4
Bülten
ARALIK 2015
2015 Bilim, Özel ve Teşvik
TÜBİTAK 50. Bilim, Özel ve Teşvik Ödülleri, Cumhurbaşka-
nı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde Cumhurbaşkanlığı
Külliyesi’nde düzenlenen törenle sahiplerine verildi. Cum-
hurbaşkanı Erdoğan, TÜBİTAK Ödülleri’nin önemine işaret
ederken, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, verilen
ödüllerin bilim insanları için ciddi bir moral ve motivasyon
değeri taşıdığına inandığını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen 2015 Yılı TÜ-
BİTAK Bilim, Özel ve Teşvik Ödülleri Töreni’nde yaptığı açı-
lış konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
“Bundan sonra her alanda olduğu gibi bilimsel çalışmalarda
da çıtayı yükseltmemiz, hedeflerimizi büyütmemiz gereki-
yor. Bu konuda en büyük görev bilim dünyamızın siz kıy-
metli temsilcilerine düşüyor. Ben sizlere inanıyorum, güve-
niyorum” dedi.
Türkiye’nin dört bir yanındaki ve yurt dışındaki üniversi-
telerden 18 bilim insanının, yaptıkları başarılı çalışmalardan
dolayı ödül alacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan,
bu yıl verilen 4 Bilim Ödülü, 1 Özel Ödül, 13 Teşvik Ödülünü
almaya hak kazanan bilim insanlarını tebrik ederken, ken-
dilerinden çok daha büyük başarılar beklediklerini bildirdi.
Erdoğan, TÜBİTAK’ın 1966’dan bugüne kadar 160 bilim, 87
hizmet, 470 teşvik, 15 özel ödül vererek 732 bilim insanını
maddi ve manevi olarak desteklediğini ifade etti. TÜBİTAK
ödüllerinin çok önemli olduğuna işaret eden Cumhurbaş-
kanı Erdoğan, “Ülkemizde eskiden liseyi bitiren öğrencile-
rimizin en büyük sorunu üniversiteye girebilmekti. Çünkü
üniversite sınavına giren kişi sayısıyla üniversiteye kayıt
yaptırma hakkı elde edebilen kişi sayısı arasında 10 kata
varan bir fark vardı. Yani sınava giren her 10 kişiden sadece
bir tanesi üniversite kapısından içeri girebilme hakkı elde
edebiliyordu. Bu durum eğitim sistemimizde yukarıdan
aşağıya doğru büyük bir baskıya ve tahribata yol açıyordu”
değerlendirmesinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu
eksikliğin üzerine bir de katsayı gibi adaletsiz uygulamaların
eklendiğini ve durumun gerçekten vahim bir hale dönüştü-
ğünü vurguladı.
“En büyük görev bilim dünyamızın kıymetli temsilcilerine
düşüyor”
Ülkede öğreten ve öğrenen arasındaki ilişkinin çok sığ-
laştığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Halbu-
ki bizim kültürümüzde öğreten muallimdir yani ilim tedris
eden, eğitim ve öğretimi birlikte yürüten kişidir. Öğrenen
de talebedir. Yani ilime talim, eğitimi ve öğretimi birlikte
alan kişidir. Biz, öğretmenliği ders anlatma ve not verme;
öğrenciliği de sınava girme ve not alma düzeyine indirerek
tarihi bir yanlışın içine girdik. Bir an önce ‘muallim’ ve ‘tale-
be’ kavramlarının derinliğini, eğitim sistemimize hakim kıl-
mak mecburiyetindeyiz. Aynı şekilde ‘alim’ de adeta sırtımızı
döndüğümüz kavramlarımız arasında. Bilim tarihinin en bü-
yük isimlerini yetiştirmiş bir medeniyetin temsilcileri olarak
böyle bir daralmayı asla kabul edemeyiz.”
Çalışmalarını Amerika’da sürdüren Prof. Dr. Aziz Sancar’ın
Nobel Kimya Ödülü’ne layık görüldüğünü anımsatan Cum-
hurbaşkanı Erdoğan, bu durumu büyük bir memnuniyet ve
sevinçle karşıladıklarını ifade ederek, her yıl bu şekilde dün-
B i l i m , Ö z e l v e T e ş v i k Ö d ü l l e r i S a h i p l e r i n i B u l d u
“Bundan sonra her alanda oldu-
ğu gibi bilimsel çalışmalarda da
çıtayı yükseltmemiz, hedeflerimizi bü-
yütmemiz gerekiyor. Bu konuda en bü-
yük görev bilim dünyamızın siz kıymetli
temsilcilerine düşüyor. Ben sizlere inanı-
yorum, güveniyorum.”