32
Sosyal Bilimler
TEŞVİK ÖDÜLÜ
Doç. Dr. Seda Ertaç Güler
Alanı:
Ekonomi
“Deneysel ekonomi alanında ekonomik kararlarda cinsiyet farkları, performans geribildiriminin özgüven ve çalışma motivasyonuna etkileri,
eğitim ekonomisi, ekonomik davranışın beyin aktivitesi ile ilişkisi (nöroekonomi) temel konularındaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli
çalışmaları” nedeniyle Teşvik Ödülü verilmiştir.
1979 yılında İzmir’de doğan Doç. Dr. Seda Ertaç Güler, liseyi
BornovaAnadoluLisesi’ndebitirdiktensonraBilkentÜniversitesi’nde
ekonomi bölümünde lisans eğitimini 2000 yılında tamamladı. Doç.
Dr. Güler, Kaliforniya Üniversitesi Los Angeles kampüsünde (UCLA)
ekonomi doktorasını 2006 yılında tamamladıktan sonra, Chicago
Üniversitesi’nde doktora sonrası araştırmacı olarak bulundu. Doç.
Dr. Güler , 2008’de Türkiye’ye dönerek Koç Üniversitesi’nde ekonomi
bölümünde göreve başladı.
“Ekonomistlerin Deney Yaptığı Pek Bilinmez”
Temel çalışma alanı “deneysel ekonomi” olan Doç. Dr. Güler,
çalışmalarında yöntem olarak laboratuvar ve saha deneylerini
kullanıyor. “Ekonomistlerin deney yaptığı pek bilinmez, ancak son
yıllarda deneyler kişilerin ekonomik davranışlarını anlamak için
önemli bir yöntem haline geldi” diyen Doç. Dr. Güler, üzerinde
çalıştığı konuların oldukça disiplinler arası olduğunu söyledi. Doç.
Dr. Güler, “Psikologlar gibi biz ekonomistler de bireylerin nasıl karar
verdiğini anlamaya çalışıyoruz. Hatta nörobilimcilerle ortak çalışma
yapıp ekonomik kararlarımızın beynimizdeki kaynağını ortaya
çıkarmaya çalışıyoruz” dedi. Temel araştırma konularından birinin
ekonomik davranışlarda cinsiyet farkları olduğunu anlatan Doç. Dr.
Güler, şunları söyledi: “Yaptığımız deneylerde kadınların erkeklerden
daha az riske açık, daha az özgüvenli ve daha az rekabetçi olduğunu
görüyoruz. Bu da meslek tercihlerinden kariyer seçimlerine kadar
birçok kararı etkiliyor ve kadınların yüksek kariyer pozisyonlarda
sık görülmemesine yol açabiliyor. Bu farkların doğuştan mı geldiği
yoksa toplumun etkisiyle mi şekillendiği sorusu bir süredir üzerinde
çalıştığım bir soru. Bunun yanında, son zamanlardaki en önemli
çalışma konularımdan biri eğitim ekonomisi. Çalışmalarımdaki
genel amacım, özellikle eğitimde ve işyerlerinde özgüveni,
çalışma motivasyonunu, sebat, sabır gibi yetileri ve performansı
artırabilecek, cinsiyet farklarından kaynaklanan verimsizlikleri
azaltabilecek politikalara ışık tutabilmek.“
“Bilimİnsanı OlmakMerakla, Olayları Anlama ve Başkalarına
Anlatma İsteğiyle Beslenir”
Çocukluğundan beri kişileri ve etrafındaki olayları anlamanın
kendisi için önemli olduğunu anlatan Doç. Dr. Güler, bilim
insanı olmaya karar verme sürecini şöyle anlattı: “Bilim insanı
olmak merakla, olayları anlama ve başkalarına anlatma isteğiyle
beslenen birşey. İnsanın içinde böyle bir güdü olduğu zaman
başka bir işte tam olarak mutlu olamayacağını hissediyor. Üzerinde
çalıştığım araştırma soruları da kendim cevabını merak ettiğim
sorular. Ekonomi bölümüne lisans öğrencisi olarak girdiğimde
ekonominin insan davranışını bu kadar esnek ve geniş bir yelpazede
inceleyebildiğini bilmiyordum; daha çok para, enflasyon vs. ile ilgili
olduğunu düşünüyordum. İlgimi çeken disiplinler-arası konular
üzerinde ekonomi biliminde de çalışıldığını görmek beni çok mutlu
etti ve bilim insanı olmaya karar vermemde önemli rol oynadı.”
“Genç Bir Akademisyen İçin TÜBİTAK Desteği Paha
Biçilemez”
Doç. Dr. Güler, TÜBİTAK Ödülü aldığında hissettiklerini şu
cümlelerle aktardı: “Gerçekten çok mutlu oldum. TÜBİTAK şimdiye
kadar çalışmalarımı hep desteklemiş bir kurum. Özellikle deneysel
çalışmalar yapan ve saha araştırmaları için ciddi miktarda fon
kaynağına ihtiyaç duyan bir genç akademisyen için bu destek paha
biçilemez. AraştırmalarımınTÜBİTAK tarafındandeğerli görülmesi ve
bu prestijli ödülü almak benim için çok gurur verici. Bundan sonraki
çalışmalarım için de ödül beni çok motive etti tabii. Hem bilimsel
açıdan özgün hem de yaygın etkisi ve eğitim politikaları için değeri
olan araştırmalar yapmaya devamedebilmek, araştırma deneyimimi
öğrencilerime aktarabilmek, onların iyi birer akademisyen olarak
yetişmesine katkıda bulunmak en önemli hedeflerim.”
“İyi Bir Bilim İnsanı Olmak İçin İç Motivasyon Çok Gerekli”
Doç. Dr. Güler, bilim insanı olmak isteyen gençlerin öncelikle,
merak ettikleri konuların peşinden gitmelerini önerdi. İyi bir bilim
insanı olmak için iç-motivasyonun çok gerekli olduğunu belirten
Doç. Dr. Güler, önerilerini şu sözlerle dile getirdi: “Doktora sürecinde
ve sonrasında çalışmaya aynı heyecanla devam edebilmek,
karşınıza çıkabilecek zorluklardan yılmamayı başarmak için
üzerinde çalıştığınız konuları sevmek, onları araştırmaktan kişisel
tatmin duymak önemli. Gençler üniversite hatta lise döneminden
başlayarak bir araştırma perspektifi edinmeye çalışsınlar. Hocalarıyla
konuşmaktan çekinmeyip, onlardan bu konuda kendilerine yol
göstermelerini istesinler. Mümkünse bir araştırma projesinde
hocalarına yardımcı olmayı teklif etsinler. Bazı üniversitelerimizde
buna yönelik yaz programları var; bunları takip etsinler. Doktoraya
başvurmadan önce kendilerini mümkün olduğunca geliştirir ve ne
istediklerini bilerek bu yola çıkarlarsa daha kolay bir süreç yaşarlar.”