyileştirilmesi için alınacak tedbirlerin belirlenmesi amacıyla 20 Eylül 2012 tarihinde başlatılan Proje’nin kapanış toplantısına Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. A. Arif Ergin, Su Yönetimi Genel Müdürü Cuma Kınacı, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Başkanı Bahadır Tunaboylu katıldı.

Toplantıda konuşan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Dünya’da tatlı su kaynaklarının çok az olduğuna dikkati çekti. 2.5 milyar insanın yeterli miktarda istenilen kalitede suya erişemediğine değinen Bakan Eroğlu, Türkiye’nin su zengini olmadığını, Türkiye’de suyun tek elden ve akıllı yönetilmesi gerektiğini söyledi. Şimdiye kadar 1 milyon 700 bin kişiye su götürdüklerini belirten Eroğlu, bu sayının yeterli olmadığını kaydetti. Yağışlardaki miktarların azalacağını ifade eden Bakan Eroğlu, “Türkiye'deki mesele sadece gelecekte yağışların azalması, kuraklık olması meselesi değil yağışların mevsimlere ve bölgelere göre çok büyük bir değişim göstermesi. Su miktarını akıllıca yönetmemiz lazım, gerektiğinde havzalara bir takım aktarmalar yapmamız ve suyu biriktirmemiz lazım. Kış aylarında biriktirdiğimiz suyu yaz aylarında kullanmamız gerekiyor. Bu biriktirme baraj ve göletler yapmak suretiyle olabilir. Türkiye'de barajlara karşı çıkmak cinnettir çünkü bizim sürekli akan bir nehrimiz yok. Yazın pek çok nehrin kuruduğunu göreceksiniz" diye konuştu. Su tasarrufu için baraj ve göletlerin yapılmasının mecburi olduğunu belirten Eroğlu, Türkiye’nin, baraj inşaatları konusunda Dünyada ilk üç ülke arasına girdiğini, göletler konusunda ise Dünyada birinci olduğunu söyledi.

“2023 Yılında Avrupa Birliği’ni Tamamen Geçeceğiz”

Proje hazırlamada, çalışmalarda başka ülkelerin model alınmasını eleştiren Bakan Eroğlu, "Kendi programlarımızı, şartlarımıza uygun olarak kendimiz yazacağız. Bunu yapacak gücümüz var. Bundan sonra 'gelişmiş ülke' olarak kendisini adlandıran ülkelerden modeller satın almak yasaktır. Kendimiz yapacağız, gerekirse yaptığımız modeli biz onlara satacağız" dedi. Türkiye'nin mevcut durumunun Avrupa Birliği'ndeki bazı ülkelerden daha iyi olduğunu bildiren Eroğlu şunları söyledi: "Avrupa Birliği'ndeki en iyi ülkelerle yarışarak, onları yakalamak değil, onları geçmek mecburiyetindeyiz. Hedef Avrupa Birliği'ni her konuda geçmek, bunu yapacak gücümüz var, 2023 yılında Avrupa Birliği'ni tamamen geçeceğiz. Buna yürekten inanıyorum."

“Dünyayı Huzurlu Bir Yer Haline Getirmekten Başka Bir Beklentimiz Yok”

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. A. Arif Ergin de konuşmasında Türkiye’nin kendi problemlerini ölçebilen, çözümler ve aksiyon planları üretebilen, kendi ayakları üzerinde durmaya başlamış bir ülke olduğunu belirtti. Batı medeniyetinin ana hedefinin, başkalarına kendi bünyesindekileri kabul ettirerek ayakta durmak olduğunu, bunun karşılığı olarak da mutlaka bir şeyler elde etmeye çalıştıklarını söyleyen Prof. Ergin, “Bizim felsefemiz farklı. Dünyadaki su kaynaklarının 2030 yılında yüzde 40’ının kirlenmiş ve kullanıma elverişli olmayacağının bilincinde olarak, az gelişmiş ülkeler başta olmak üzere bütün insanların, bu kötü durumdan etkileneceğinin farkında olarak, onlara yardım elini uzatmaktır bizim amacımız. Dolayısıyla bizim beklediğimiz karşılık, Dünyayı huzurlu bir yer haline getirmekten başka bir şey değil. Bu bakımdan, TÜBİTAK olarak pek çok önemli ve öncelikli projeyi hayata geçirdiğimizi memnuniyetle görüyorum” diye konuştu.

“Dünya Çapındaki Problemlere Kendi İçimizde Çözümler Geliştiriyoruz”

“Türkiye’de Havza Bazında Hassas Alanların ve Su Kalitesi Hedeflerinin Belirlenmesi Projesi”nin bu önemli projelerden bir tanesi olduğunu ifade eden Prof. Ergin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Projenin önemini şuradan görebiliriz; neredeyse 14-15 yıl gibi kısa bir süre sonra, yarı su kaynaklarının problemli olacağı bir yere doğru giderken, bütün Dünya bununla ilgileniyor. Avrupa Birliği, su direktifleri çerçevesinde baktığınızda, kendini daha elit gören bir kesim. Bunu el üstünde tutan, ana problem yapan bir kafa yapısı içerisinde. Biz de bundan kesinlikle geri kalmayıp hatta öne geçmiş bir şekilde, 10. Kalkınma Planı içerisinde bu problemlerin çözümüne dair adımlar atmayı kendimize görev edinmiş bir ülkeyiz. O yüzden, Dünya çapındaki problemlere kendi içimizde çözümler geliştirdiğimiz aşikar. Şu ana kadar ölçme ve izlemede bazı eksiklerimiz olduğunu, yurtdışından aldığımız modellerin aslında bize uymadığını gördük. Bunun neticesinde kendi insanımızla, kendi akademisyenlerimizle modeller geliştirme zincirini tamamladığımız bir noktadayız. Artık ölçümleme yapabiliyoruz,  modellerimizi kurduk, eylem planlarının taslakları hazırlandı ve yayınlanıyor şu anda. Artık aksiyon zamanı. Dolayısıyla aksiyona geçtiğimiz zaman da TÜBİTAK olarak her türlü bilimsel ve teknolojik ihtiyaçlarımıza cevap vermek üzere hizmete hazır olduğumuzu belirtiyorum.” Prof. Ergin, projede emeği geçen tüm araştırmacılara, Bakanlık ve MAM personeline teşekkür ederek sözlerine son verdi. 

06.10.2016