Uluslararası İVEK Biyoteknoloji Kongresi Başladı

-A +A

"Uluslararası İVEK Biyoteknoloji Kongresi" (İVEK BİO 2018), Osmanlı Arşivleri Külliyesi Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi. İlaç Eczacılık Sağlık Bilim ve Teknolojileri Vakfı (İVEK) tarafından düzenlenen Kongrenin açılışında konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, biyoteknolojik yöntemlerle üretilen ilaçların milli teknoloji hamlesinin çok önemli bir parçası olduğunu belirterek, Türkiye’nin halihazırda bu ürünlere yıllık 7,5 milyar lira para harcadığını bildirdi. Bunun neredeyse tamamının yurtdışına ödediğimiz ücretler olduğuna dikkat çeken Kacır, “Dolayısıyla bizim kilogram değeri 1,5 milyon doları bulan bu ilaçları mutlaka milli ve özgün olarak geliştirmemiz ve üretmemiz önemli" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde başlatılan milli teknoloji hamlesine bakanlık olarak katkı sunduklarını ifade eden Kacır, milli teknoloji hamlesinden bahsedildiğinde iki sınıf ürün ve hizmetin milli ve özgün olarak geliştirilmesinin altını çizdiklerini dile getirdi. Kacır, bağımsızlık için olmazsa olmaz ürünlerin milli ve özgün olarak üretilmesinin önemini vurguladı. İktisadi olarak yüksek katma değer taşıyan uluslararası ekonomik pazarlarda ve dünya ekonomisinde Türkiye'yi öne çıkaracak ürünlerin ve hizmetlerin milli ve özgün olarak geliştirilmesinin milli teknoloji hamlesinin ikinci ayağını oluşturduğuna dikkati çeken Kacır, şöyle konuştu: "Biyoteknolojik yöntemlerle üretilen ilaçlar milli teknoloji hamlesinin çok önemli bir parçası. Dünyada 1,2 trilyon dolara ulaşmış bir ilaç pazarı var. Bunun yaklaşık 250 milyar doları biyoteknolojik yöntemlerle üretilen ilaçlar. Bu oran hızla artıyor. 2030'lara geldiğimizde belki yüzde 80'lere ulaşan bir pazara gelecek biyoteknolojik yöntemlerle geliştirilen ve üretilen ilaçların pazarı. Türkiye halihazırda yıllık 7,5 milyar lira bu ürünlere para harcıyor. Bunun neredeyse tamamı yurt dışına ödediğimiz ücretler. Dolayısıyla bizim kilogram değeri 1,5 milyon doları bulan bu ilaçları mutlaka milli ve özgün olarak geliştirmemiz ve üretmemiz önemli." 

“Biyoteknolojik İlaç Geliştirilmesi ve Üretilmesinde TÜBİTAK Önemli Rol Üstleniyor”

Kacır, bu doğrultuda hem Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak hem de kamunun bütün paydaşlarıyla ilerleyen dönemde büyük adımlar atma hedefiyle çalıştıklarını ifade etti.  TÜBİTAK'ın da bu konuda önemli bir rol üstlendiğini vurgulayan Kacır, sözlerine şöyle devam etti: "Özellikle Marmara Araştırma Merkezi'nde (MAM) Gen ve Biyoteknoloji Enstitüsü'nde halihazırda biyoteknolojik ilaç geliştirilmesi ve üretilmesi konusunda özel sektör iş birliğiyle önemli adımlar atılıyor. Biz de Bakanlık olarak önümüzdeki dönemde sadece bu alanda değil aslında 'milli teknoloji güçlü sanayi' vurgusuyla bütün destek mekanizmalarımızı adım adım bütünleştireceğiz. Özellikle Ar-Ge, Ür-Ge desteklerimizin ve yatırım teşviklerimizin bir arada çalıştırıldığı ve fikirden seri üretime bütün süreçleri tek pencereden izlediğimiz ve yönettiğimiz bir yerleşme programını inşallah Sayın Bakanımız 2019 yılının ilk çeyreğinde kamuoyuyla paylaşacak. Bu program kapsamında geliştiricilerin, üreticilerin alıcılarla birlikte desteklendiği böylece mutlaka somut sonuç elde ettiğimiz bir süreci hayata geçirmiş olacağız." Yüksek teknoloji Ar-Ge'leri ve yatırımlarının büyük kaynak gerektirdiğini belirten Kacır, bunun için doğru ürünün Ar-Ge'sini doğru yöntem ve bütçelerle yürütülmesi, Ar-Ge'sini yaptıkları ürünlerin yüzde yüzünün yatırıma dönüştürülmesi gerektiğini vurguladı.  Birkaç ay içerisinde yerlileştirme programını hayata geçirerek, bu konuda önemli bir adım atacaklarını ifade eden Kacır, şunları kaydetti: "Refah artışı konusunda büyük adımlar attık. Artık kalıcı ekonomik güçlenme dönemindeyiz. Dolayısıyla bu işin de altyapısında kilit rol oynayan insan faktörü. Bu doğrultuda geçtiğimiz haftalarda Sayın Bakanımız kamuoyuyla da bir kısmını paylaştılar. Uluslararası Lider Araştırmacılar Programını hayata geçiriyoruz. 15 Aralık'ta çağrıyı açacağız. Bu Cumhurbaşkanlığı'nın 100 günlük programı içerisinde bakanlığımızın ödevleri arasındaydı. Yüz binlerce insanımızı bu topraklarda yetiştirip yurt dışına gönderdik ama önemli bir kısmını geri getiremedik. Şimdi bu programla halihazırda yurt dışında olan ve ülkesine hizmet etmek üzere hem fırsatlar hem projeler bekleyen insanımızı yeniden ülkemize çekelim. Yüksek teknoloji alanlarında daha hızlı yol almamızı onlarla birlikte sağlayalım. Dünyanın pek çok ülkesinden Türkiye'de çalışmak isteyecek araştırmacıyı bu program vesilesiyle ülkemize davet ediyoruz."

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Mandal: "Yetkin Yüksek Teknoloji Platformlarını Kuracağız"

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, biyoteknoloji ve ilaç sektöründeki hızlı büyümeye işaret ederek, bu büyümenin, Türkiye'deki bilim insanları açısından büyük bir fırsat olduğunu dile getirdi. Bunun sadece molekül geliştirmeyi değil, donanım cihaz altyapısının önemi de gündeme getireceğini belirten Prof. Dr. Mandal, "Ülkemizde kapasite geliştirmeyi ön planda tutuyoruz. 2018 yılında ulaşacağımız rakam 1,6 milyar lira. Kullandığımız bu kaynağın yüzde 10 kadarı hedef ve sonuç odaklı yaklaşımlarda, yüzde 90'ı ise kapasite geliştirme yaklaşımlarında. Bu yıldan itibaren kaynaklarımızı daha fazla hedef odaklı yaklaşımlarımızda kullanmaya başladık. İlaç sektörü yüksek teknoloji alanında. Bu kapsamda yeni bir destek programına başladık. Yetkin yüksek teknoloji platformlarını kuracağız" ifadelerini kullandı. 

Prof. Dr. Mandal, TÜBİTAK tarafından desteklenen biyoteknoloji projelerinin arasında biyobenzerler ve aşı projelerinin başı çektiğini vurgulayarak şunları kaydetti: “Bu desteklerle devam eden ve tamamlanan projelerde, biyoteknolojik ürünlerin geliştirilmesi konusunda umut verici gelişmeler olduğu gözlemlenmiştir. TÜBİTAK olarak misyonumuz gereği enstitülerimiz aracılığıyla da biyoteknolojik ilaçların üretiminden ziyade bunlarla ilgili Ar-Ge faaliyetleri, ilgili yerli teknolojilerin geliştirilmesi ve geliştirilecek teknolojinin endüstriye transferi konusunda çalışmalarımız da hızla devam etmektedir ve edecektir.”   

TÜBİTAK Başkanı, biyobenzer ilaç geliştirmenin ülkemiz için kaçırılamayacak bir fırsat olduğunu belirterek, yerli ve milli orijinal (referans) biyoteknolojik ilaçların ülkemizde geliştirilmesinin, bu alanda söz sahibi ülkeler arasına yerimizi almak açısından ciddi önem arz ettiğini kaydetti. Prof. Dr. Hasan Mandal, birçok ülkenin onlarca yıl önce başladığı biyoteknolojik ilaç geliştirme faaliyetlerine Türkiye’nin daha fazla gecikme keyfiyeti bulunmadığını vurgulayarak sözlerine şu şekilde devam etti: “Bu bağlamda önümüzdeki dönemde, TÜBİTAK olarak ülkemizin biyoteknolojik ilaç geliştirme ve üretim alanında hak ettiği yere ulaşması amacıyla biyoteknolojik ilaç projelerine artan şekilde destek sağlamaya devam etme arzusu ve kararlılığındayız.”

"10 Yıl İçerisinde İlaçların Yüzde 50'si Biyoteknolojik Metotla Üretilecek"

İVEK Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Necdet Ünüvar, kongrenin TİTCK, TÜSEB, TÜBİTAK ve SGK gibi konunun paydaşı kamu kurumlarının, yerli ve yabancı üniversitelerin ve doğal olarak biyoteknoloji ile ilgili sektör temsilcileri ile start-up firmalarının katılımı ile Türkiye'de "Sağlıkta Biyoteknoloji" alanında müstakil ve kapsamlı ilk uluslararası kongre olma özelliği taşıdığını belirtti.  Biyoteknolojinin Türkiye için çok stratejik bir öneme haiz olduğuna dikkati çeken Ünüvar, “Önümüzdeki 10 yıl içerisinde ilaçların yüzde 50'sinin biyoteknolojik metotla üretileceği biliniyor. Biyoteknolojik metotla üretim hem maliyeti artırmakta hem de bu ürünleri bu yöntemle üreten ülkeleri bir adım öne geçirmektedir. Türkiye olarak bu yarışta asla geride kalamayız" diye konuştu.

Kongreye, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü Dr. Mustafa Özderyol, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Ahmet Selim Köroğlu, AK Parti Malatya Milletvekili ve İVEK Mütevelli Heyeti Üyesi Öznur Çalık, İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu ve akademisyenler ile sağlık sektörünün paydaşları katıldı. Sağlıkta biyoteknoloji alanında bilimsel katkıda bulunan, biyoteknolojik ilaç üreten farklı platformları bir araya getirerek bu konuda güncel bilgileri aktarmayı ve paylaşmayı amaçlayan kongrede, "Nanobiyoteknoloji", "Gen Tedavisi ve Gen Taşıyıcı Sistemler", "Sağlık Alanında Biyoteknolojik Ürünler", "Biyoteknolojik İlaçların Formülasyonu", "Biyoteknolojik İlaçların Üretimi", "Biyoteknolojik İlaçlarda Preklinik ve Klinik Araştırmalar", "Biyoteknolojik Aşılar", "Biyoteknolojik İlaçlarda Ruhsat ve Patent" konuları ele alındı.

01.12.2018