Türkiye ile Birleşik Krallık arasında bilimsel iş birliğinin geliştirilmesine yönelik olarak TÜBİTAK ve British Council iş birliğinde yürütülen Araştırma Kapasitesi Geliştirme Programı (Research Empowerment Programme) çağrısı başvurulara açıldı. Program kapsamında iki ülkenin araştırma ve yenilik ekosisteminin gelişmesine hizmet eden, araştırma kapasitelerini güçlendiren ve bilgi alışverişini teşvik eden ortaklıkların desteklenmesi planlanmaktadır.
Türkiye ve Birleşik Krallık’taki üniversite ve araştırma merkezlerinin başvurabildiği program kapsamında Ar-Ge çalışanlarına yönelik eğitimler, teknoloji transfer ofislerinin kapasite gelişimine yönelik faaliyetler, ISPF öncelikli alanlarıyla ilgili bilgi ve iyi uygulama örneklerinin paylaşımı, bilim ve araştırmada toplumsal cinsiyet eşitsizliğini konu alan girişimler gibi faaliyetler desteklenecektir.
Hibe miktarı: Proje başına en fazla 80.000 £
Hibe süresi: 12-18 ay
Son başvuru tarihi 06 Ekim 2024 olan söz konusu program hakkında detaylı bilgiye aşağıda yer alan rehber dokümandan ve buradan ulaşabilirsiniz.
Başvuruların Birleşik Krallık’taki yürütücüler tarafından Türkiye’deki yürütücü ile ortaklık halinde British Council web sayfası üzerinden yapılması gerekmektedir. TÜBİTAK başvuru sistemi üzerinden başvuru yapılmayacaktır.
Çağrıyla ilgili sorularınız için berrak.yildirimcelik@britishcouncil.org ve sule.sarper@tubitak.gov.tr e-posta adresleri üzerinden iletişime geçebilirsiniz.
The call for the Research Empowerment Programme, serving to improve scientific cooperation between Türkiye and the United Kingdom, is opened for applications by the British Council and TÜBİTAK. Partnerships improving the research and innovation ecosystem of the two countries, strengthening their research capacities and encouraging information exchange will be funded.
Universities and research centers in the UK and Türkiye can apply to the programme. Activities to be supported might include but will not be limited to: training programmes for researchers, research administrators, policy makers, researchers at R&D companies; enhanced capacity of technology transfer offices in universities; sharing of knowledge and good practices relevant to ISPF thematic priorities; initiatives addressing gender inequality in science and research.
Size of grant: Up to £ 80.000
Project duration: 12-18 months
Application deadline: 06 October 2024
For detailed information about the programme, please visit here and read the guidelines provided below.
Applications must be made by the UK partner in collaboration with the Turkish partner and must be submitted online via the British Council webpage.
All queries or comments about this call should be addressed to the e-mail addresses below:
berrak.yildirimcelik@britishcouncil.org or sule.sarper@tubitak.gov.tr
TÜBİTAK President Prof. Dr. Hasan Mandal, who chairs the Governing Council of the United Nations Technology Bank (UNTB) for LDCs, met with Ms. Rabab Fatima, the United Nations Under-Secretary-General and High Representative for Least Developed Countries, Landlocked Developing Countries, and Small Island Developing States (UN-OHRLLS), at the TÜBİTAK Gebze campus prior to the 2024 Mid-Term Council Meeting of the UNTB.
During the meeting, which was also attended by the Director of the UN Technology Bank, Deodat Maharaj, H.E. Fatima expressed her gratitude to our country for its financial and administrative contributions to the Technology Bank. The meeting also included discussions on the progress of joint projects currently being conducted by the UNTB and TÜBİTAK, as well as the necessary actions to secure new resources.
At the Technology Bank Governing Council Meeting, chaired by Prof. Dr. Hasan Mandal, the activities of the UNTB for the first half of 2024 were reviewed, and preparations and work related to the UNTB's 2025-2027 Strategic Plan were discussed.
On July 26, 2024, LDC representatives who were in Türkiye for the “Annual Meeting of National Focal Points of LDCs,” organized by the UNTB and UN-OHRLLS, visited the TÜBİTAK Gebze Campus.
The meeting addressed activities that could be conducted in line with the needs of LDCs for sustainable development. Information about the scientific and technological activities carried out by our centers and institutes was shared with the participants.
TÜBİTAK President Prof. Dr. Hasan Mandal gave a presentation where he shared his proposals for solutions to global challenges. In the presentation, Mandal emphasized that LDCs, like the rest of the world, need Science, Technology, and Innovation (STI) efforts to solve global issues. He highlighted that our institution is open to supporting LDCs through technologies and work developed by our institution. Prof. Mandal expressed a positive outlook on cooperation and technology transfer with LDCs, emphasizing the importance of co-development and achieving success together for global technological development.
After the presentations, visits were made to the laboratories at TÜBİTAK Institutes and Centers that align with the interests of the LDCs. TÜBİTAK researchers provided the LDC representatives with information about the technologies developed and R&D activities conducted by TÜBİTAK.
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Yönetim Konseyi Başkanlığı’nı yürüttüğü En Az Gelişmiş Ülkeler (EAGÜ) için Birleşmiş Milletler Teknoloji Bankası (BMTB) 2024 Ara Dönem Konsey Toplantısı öncesinde Birleşmiş Milletler Denize Kıyısı Olmayan Ülkeler ve Küçük Ada Devletleri Yüksek Temsilciliği (UNOHRLLS) sorumlusu BM Genel Sekreter Yardımcısı Rebab Fatima ile TÜBİTAK Gebze yerleşkesinde bir araya geldi.
BM Teknoloji Bankası Direktörü Deodat Maharaj’ın da katıldığı toplantıda Rabab Fatima, Teknoloji Bankası’na olan maddi ve idari katkılarımızdan dolayı Ülkemize müteşekkir olduğunu yeniden dile getirdi. Toplantıda ayrıca BMTB ile TÜBİTAK tarafından hali hazırda yürütülmekte olan ortak projelerdeki gelişmeler ve yeni kaynak bulunmasına yönelik yapılması gereken çalışmalar istişare edildi.
Prof. Dr. Hasan MANDAL’ın Konsey Başkanı olarak katılım sağladığı Teknoloji Bankası Yönetim Konseyi Toplantısı'nda, BMTB'nin 2024 yılı ilk yarısı faaliyetleri değerlendirildi ve BMTB’nin 2025-2027 Stratejik Planı ile ilgili hazırlıklar ve çalışmalar ele alındı.
26 Temmuz 2024 tarihinde BMTB ve UNOHRLLS tarafından düzenlenen “EAGÜ’lerin Ulusal Temas Noktaları Yıllık Toplantısı” için ülkemizde bulunan EAGÜ temsilcileri, TÜBİTAK Gebze Yerleşkesini ziyaret etti.
Sürdürülebilir kalkınma ve gelişme için EAGÜ’lerin ihtiyaçları kapsamında yürütülebilecek faaliyetlere değinilen toplantıda, merkez ve enstitülerimizin yürüttüğü bilimsel ve teknolojik faaliyetler hakkında bilgiler katılımcılarla paylaşıldı.
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal küresel zorluklar ve çözüm yöntemi önerilerini paylaştığı bir sunum yaptı. Mandal sunumda, küresel sorunların çözümünde tüm dünyanın olduğu gibi EAGÜ’lerin de BTY çalışmalarına ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Bu çalışmalarda Kurumumuzun kendilerine verebileceği desteklere de değinilen sunumda özellikle Kurumumuz tarafından geliştirilen teknolojiler ve yapılan çalışmalar kapsamında EAGÜlere destek vermeye açık olunduğu belirtildi. Prof. Mandal EAGÜ’ler ile iş birliğine ve teknoloji transferine olumlu baktıklarını ifade ederek, küresel teknolojik kalkınma için birlikte geliştirme ve birlikte başarmanın önemine dikkat çekti.
Yapılan sunumlardan sonra TÜBİTAK Enstitü ve Merkezlerinde EAGÜ’lerin ilgi alanlarında giren laboratuvarlara ziyaretler gerçekleştirildi. TÜBİTAK araştırmacıları tarafından EAGÜ temsilcilerine TÜBİTAK tarafından geliştirilen teknolojiler ve Ar-Ge çalışmaları hakkında bilgiler verildi.
The Second Call in 2024 for 2250-Performance-Based Scholarships Programme for PhD and Post-Doc Scholars run by Science Fellowships and Grant Programmes Directorate (BİDEB) within the structure of the Scientific and Technological Research Council of Türkiye (TÜBİTAK) is opened. Applications will be received through the TÜBİTAK BİDEB Application and Monitoring System (https://ebideb.tubitak.gov.tr) until 29 August 2024 at 17:30 (UTC+3). With this call, it is provided six months of performance-based scholarship (between February 2024 and July 2024) for doctoral students and post-doctoral researchers who take part in TÜBİTAK-supported projects as a scholar.
Click here for call text and details about 2250 Performance-Based Scholarships Programme for PhD and Post-Doc Scholars.
You can send all your questions about the programme to bideb2250@tubitak.gov.tr.
TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı (BİDEB) tarafından yürütülen 2250-Lisansüstü Bursları Performans Programı 2024 yılı 2. dönem çağrısı başvuruya açıldı. Başvurular, 29 Ağustos 2024 saat 17:30’a kadar BİDEB Başvuru ve İzleme Sistemi (https://ebideb.tubitak.gov.tr) üzerinden alınacak.
Bu çağrı ile TÜBİTAK destekli projelerde bursiyer olarak görev alan doktora öğrencileri ve doktora sonrası araştırmacılara 6 aylık (Şubat - Temmuz 2024) performans bursu alma imkânı sağlanacak.
2250-Lisansüstü Bursları Performans Programı hakkında ayrıntılı bilgi almak için tıklayınız.
Program ile ilgili tüm sorularınızı bideb2250@tubitak.gov.tr adresine iletebilirsiniz.
Türkiye’de bilimin ve teknolojinin amiral gemisi TÜBİTAK'ın 61. Kuruluş yıl dönümü görkemli bir törenle kutlandı. TÜBİTAK Başkanlık binasında Feza Gürsey konferans salonunda düzenlenen TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’ın ev sahipliği yaptığı törene, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, KOSGEB Başkanı Ahmet Serdar İbrahimcioğlu, TÜBİTAK yöneticileri ve TÜBİTAK çalışanları katıldı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, TÜBİTAK’ın 61. kuruluş yıldönümü töreninde yaptığı konuşmada, TÜBİTAK’ın, ülkemizin bilim ve teknoloji politikalarına rehberlik etme vazifesiyle 1963’te kurulduğunu belirterek, “Ülkemiz için iftihar kaynağı, Millî Teknoloji Hamlemizin birçok vitrin projelerinde son 1 yılda da TÜBİTAK’ın mührünü gördük. TÜBİTAK öncülüğünde ülkemizin ilk yerli ve millî haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A’yı uzay ile buluşturarak kendi haberleşme uydusunu geliştirebilen 11 ülke arasına girdik. Ülkemizin gelişimi ve kalkınması için kritik öneme sahip MODSİMMER TRUBA Veri Merkezi ve ARF Hesaplama Kümesi’ni özel sektör, kamu ve akademimizin çalışmalarına tahsis ettik.” dedi.
“Millî Muharip Uçağımız (MMU) Kaan’ın kalbinde yer alan ve onu 5. nesil bir uçak hâline getiren bilgisayarın bütünleşik işlemci ünitesini geliştirerek bu kabiliyete sahip birkaç ülkeden birisi olduk.” vurgusu yapan Kacır, “Bağımsızlığımızın ve özgürlüğümüzün kanatları gökyüzünde güvenle süzülüyor. Türkiye’nin ilk görüş içi havadan havaya füzesi BOZDOĞAN ve ilk görüş ötesi havadan havaya füzesi GÖKDOĞAN’ı envanterimize kazandırdık.” ifadelerini kullandı.
“Hassas sensörleri yerli ve milli olarak üreteceğiz”
Bakan Kacır, “Temelini yılın ikinci yarısında atacağımız yeni çip üretim tesisimizle, çip tasarım ve üretiminde önce 110 nanometre, ardından da 65 nanometre teknolojisine geçiş yapacağız. Başta elektrikli araçlar olmak üzere, yenilenebilir enerji sistemlerinin ihtiyaç duyduğu tüm çipleri ve beyaz eşya gibi sektörlerde kullanılan hassas sensörleri yerli ve millî olarak üreteceğiz. TÜBİTAK bilim, inovasyon ve araştırma ekosistemimizin tüm unsurlarını harekete geçirmeye devam ediyor. Sanayi Ar-Ge destekleri kapsamında son 1 yılda 3 bin 654 projeye 4,2 milyar lira destek verdik. Türkiye Yeşil Sanayi Projesi’yle 175 milyon dolarlık bir finansmanı sanayicilerimizin yeşil dönüşüm odaklı, Ar-Ge ve teknoloji projelerine tahsis ettik. “ diye konuştu.
Yeni başarı hikayesinin ana faktörü, “Yapay Zeka Ekosistem Çağrısı”
“Yapay zekâ alanında, millî ürün ve çözümlerin oluşturulma sürecinde rol alan tüm aktörleri, aktif bir iş birliği modeliyle desteklediğimiz Yapay Zekâ Ekosistem Çağrımızı açtık. Türkiye Yüzyılı’nda teknoloji girişimciliğinin, ekonomide hep birlikte yazacağımız yeni başarı hikâyesinin de ana faktörü olduğuna inanıyoruz. “ diyen Kacır, “Akademi ve Kamu Ar-Ge desteği kapsamında son 1 yılda 6 bin 231 projeye 6 milyar TL destek sağladık. Eklemeli imalat, yerli ilaç ve aşı, sürdürülebilir tarım, elektrikli araç, yenilenebilir enerji, döngüsel ekonomi, kuantum gibi stratejik alanlarda kurduğumuz yüksek teknoloji platformlarıyla Ar-Ge faaliyetlerinin ticarileşmesine öncelik tanıdık.” ifadelerini kullandı.
Son 1 yılda 91 bin 438 bilim insanı ve gence 3,1 milyar TL destek
Bakan Kacır, “Bilim insanı ve gençlere yönelik burs ve destek programları ile yine son 1 yılda 91 bin 438 bilim insanı ve gencimize 3,1 milyar TL destek verdik. Lisans düzeyindeki 3 bin bursiyerimizi araştırma ekosistemimize erken yaşta dahil ettik. Uluslararası Lider Araştırmacılar Programımız kapsamında bilimsel çalışmalarını ülkemizde sürdüren 171 nitelikli araştırmacı programı başarıyla tamamladı. Programın 2024 çağrısı için değerlendirmelerimize devam ediyoruz. “ dedi.
“Gençlerimizin her daim yanında olarak, bilime ve teknolojiye ilgilerini destekleyeceğiz”
“Gençlerimizi bilim ve teknoloji kültürü ile buluşturacak ve onların bu alanda yeni çalışmalar yapmasını sağlayacak hamleleri gerçekleştiriyoruz. Gençlerimizin bilim ve teknoloji dünyasına adım atmalarında önemli bir basamak olarak gördüğümüz TÜBİTAK Ortaokul ve Lise Öğrencileri Araştırma Proje Yarışmaları’na 41 bin 600’ün üzerinde proje ile 65 bin 500’e yakın öğrencimiz katıldı.” diyen Kacır, “Gençlerimizin her daim yanında olarak, bilime ve teknolojiye olan ilgilerini desteklemeyi sürdüreceğiz. Teknoloji geliştiren bir gençliğin peşinde; bilim fuarları, bilim şenlikleri ve bilim söyleşileri ile bilimi gençlerimizle buluşturmayı sürdürüyoruz. Son 1 yılda 4 bin 133 bilim söyleşisiyle 620 binden fazla öğrenciyi bilim insanlarıyla bir araya getirdik. Desteklediğimiz 3 bin 284 bilim fuarı ile 250 bin öğrencimiz ve 3 milyon ziyaretçimizde bilimsel farkındalığı yeşerttik.” değerlendirmelerinde bulundu.
DENEYAP Teknoloji Atölyesinde, 15 bin 910 öğrencinin eğitimleri devam ediyor
Bakan Kacır, “Son 1 yılda toplumla bilimi, bilimle toplumu buluşturan 11 bilim merkezini hizmete açtık. 32 bilim merkezimizde aynı dönemde 3 milyon 540 bin ziyaretçi ağırladı. 81 ilimize kazandırdığımız 145 DENEYAP Teknoloji Atölyesinde 15 bin 910 öğrencimizin eğitimleri devam ediyor. Gençlerimize hayallerinin peşinden koşma imkânı sunan Dünya’nın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST bünyesinde bu yıl 16 farklı kategorideki yarışmalar TÜBİTAK katkısıyla gerçekleşecek. Gençlerimizden küçük yaşlardan itibaren birer bilim okuryazarı olmalarını sağlayan ‘Okullarımızı TÜBİTAK Kitaplarıyla Buluşturuyoruz Projesi’ kapsamında 3 ilimizde 4 bin 931 okulumuzu 773 bin 540 popüler bilim kitabı ile buluşturduk. Her yaştan okuru bilimle buluşturan TÜBİTAK Popüler Bilim Dergilerimiz Bilim ve Teknik, Bilim Çocuk ve Meraklı Minik’ın abone sayısında geçtiğimiz yıla göre yüzde 410 artış yakalayarak 630 bine aboneye ulaştık.” diye konuştu.
“Ülkemizin kritik araştırma alanlarında uzmanlığını derinleştireceğiz”
“Bilim, teknoloji ve Ar-Ge’nin ülkemizde güçlenmesinde her zaman bayrak taşıyıcısı vazifesi gören TÜBİTAK, Türkiye Yüzyılı’nda da gerçekleştirdiği çalışmalar ile sürdürülebilir refah ve istikrarın, adil paylaşımın, kapsayıcı çözümlerin adresi olmaya devam edecek. Ülkemizin ihtiyaç ve hedeflerine cevap veren projeleri hayata geçirmedeki güçlü rolünü sürdürecek.” vurgusu yapan Kacır, “Ülkemizin kritik araştırma alanlarında uzmanlığını derinleştireceğiz. Kuantum, nörobilim, opto-elektronik/fotonik, nanomalzemeler ve nükleer füzyon/fisyon, sentetik biyoloji gibi geleceğin teknolojilerini şekillendiren temel bilim alanlarında yapacağımız yatırımlarla dünyayı değiştirecek buluşların ülkemizden çıkmasını sağlayacağız. TÜBİTAK bünyesindeki mevcut Ar-Ge ve inovasyon kabiliyetlerimizi ekonomik değere dönüşmesini temin edeceğiz. “ dedi.
“Ülkemiz için ve insanlık için ihtiyaç duyulan bir kurumuz”
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, yaptığı konuşmada “61. yılını kutladığımız bu kurumda çalışmaktan onur duyuyorum. “ vurgusu yaptı. Mandal, Bakan yardımcılığından bu yana her yıl kuruluş yıldönümünde TÜBİTAK’ın yanında olan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’a teşekkür etti.
TÜBİTAK çalışanları tarafından hazırlanan şarkıya vurgu yapan Mandal, törenin başlangıcında videosu izlenen şarkının sözlerinin TÜBİTAK çalışanları tarafından yazılarak yapay zekaya yüklendiğini ve şarkının oluşturulduğunu söyledi.
Mandal, “TÜBİTAK’ın 1963’te kurulduğundan bu güne hiçbir zaman değişmeyen iki ana amacı var. Ülkemiz için, o gün için ihtiyaç neyse o ihtiyaç bilgi üretmek aynı zamanda daha da önemlisi olan o bilgiyi üretecek olan insan kaynağını yetiştirmek” diyen Mandal, “Yıllar boyunca bunun için çalışan ve emek sarfeden bir kurumuz. Özellikle son yıllarda artık bu bilgi üretmeyi sadece bir kapasite geliştirme değil, gerçekten etki oluşturma noktasında Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere bakanımızın da katkılarıyla bir üst seviyeye dönüştürme aşamasındayız ve bunu bir sorumluluk olarak görüyoruz. Çünkü ülkemiz için ve insanlık için ihtiyaç duyulan bir kurumuz. Bu süreçte en fazla yapmaya çalıştığımız daha fazla sahada olmak, daha fazla dinleyerek ekosistemdeki tüm paydaşlarımıza bir ara olarak hem şeffaflık anlamında hem hesap verilebilmek anlamında ama aynı zamanda ortaya sunacağımız çözümlerin dinamik bir şekilde, hızlı bir şekilde, çevik bir şekilde yapılmasına yönelik çalışmaları yürütüyoruz. Bunun etkilerini oluşturmuş olduğumuz programlarda görmeye çalışıyoruz. Çalışıyoruz diyorum, çünkü bu biten bir süreç değil. Devamlılığı olan bir süreç.” diye konuştu.
“Sadece ne sorusunun değil, nasıl sorusunun cevabını ortaya koymaya çalışıyoruz”
Prof. Dr. Mandal, “Ortaya koymuş olduğumuz sadece ne sorusuna yanıt vermek değil, aynı zamanda Tam Bağımsız Türkiye için ihtiyaç duyulan başlıkları nasıl kavramının içinde açıklamak. Bireysel çalışmalarla değil daha fazla platformlar üzerinden gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bunun için oluşturmuş olduğumuz yüksek teknoloji platformları, SAYEM platformu, yine sipariş AR - GE platformu, patent lisanslama, bunların tümü esasında bu ekosistemde sadece ne sorusunun değil, nasıl sorusunun cevabını ortaya koymaya çalıştığımız sadece birkaç başlık. Özellikle yakın dönemde merkez ve enstitülerimizle birlikte bu birlikte geliştirme yaklaşımının içinde gerektiğinde paydaş olma noktasında bir rol vermeye çalışıyoruz. Covid-19 döneminde yaşadığımız Covid-19 platformumuz bunun en iyi örneği. Deprem platformumuz bunun en iyi örneği. Müsilaj platformumuz bunun en iyi örneği. “ dedi.
“En çok yapmaya çalıştığımız daha fazla gencimize, öğrencimize, çocuğumuza dokunabilmek”
“Sadece bilgi üretmek değil, yenilikçi yöntemlerin içerisinde alternatif finans metodları da sunabilmek. Sadece kamudan kaynak geliştirmek değil, aynı zamanda dış kaynakları çok daha etkili kullanmaya çalışmak. Dünya Bankası'yla bu yıl başlatmış olduğumuz formatları örnek verebiliriz. Yine Avrupa fonlarından çok daha fazla yararlanılabilir. Bilgi üretirken, ana misyonundan vazgeçmeden, o bilgi üretmenin ihtiyaçları noktasındaki değişimlere daha hızlı bir şekilde karşılık verebilmek amacındayız.” vurgusu yapan Mandal, “İnsan kaynağı yetiştirme noktasında da en çok yapmaya çalıştığımız daha fazla gencimize, öğrencimize, çocuğumuza dokunabilmek. Sahada bunun karşılığını da çok net bir şekilde görüyoruz. Bu toplantı öncesi Alper arkadaşımla konuşurken 58 tane ilde gençlerimizle birlikte olmuş ve TÜBİTAK’ın karşılığını ondan duymuş olmaktan memnuniyet duyuyorum.” ifadelerini kullandı.
“Gençlerimize minnettarız”
“Gençlerimiz de en erken yaşta, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite, ön lisans ve lisans sadece doktora değil, tüm bu aşamalarda araştırma sürecinin içine dahil edebilmiş olmak bizim için çok önemli. Ve yine merkez enstitülerimiz de bu süreçte artık sadece kendi araştırmalarımız, profesyonel, yetişkin, yetkin araştırmacılarımız değil, aynı zamanda genç araştırmacılarımızı da lisans düzeyinde, hatta lise düzeyinde, çünkü zaten TÜBİTAK fen lisemizle beraber artık enstitülerimizin içinde sadece deneyimli araştırmacılarımız değil, genç araştırmacılarımız da var. “ diyen Mandal, “Biz inanıyoruz ki, özellikle yine program STAR programı, lise öğrencileri ve ortaokul öğrencileri, araştırma projeleri destek programları gibi, TEKNOFEST, üniversite öğrencileri araştırma projeleri destek programlarımız vasıtasıyla Türkiye'nin her yerindeki gençlere ulaşmaya çalışıyoruz ve daha fazla da çalışmamız gerekiyor. Çünkü kendimizden daha çok, kendi yaş grubumuzdan daha çok bu gençlere güveniyoruz. Bunun en önemli güvencesi de özellikle yakın zamanda, olimpiyatlarda, proje yarışmalarında, TEKNOFEST’de elde etmiş olduğu hem ulusal hem de uluslararası dereceler. Gençlerimize minnettarız.” diye konuştu.
Mandal, “Geleceğe bakıldığı zaman hem jeopolitik açıdan, hem teknolojik açıdan TÜBİTAK’a çok daha fazla ihtiyaç var. “ vurgusu yaptı.
“Tam bağımsız Türkiye için, milli teknoloji hamlemiz için TÜBİTAK’a ihtiyaç var”
TÜBİTAK çalışanlarına emeklerinden ötürü teşekkür eden Mandal, “Ülkemizde ve bütün dünyada insanlık için bilim üretmeye, teknoloji geliştirmeye ihtiyaç var. Tam bağımsız Türkiye için, milli teknoloji hamlemiz için TÜBİTAK’a ihtiyaç var. Ama bizim de bu ihtiyaçlara hızlı bir şekilde karşılık veren bir kurum olma noktasında ilerlememiz gerekiyor. Ben bu süreçte her daim bizlerle birlikte olan en başta sayın Cumhurbaşkanımıza, takibinde sayın bakanımıza ve tüm bizlerle birlikte paydaş olarak çalışan kurum başkanlarımıza, rektörlerimize teşekkür ediyorum. Ama en önemlisi tabi ki siz değerli çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.
TÜBİTAK’ın en genç personeli Gökçenaz Akyol’u da heyecanını paylaşmak üzere sahneye davet etti.
Mandal, “16 Temmuz’da aramıza katılan arkadaşımızı davet etmek istiyorum. Gökçenaz Akyol, (EEEAG) ELEKTRİK, ELEKTRONİK, ENFORMATİK ARŞ.DESTEK Grubunda Bilimsel Programlar Uzman Yardımcısı olarak görev yapıyor. Hacettepe Üniversitesi Yapay Zeka Mühendisliği'nden mezun.” ifadelerini kullandı.
TÜBİTAK yarışmasında 2017 yılında Şanlıurfa bölge birincisi
Akyol’da, yaptığı konuşmada “Çocukluğumdan beri aslında bilim ve teknolojiyle gerçekten ilgileniyordum. Kendi çapımda da küçük projeler yapıyordum. 2017 yılında da TÜRKİTAK 4007 Liseler arası STEM Yarışması kapsamında, bölge birincisi olarak Şanlıurfa’da finallerde yer almıştım. Çok heyecanlı bir deneyimdi benim için. Şimdi de bilim ve teknoloji dünyasına TÜBİTAK gibi bir kurumda katkı sağlayabilecek olmak beni gerçekten gururlandırıyor.” dedi.
“Acaba kimden ne öğrenebilirim diye iş yerine geliyorum”
Akyol, başlayalı henüz bir hafta olmasına rağmen çok şey öğrendiğini dile getirerek “Tanıştığım insanlar gerçekten alanlarında uzmanlar, çok kıymetliler. Ve şimdiden benim çalışma vizyonuma katkı sağlamaya başladılar. Bana yeni bakış açıları kazandırdılar. Bir haftada bir işe geliyorum ama her gün gerçekten çok heyecanlı, pürpürüz bir şekilde. Acaba bugün kimden ne öğrenebilirim diye düşünerek iş yerine gidiyorum. Çok kıymetli, çok heyecan verici duygular benim için.” diye konuştu.
“Başarılamayacak bir şey yok”
TÜBİTAK Başkanı Mandal daha sonra sahneye en deneyimli personel olarak SAGE’den Belgin Bumin’i “1986’da Gebze’de MAM’da göreve başlıyor Ulusal Metroloji Enstitümüzün kurulması süreçlerinde görev alıyor. 99 yılında SAGE’ye geçiyor ve orada Ölçerle biriminde görev yapıyor. Belgin Hanım da Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliğinden mezun…” ifadeleriyle sahneye davet etti.
Bumin de TÜBİTAK’a 1986’da gazete ilanı üzerinde başvurduğunu anlatarak deneyimlerini paylaştı:
“UME’nin kuruluşunda ulusal referans standartlarının Türkiye'ye katkısının sağlanmasında, bunun oluşumunda görev alma şansı elde ettim. Bu benim için çok önemli bir deneyimdi. Sonra SAGE’ye geldim. Türkiye'nin ilk atarsel ölçüm biriminin oluşturulması, onların üretim ve testleri, bunların mühimmata aktarılması ve sonra bunların SOM ve HGK gibi kitlerde kullanılması, görev alması, bunların sonuçlarının değerlendirmesi, Bunlar çok heyecan vericiydi. Hala heyecanını yaşayabiliyorum. Biz bu çalışmaları yaparken, bir yandan da millileştirme kapsamında çalışmalara devam ediyoruz. İvme ölçer çalışmaları gibi. Bunları gören diğer kurumlar da bunları örnek aldılar ve kendi kurumlarında bu çalışmalara devam ettiler. Banu görmek de güzeldi. Her zaman TÜBİTAK’ta seçkin ve saygın bir kurumda yaşamını gururunu yaşadım”.
Gençlere tavsiyelerde de bulunan Bumin, “Genç arkadaşlara şunu söyleyebilirim. Başarılamayacak bir şey yok. Ancak zorluklarla karşılaşılabilir. Bunun üstesinden araştırarak çalışarak gelineceğine inanıyorum. “ dedi.
Konuşmaların ardından Bakan Kacır ve TÜBİTAK Başkanı Mandal 2024 yılı için 25 çalışma yılını dolduran ve emekli olan personellere teşekkür belgesi takdim etti.
Ayrıca Teknoloji Transferi ile kuruma katkı sağlayanlara da teşekkür belgesi verildi.
"Katlanabilir Metal Mayın Dedektörü - OZAN Teknolojisi"ni geliştiren Ahmet Akgöz, "SARS-CoV-2 Virüsüne Karşı Koruyucu Pastil/Çiğneme Tableti Teknolojisi"ni geliştiren Cesarettin Alaşalvar, “AEP 54 Uyumlu Kromsuz Empregne Aktif Karbon Üretim Teknolojisi”ni geliştiren ve "KBRN Koruyucu Filtreler için Özel Nitelikli Empregne Aktif Karbon Üretim Teknolojisi’nde de katkı sahibi olan Elif Tahtasakal , "Partikül Takviyeli Kompozit Fren Pabucu Teknolojisi"ni geliştiren Eyüp Akagündüz, "Gerçek Zamanlı Kızılötesi İz Yönetim Sistemi Teknolojisi"ni geliştiren Özgenç Subaşı, "Göz İçi Lens Teknolojisi" ni geliştiren ve “Toplumsal Olaylara Müdahale Amaçlı Gaz Mühimmatları Teknolojileri”nde de katkı sahibi olan Zekayi Korlu teşekkür belgelerini Bakan Kacır ve TÜBİTAK Başkanı Mandal’ın elinden aldı.
Daha sonra da TÜBİTAK’ın avlusunda 61. Yıl pastası kesildi ve TÜBİTAK çalışanlarından oluşan Türk Halk Müziği Korosu performans sergiledi.
Türkiye's first domestic and national communication satellite, TÜRKSAT 6A, was sent into space with a Falcon 9 rocket from SpaceX's launch center at Cape Canaveral in Florida, USA, at 02.30 on the night connecting July 8 to July 9.
First signal 67 minutes into the launch
The first signal from the satellite was received at 03.51 at the 67th minute, as planned, and one hour after the first signal, the first command was given to TÜRKSAT 6A.
The solar panels, which will provide the energy needed for uninterrupted communication with TÜRKSAT 6A, were deployed on approximately 3 hours after the launch.
Since the separation, the satellite has been in an elliptical orbit with a perigee of 300 km and an apogee of 70000 km, while the switching on of the subsystems and deployment of solar panels took place according to plan. At 05.24 a.m., at an altitude of 32,479 kilometers, the solar panels were set to sun tracking mode on and energy production reached its maximum level.
Four phases after launch
TÜRKSAT 6A goes through four different phases starting from its temporary orbit until it reaches the target orbit. The first of these is “Orbit Determination”, where the satellite's current orbit is determined by using the satellite's communication systems as the first step after the satellite is separated from the launch vehicle. Then, in the “Firing Parameters Determination” phase, the optimum time, duration and firing direction for chemical propulsion engine ignitions will be determined according to the satellite's position, and these parameters are uploaded to the flight computer, which has completely domestic software and hardware. Then, in the “Firing Commands” phase, the flight computer executes the firing commands at the appropriate moment and the firing is carried out. The final stage, “Orbit Control”, will calculate the satellite's new orbit after the launch and confirm the accuracy of the operation. These operations are repeated until the satellite is in its target orbit.
Since these operations are completed, TÜRKSAT 6A is the first indigenous satellite farthest from Earth, and valuable operational experience have been gained before the Lunar Exploration Program.
Launch euphoria both in the US and Türkiye
TÜRKSAT 6A Launch Ceremony was also held at TÜRKSAT's Gölbaşı campus. Deputy President Cevdet Yılmaz and Minister of Industry and Technology Mehmet Fatih Kacır attended the ceremony, while Minister of Transport and Infrastructure Abdulkadir Uraloğlu, President of Defense Industry Haluk Görgün and TÜBİTAK President Prof. Dr. Hasan Mandal were present at the Cape Canaveral Air Force Station in Florida, USA, where the TÜRKSAT 6A was launched.
“With TÜRKSAT 6A, we have entered a new phase in satellite production”
President Recep Tayyip Erdoğan sent a video message to the launch ceremony of the TÜRKSAT 6A satellite.
Stating that today we have witnessed another proud occasion for Türkiye and the nation and that the domestic communication satellite TÜRKSAT 6A has just been launched into space, Erdoğan emphasized that more than 81 percent of the subsystems, satellite ground station and software in the 6A project, which is of great importance for Türkiye's future in space, are produced with national facilities.
Stating that SpaceX's Falcon 9 rocket was preferred for the 6A, just like the 5B satellite launched into space 2.5 years ago, Erdoğan expressed his satisfaction with the strengthening of the cooperation established with Elon Musk and SpaceX in various fields.
Stating that Türkiye has increased its presence in space despite all obstacles and restrictions, Erdoğan reminded that they recently carried out the first manned space mission, one of the main goals of the National Space Program. President Erdoğan noted the following:
“With Turksat 6A, we have entered a new phase in satellite production. Our indigenous and national communication satellite 6A will ensure the backup of existing satellites and further increase capacity. Thanks to TÜRKSAT 6A, which is planned to be positioned at a distance of 35,786 kilometers, countries such as India, Thailand, Malaysia and Indonesia, which were previously outside the coverage area, will enter the coverage area. With our new satellite, we will increase the population reached by Türkiye's satellites from 3.5 billion to 5 billion. With 6A, we believe that TÜRKSAT's satellite service exports to the region will increase significantly. In addition, with the launch of TÜRKSAT 6A, Türkiye will become a country capable of producing communication satellites.”
“It is of great importance for our national security”
Pointing out that Türkiye will have a market share in the design and production of satellites and their components thanks to the acquisition of technology and experience, Erdoğan said: “The ability to produce critical technologies such as communication satellites without being dependent on foreign sources is of great importance for our national security.”
Wishing that the TÜRKSAT 6A satellite will be a blessing for Türkiye, the nation and television broadcasting, Erdoğan thanked the Ministry of Transport and Infrastructure, TÜRKSAT, TÜBİTAK, ASELSAN, TAI and CTech for their efforts in realizing the project.
'TÜRKSAT 6A project is an important part of this vision'
Speaking before the launch, Vice President Cevdet Yılmaz said that satellite technologies have become one of the areas of strategic importance.
Stating that they consider it extremely important to be independent in such a strategic field with domestic and national technologies, Yılmaz said: “The successes we have achieved in the defense industry under the leadership of our President Recep Tayyip Erdoğan are spreading to many fields from space studies to communication technologies. The TÜRKSAT 6A project is an important part of this vision. We are implementing our 'National Space Program', our comprehensive road map that sets Türkiye's goals in space research, satellite technologies and the space industry, step by step. The main objectives of the program include important projects such as the development of domestic and national satellites, the Moon mission, the creation of a space ecosystem and the training of human resources in space technologies. As you know, with the first manned space mission, we have leaped forward in our space goals. We are conducting joint projects and research with international space agencies and organizations, transferring knowledge and technology, and developing our human resources in this field. Events such as TEKNOFEST increase the interest of our people in space technologies and encourage them to pursue a career in this field. I believe that the successes of our country and our citizens will echo more from the sky in the coming period.” With the latest TÜRKSAT 5B, we strengthened our satellite fleet and increased our satellite data communication capacity. On the other hand, we started the production of our domestic and national satellite project TÜRKSAT 6A in order to consolidate our frequency and orbital rights. TÜRKSAT 6A is a product of our National Technology Move and the know-how acquired by our engineers and defense industry. It is the highest-value technology project our country has ever produced. It will operate at 35,786 kilometers, the farthest point we have reached in space, and will set the bar high in the sky. The area served by our communication satellites will expand to include India, Thailand, Malaysia and Indonesia, providing access to communication services to a population of 5 billion. With a service life of approximately 15 years, our satellite has a fuel life of more than 16 years. With TÜRKSAT 6A, Türkiye will take its place among the 11 countries that can build their own communication satellites and send them into space. This level of production will also make it possible to export satellites and many equipment and subsystems developed within the scope of satellites. We have also built up the know-how to transfer satellite technology to friendly and brotherly countries. We will continue to bring technological transformations, which may seem like a dream to some, to our country.”
“We are moving our country step by step forward in the field of space”
Emphasizing that they have built a giant R&D system from scratch in 22 years, Minister of Industry and Technology Mehmet Fatih Kacır said, “Innovation-oriented projects are being implemented. Together, we are building a pioneering Türkiye that produces high technology and added value.” Noting that the flare of this understanding was launched with the breakthroughs in the defense industry, Kacır said, “We have increased the localization rate in the sector from 20 percent to over 80 percent.”
Stating that they see a similar window of opportunity in the field of space technologies, Kacır said that the rapid decline in launch costs has opened the door to the advancement of the remote sector. “As a country with a global claim in technology development and high technology production, we consider it an obligation rather than a preference for our country to benefit from the opportunities offered by space and to protect our interests,” said Kacır, adding, ”With this understanding, we are moving our country step by step forward in terms of human resources, design and engineering capabilities in space science and technologies.”
Türkiye in the top 11 of the A team in satellite technologies
Mehmet Fatih Kacır, Minister of Industry and Technology, stated that they have moved Türkiye forward step by step in terms of human resources, design and engineering capabilities, and said: “With the investments we have made in satellite technologies, where our competencies in the field of space are gathered on a large scale, we have brought our country to a level that can develop, produce and test its own satellites. With İMECE, our national observation satellite with sub-meter resolution, which we launched into space last year, we can now take images from anywhere in the world without any restrictions. With the TÜRKSAT 6A project, which will extend the coverage area of our communication satellites to a population of approximately 5 billion people, we have utilized our achievements in the production and development of communication satellites in the production of communication satellites, which incorporate more sophisticated technologies than the imaging satellites we have procured from abroad so far. During the project process, in which we carried out all stages domestically, we achieved a localization rate of more than 80 percent by domestically producing a total of 84 equipment of 23 different types, such as flight computers, power distribution and regulation units, star trackers, reaction wheels and electric propulsion systems. With 396 environmental and functional tests carried out after system integration, we verified the suitability of our satellite for space conditions and launch conditions. We have become one of the 11 countries that can produce their own communication satellites with all these capabilities. Türkiye is in the top 11 in the A team in satellite technologies. On June 4, we carried out the transportation of our satellite to the launch site and our friends completed the pre-launch control tests, refueling activities and integration works with the launch vehicle.”
On the road to a fully independent Türkiye, our work in space will continue with even greater strength.”
TÜBİTAK President Prof. Dr. Hasan Mandal, together with Minister of Transportation Abdülkadir Uraloğlu and TÜBİTAK Space team, was at Space X's launch center at Cape Canaveral in Florida, USA.
He first went to the closest pre-launch site and made a connection to the ground station at TÜBİTAK UZAY.
Mandal thanked those working for TÜRKSAT 6A for their efforts, emphasizing the difficulty of the mission and said: “We tried to do many of our works in the size, power and technology of times 3, times 5, times 8. And the point we have reached is a great success. In 14 days, we will reach the orbit where acceptance tests will be conducted. Then we will stay in this orbit for 3 months. Then, after 3 months, we will go to the main mission orbit where we will perform the mission at 42 degrees. The satellite will be delivered at the end of the year.”
Mandal said, “We will strive to use this competence and skill we have both to build our own new satellites and to bring them to friendly and allied geographies and countries. Therefore, it is really pleasing for me to witness this as the head of a tour.”
Prof. Dr. Mandal, who followed the launch of TÜRKSAT 6A with the protocol in the USA, experienced great enthusiasm after the successful launch, saying, “I congratulate our team. I congratulate our team. May God not embarrass them.”
“Endless thanks to everyone who contributed to TÜRKSAT 6A, the product of 10 years of hard work, the picture of our dreams and goals in space, and the indicator of the power of the National Technology Move. With this success, Türkiye has become one of the 11 countries that designed and produced its own national communication satellite.” Mandal said, ”Our work in space on the path to a fully independent Türkiye will continue with further strengthening. As TÜBİTAK, we will continue to work non-stop to fly our flag in the darkness of space with the technologies we have developed. TÜRKSAT 6A, Godspeed!
Domestic and National TÜRKSAT 6A
The Ministry of Transport and Infrastructure and TÜRKSAT AŞ were the client organizations in the project, while TÜBİTAK UZAY was the project manager and ASELSAN, TAI and C2TECH were the project executing organizations. With the equipment developed by Turkish engineers at the project manager and executing organizations, the TÜRKSAT 6A satellite achieved a localization rate of over 80 percent.
The project, for which the Ministry of Transport and Infrastructure and TÜBİTAK were the funding institutions, was carried out in accordance with the legislation of TÜBİTAK KAMAG 1007 Public Institutions Research and Development Projects Support Program.
The TÜRKSAT 6A project was launched on December 15, 2014 with the aim of developing Türkiye's first domestic communication satellite. In addition to project management and system engineering, TÜBİTAK UZAY was responsible for the development of the power, satellite management, orbit and orientation control and electric propulsion subsystems, TAI for the development of the structural, thermal, cabling and chemical propulsion subsystems, ASELSAN for the development of the payload and CTECH for the development of the telecommunications/telemetry and distance measurement subsystem.
Many equipment used in the satellite were developed locally within the scope of the project
The project included nine platform subsystems, one payload subsystem and one payload subsystem provided by the government. For the Flight Model of the project only, a total of 84 indigenously developed equipment of 23 different types, including many critical equipment such as flight computers, power regulation units, power distribution units, reaction wheels, solar sensors, star trackers, electric propulsion motors, and thousands of main components were produced; 396 different environmental and functional tests were carried out for this equipment, as well as the design and production of many components such as structural units, RF filters and adapters. At TÜBİTAK UZAY alone, 318 electronic cards were produced, 111 of which were of different types. The TÜRKSAT 6A project also made a great contribution to Türkiye’s trained personnel and experience in the field of space. At the peak of the project, the number of personnel working in the management and executing organizations increased to over 400.
Thanks to large-scale space projects such as TÜRKSAT 6A, the number of people working in the space sector has increased, the personnel who will take part in our country's future space projects have gained experience, and the development infrastructure and know-how have been expanded.
For 15 years, it will meet the country's communication needs
TÜRKSAT 6A, which will meet a significant portion of the country's communication needs for 15 years, will be positioned at 42 degrees east longitude at an altitude of 35,786 kilometers. With TÜRKSAT 6A, which can generate up to 9.2 kilowatts of power and weighs 4,250 kilograms, India, Thailand, Malaysia and Indonesia, which are not served by existing communication satellites, will be covered by TÜRKSAT.
With the launch of TÜRKSAT 6A, the population reached by satellites will increase from 3.5 billion to 5 billion, while TÜRKSAT's satellite service exports to the region are expected to increase significantly.
Türkiye, one of the few countries capable of producing communication satellites, is also targeted to become a satellite exporter after the TÜRKSAT 6A experience.
Türkiye’nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A, 8 Temmuz’u 9 Temmuz’a bağlayan gece Türkiye saati ile 02.30’da SpaceX firmasının ABD’nin Florida Eyaletinde bulunan Cape Canaveral’daki fırlatma merkezinden, Falcon 9 roketi ile uzaya gönderildi.
Fırlatmanın 65.dakikasında ilk sinyal
Uydudan ilk sinyal planlandığı gibi 65.dakikada, saat 03.35’te alındı ve ilk sinyalden 1 saat sonra ise TÜRKSAT 6A’ya ilk komut verildi.
TÜRKSAT 6A ile kesintisiz iletişim kurabilmek için ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlayacak olan güneş panelleri de fırlatmadan yaklaşık 3 saat sonra açıldı.
Uydu, ayrılmadan bu yana enberi noktası 300 km, enöte noktası 70000km olan eliptik bir yörüngede ilerlerken alt sistemlerin ve güneş panellerinin açılması plana göre gerçekleşti. TSİ 05.24’de 32.479 kilometre irtifada güneş panelleri açıldı ve enerji üretimi azami seviyeye ulaştı.
Fırlatmadan sonraki dört aşama
TÜRKSAT 6A, geçici yörüngesinden nihai yörüngesine ulaşana kadar yapacağı her ateşlemede 4 farklı aşamadan geçecek. Bunlardan ilki “Yörünge Saptama”, uydu roketten ayrıldıktan sonra ilk iş olarak uydunun haberleşme sistemleri kullanılarak mevcut yörüngesi saptanacak. Daha sonrasında “Ateşleme Parametreleri”nin belirleme aşamasında uydunun konumuna göre kimyasal itki motoru ateşlemeleri için en uygun zaman, süre ve ateşleme doğrultusu belirlenerek bu parametreler, tamamen yerli yazılım ve donanıma sahip uçuş bilgisayarına yüklenecek. Sonrasında “Ateşleme Komutları”nın işletilmesi aşaması ile uçuş bilgisayarları uygun anda ateşleme komutlarını işletecek ve ateşleme gerçekleştirilecek. Son aşama olan “Yörünge Kontrolü”, ateşleme sonrası uydunun yeni yörüngesi hesaplanacak ve operasyonun doğruluğu teyit edilecek. Uydu görev yörüngesine oturana kadar bu işlemler tekrarlanacak.
Bu işlemler tamamlandığında, TÜRKSAT 6A Dünya’dan en uzak yörüngede görev alan ilk yerli uydumuz olacak ve Ay Araştırma Programı öncesi çok değerli operasyonel deneyimler kazanılacak.
Hem ABD’den hem de Türkiye’de fırlatma coşkusu
TÜRKSAT'ın Gölbaşı yerleşkesinde de TÜRKSAT 6A Fırlatma Töreni düzenlendi. Törene Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır katılırken, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ile Savunma Sanayi Başkanı Haluk Görgün ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ise TÜRKSAT 6A'nın fırlatıldığı ABD'nin Florida eyaletindeki Cape Canaveral Hava Kuvvetleri İstasyonu'nda bulundu.
“TÜRKSAT 6A ile uydu üretiminde yeni bir safhaya geçmiş bulunuyoruz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜRKSAT 6A uydusunun fırlatılması törenine video mesaj gönderdi.
Bugün Türkiye ve millet açısından yeni bir gurur vesilesine daha şahitlik edildiğini, yerli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A'nın az önce uzaya fırlatıldığını belirten Erdoğan, Türkiye'nin uzaydaki istikbali için büyük önem taşıyan 6A projesindeki alt sistemlerin, uydu yer istasyonu ve yazılımların yüzde 81'den fazlasının milli imkanlarla üretildiğini vurguladı.
Erdoğan, 2,5 sene önce uzaya fırlatılan 5B uydusunda olduğu gibi 6A'da da SpaceX firmasının Falcon 9 roketinin tercih edildiğini aktararak, Elon Musk ve SpaceX firmasıyla çeşitli alanlarda tesis edilen işbirliğinin güçlenmesinden memnuniyet duyduklarını dile getirdi.
Önüne çıkarılan tüm engellere ve kısıtlamalara rağmen Türkiye'nin uzaydaki varlığını artırdığını ifade eden Erdoğan, Milli Uzay Programı'ndaki ana hedeflerden biri olan ilk insanlı uzay misyonunu kısa süre önce gerçekleştirdiklerini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türksat 6A ile uydu üretiminde yeni bir safhaya geçmiş bulunuyoruz. Yerli ve milli haberleşme uydumuz 6A, mevcut uyduların yedeklenmesini sağlayacak ve kapasiteyi daha da artıracaktır. 35 bin 786 kilometre uzaklıkta konumlanması planlanan TÜRKSAT 6A sayesinde Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya gibi daha önce kapsama alanı dışında olan ülkeler, kapsama alanına girecek. Yeni uydumuzla Türkiye'nin uydularının ulaştığı nüfusu 3,5 milyardan 5 milyara çıkaracağız. 6A ile birlikte TÜRKSAT'ın bölgeye yönelik uydu hizmeti ihracatının da ciddi manada artacağına inanıyoruz. Ayrıca TÜRKSAT 6A'nın hizmete girmesi ile Türkiye haberleşme uydusu üretebilen bir ülke konumuna yükselecek."
"Milli güvenliğimiz açısından büyük önem arz ediyor"
Teknoloji ve tecrübe kazanımı sayesinde, Türkiye'nin uydu ve bileşenlerinin tasarım ve üretiminde pazar payına sahip olacağına işaret eden Erdoğan, "Haberleşme uyduları gibi kritik öneme sahip teknolojilerin dışa bağımlı olmadan üretilebilmesi, milli güvenliğimiz açısından da büyük önem arz ediyor." diye konuştu.
TÜRKSAT 6A uydusunun, Türkiye, millet ve televizyon yayıncılığı için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, projenin hayata geçmesinde emeği olan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, TÜRKSAT, TÜBİTAK, ASELSAN, TUSAŞ ve CTech firmasına teşekkür etti.
'TÜRKSAT 6A projesi de bu vizyonun önemli bir parçasıdır'
Fırlatma öncesinde konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, uydu teknolojileri, stratejik öneme sahip alanlardan biri haline geldiğini söyledi.
Yılmaz, böyle stratejik bir alanda yerli milli teknolojilerle bağımsız olmayı son derece önemli gördüklerini ifade ederek, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde savunma sanayinde sağladığımız başarılar, uzay çalışmalarından haberleşme teknolojilerine kadar pek çok alana sirayet ediyor. TÜRKSAT 6A projesi de bu vizyonun önemli bir parçasıdır. Türkiye'nin uzay araştırmaları, uydu teknolojileri ve uzay sanayisi konusundaki hedeflerini belirleyen kapsamlı yol haritamız; 'Milli Uzay Programımız'ı adım adım hayata geçiriyoruz. Programın ana hedefleri arasında, yerli ve milli uyduların geliştirilmesi, Ay misyonu, uzay ekosisteminin oluşturulması ve uzay teknolojilerinde insan kaynağının yetiştirilmesi gibi önemli projeler yer alıyor. Bildiğiniz gibi ilk insanlı uzay misyonu ile uzay hedeflerimizde boyut atladık. Uluslararası uzay ajansları ve kuruluşları ile ortak projeler ve araştırmalar yaparak, bilgi ve teknoloji transferini sağlıyor bir taraftan da insan kaynağımızı bu alanda geliştiriyoruz. TEKNOFEST gibi etkinlikler, insanımızın uzay teknolojilerine olan ilgisini artırmakta ve onları bu alanda kariyer yapmaya teşvik etmektedir. Önümüzdeki dönemde ülkemizin ve vatandaşlarımızın başarılarının gök vatandan daha çok yankılanacağına inanıyorum" diye konuştu.
Cevdet Yılmaz, halihazırda TÜRKSAT 3A, 4A, 4B, TÜRKSAT 5A ve 5B haberleşme uydular ile uydu hizmetlerini sürdürdüklerini kaydetti. Yılmaz, "Tüm bu uydu projelerimizde, teknoloji transfer programı kapsamında kendi mühendislerimizin bulunmasına hassasiyet göstermiştik. En son TÜRKSAT 5B ile uydu filomuzu güçlendirmiş, uydu veri iletişim kapasitemizi artırmıştık. Bir taraftan da frekans ve yörünge haklarımızı sağlamlaştırmak için yerli ve milli uydu projemiz TÜRKSAT 6A'nın üretimine başlamıştık. TÜRKSAT 6A, Milli Teknoloji Hamlemizin, mühendislerimizin ve savunma sanayimizin edindiği know-how'ın bir ürünüdür. Bugüne kadar ülkemizin ürettiği en yüksek değere sahip teknoloji projesidir. Uzayda ulaştığımız en uzak nokta olan 35 bin 786 kilometrede faaliyet gösterecek, çıtayı gök vatanda yükseklere taşıyacaktır. Haberleşme uydularımızın hizmet verdiği alan Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya'yı kapsayacak şekilde genişleyecek ve 5 milyar nüfusa haberleşme servislerine erişim sunulacaktır. Hizmet ömrü yaklaşık 15 yıl olan uydumuz, 16 yıldan uzun yakıt ömrüne sahip. TÜRKSAT 6A ile Türkiye, kendi haberleşme uydusunu yapıp uzaya gönderebilen 11 ülke arasındaki yerini alacaktır. Üretimde geldiğimiz bu seviye, uydu ve uydu kapsamında geliştirilen birçok ekipman ve alt sistemin ihracatını da mümkün kılacaktır. Dost ve kardeş ülkelere uydu teknoloji transferi yapabilecek şekilde bilgi birikimi de oluşturulmuştur. Kimilerine hayal gibi gelen teknolojik dönüşümleri ülkemize kazandırmaya devam edeceğiz" ifadesini kullandı.
“Ülkemizi uzay alanında adım adım ileriye taşıyoruz”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, 22 yılda sıfırdan dev bir AR-GE sistemi inşa ettiklerini vurgulayarak, “İnovasyon odaklı projeler hayata geçiriliyor. Yüksek teknoloji ve katma değer üreten öncü Türkiye'yi hep birlikte inşa ediyoruz” ifadelerini kullandı. Bu anlayışın işaret fişeğinin savunma sanayiindeki atılımlarla birlikte atıldığını kaydeden Kacır, “Sektördeki yüzde 20 olan yerlilik oranını yüzde 80’lerin üzerine çıkardık” dedi.
Benzer bir fırsat penceresini uzay teknolojileri alanında gördüklerini ifade eden Kacır, fırlatma maliyetlerinde yaşanan hızlı düşüşün uzak sektörünün ilerlemesine kapı araladığını ifade etti. “Teknoloji geliştirmede ve yüksek teknoloji üretiminde küresel ölçekte iddia sahibi bir ülke olarak ülkemizin uzayın sunduğu fırsatlardan yararlanmasını ve menfaatlerimizi korumayı bir tercihten öte zorunluluk addediyoruz” diyen Kacır, “Bu anlayışla uzay bilimi ve teknolojilerinde insan kaynağı, tasarım ve mühendislik kabiliyetleri açısından ülkemizi adım adım ileriye taşıyoruz” şeklinde konuştu.
Türkiye uydu teknolojilerinde A takımında ilk 11'de
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, insan kaynağı, tasarım ve mühendislik kabiliyetleri açısından Türkiye'yi adım adım ileriye taşıdıklarını belirterek, "Uzay alanındaki yetkinliklerimizin büyük ölçekte toplandığı uydu teknolojilerinde gerçekleştirdiğimiz yatırımlarımla ülkemizin kendi uydularını geliştirebilen, üretebilen, test edebilen bir seviyeye ulaştırdık. Geçtiğimiz yıl uzaya fırlattığımız metre altı çözünürlüklü milli gözlem uydumuz İMECE ile artık dünyanın her yerinden hiçbir kısıt olmadan görüntü alabiliyoruz. Haberleşme uydularımızın kapsama alanını yaklaşık 5 milyar nüfusa eriştirecek TÜRKSAT 6A projesiyle de haberleşme uydularının üretimi ve geliştirilmesinde elde ettiğimiz kazanımlardan, bugüne kadar yurt dışından temin ettiğimiz görüntüleme uydularına nazaran daha sofistike teknolojileri bünyesinde barındıran haberleşme uydularının üretiminde yararlandık. Tüm aşamalarını yerli olarak gerçekleştirdiğimiz proje sürecinde uydumuzun uçuş bilgisayarları, güç dağıtım ve düzenleme birimleri, yıldız izler, tepki tekeri, elektrikli itki sistemi gibi 23 farklı çeşitte toplam 84 ekipmanı yerli olarak üreterek yüzde 80'in üzerinde yerlilik oranını yakaladık. Sistem entegrasyonu sonrasında gerçekleştirilen 396 çevresel ve fonksiyonel testle uydumuzun uzay şartlarına ve fırlatma koşullarına uygunluğunu doğruladık. Tüm bu kabiliyetlere sahip kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri olduk. Türkiye uydu teknolojilerinde A takımında ilk 11'dedir. 4 Haziran'da uydumuzun fırlatma alanına nakliyesini gerçekleştirerek arkadaşlarımız fırlatma öncesi kontrol testlerini, yakıt dolum faaliyetlerini ve fırlatma aracı ile entegrasyon çalışmalarını tamamladı" dedi.
“Tam Bağımsız Türkiye yolunda uzaydaki çalışmalarımız daha da güçlenerek devam edecek”
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da, Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu ve TÜBİTAK Uzay ekibi ile birlikte Space X firmasının ABD’nin Florida Eyaletinde bulunan Cape Canaveral’daki fırlatma merkezindeydi.
Önce fırlatma öncesi alana en yakın konuma giderek TÜBİTAK UZAY’daki yer istasyonuna bir bağlantı gerçekleştirdi.
TÜRKSAT 6A için çalışanlara emekleri için teşekkür eden Mandal, görevin zorluğuna vurgu yaparak “Birçok yaptığımız işi çarpı 3, çarpı 5, çarpı 8 boyutunda, gücünde ve teknolojisinde yapmaya çalıştık. Ve geldiğimiz nokta da büyük bir başarı. 14 günde kabul testlerinin yapılacağı yörüngeye ulaşacağımız süre. Sonra 3 ay boyunca bu yörüngede kalacağız. Daha sonra 42 derecedeki görevi gerçekleştireceğimiz asıl görev yörüngesine 3 ay sonra gideceğiz. Yıl sonunda uydu teslim edilecek.” dedi.
Mandal, ”Bu elimizdeki yetkinliği, beceriyi hem kendi yeni uydularımızı yapmak için hem de dost müttefik coğrafyalara, ülkelere kazandırmak için uğraşacağız. O yüzden gerçekten buna şahitlik ediği olmak, bir turun başkanı olarak şahitlik ediği olmak benim için memnuniyet verici.” diye konuştu.
TÜRKSAT 6A’nın fırlatılmasını ABD’deki protokol ile takip eden Prof. Dr. Mandal, fırlatmanın başarıyla gerçekleştirilmesinin ardından büyük coşku yaşadı, “Emeğinize ve yüreğinize sağlık sevgili çalışma arkadaşlarım. Ekibimizi tebrik ediyorum. Allah utandırmasın” ifadelerini kullandı.
“10 yıllık bir emeğin ürünü olan, uzaydaki hayallerimizin ve hedeflerimizin resmi, Milli Teknoloji Hamlesi’nin gücünün göstergesi TÜRKSAT 6A’da emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler. Bu başarımız ile Türkiye, kendi milli haberleşme uydusunu tasarlayan ve üreten 11 ülkeden biri oldu.” diyen Mandal, “Tam Bağımsız Türkiye yolunda uzaydaki çalışmalarımız daha da güçlenerek devam edecek. TÜBİTAK olarak Al Bayrağımızı geliştirdiğimiz teknolojiler ile uzayın karanlığında dalgalandırmak için hiç durmadan çalışmayı sürdüreceğiz. TÜRKSAT 6A, Yolun Açık Olsun!” değerlendirmelerinde bulundu.
Yerli ve Milli TÜRKSAT 6A
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve TÜRKSAT AŞ’nin müşteri kurum olarak yer aldığı projede TÜBİTAK UZAY proje yönetici kurum, ASELSAN, TUSAŞ ve C2TECH firmaları ise proje yürütücü kurum olarak yer aldı. Proje yönetici ve yürütücü kurumlardaki Türk mühendislerinin geliştirdiği ekipmanlar ile TÜRKSAT 6A uydusu yüzde 80'in üzerinde yerlilik oranı yakaladı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile TÜBİTAK’ın fon sağlayan kurumlar olarak yer aldığı proje; TÜBİTAK KAMAG 1007 Kamu Kurumları Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programı mevzuatına uygun olarak yürütüldü.
TÜRKSAT 6A projesi Türkiye’nin ilk yerli haberleşme uydusunun geliştirilmesi amacı ile 15 Aralık 2014 tarihinde başladı. Projede, TÜBİTAK UZAY; proje yöneticiliği ve sistem mühendisliğinin yanı sıra, güç, uydu yönetim, yörünge ve yönelim kontrol, elektrikli itki alt sistemlerinin geliştirilmesinden, TUSAŞ; yapısal, ısıl, kablaj ve kimyasal itki alt sistemlerinin geliştirilmesinden, ASELSAN; faydalı yükün geliştirilmesinden ve CTECH ise telekomut/telemetri ve mesafe ölçüm alt sisteminin geliştirilmesinden sorumlu olarak görev aldı.
Uyduda kullanılan birçok ekipman proje kapsamında yerli olarak geliştirildi
Proje kapsamında; 9 platform alt sistemi, 1 faydalı yük alt sistemi ve 1 devlet tarafından sağlanan görev yükü alt sistemi yer aldı. Projenin sadece Uçuş Modeli için içlerinde uçuş bilgisayarı, güç düzenleme birimi, güç dağıtım birimi, tepki tekeri, güneş algılayıcı, yıldız izler, elektrikli itki motoru gibi birçok kritik ekipmanın yer aldığı 24 farklı çeşit, toplam 84 adet yerli olarak geliştirilen ekipmanın, binlerce ana bileşenin üretimi; bu ekipmanlar için 396 farklı çevresel ve işlevsel test, ilave olarak yapısal birimler, RF filtre ve bağdaştırıcılar gibi birçok bileşenin tasarımı ve üretimi gerçekleştirildi. Yalnızca TÜBİTAK UZAY’da, 111’i farklı çeşit olmak üzere, 318 elektronik kart üretimi gerçekleştirildi. TÜRKSAT 6A projesi ülkemizin uzay alanında yetişmiş personel gücüne ve tecrübe kazanımına da büyük katkı sağladı. Projenin en yoğun zamanında, yönetici ve yürütücü kurumlarda görevli personel sayısı 400’ün üzerine çıktı.
TÜRKSAT 6A gibi büyük çaplı uzay projeleri sayesinde, uzay sektöründe çalışan sayısının artması, ülkemizin gelecekteki uzay projelerinde görev alacak personelin deneyim kazanması, geliştirme alt yapısının ve bilgi birikiminin genişlemesi sağlandı.
15 yıl boyunca ülkenin haberleşme ihtiyacını karşılayacak
15 yıl boyunca ülkenin haberleşme ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılayacak olan TÜRKSAT 6A, 42 derece doğu boylamında, 35 bin 786 kilometre irtifada konumlanacak. 9,2 kilovata kadar güç üretebilen, 4 bin 250 kilogram ağırlığındaki TÜRKSAT 6A ile mevcut haberleşme uydularının hizmet vermediği Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya, TÜRKSAT'ın kapsama alanına girecek.
TÜRKSAT 6A'nın hizmete girmesi ile uyduların ulaştığı nüfus 3,5 milyardan 5 milyara çıkarken TÜRKSAT’ın bölgeye yönelik uydu hizmeti ihracatının da önemli ölçüde artması hedefleniyor.
Haberleşme uydusu üretebilen sayılı ülkeler arasına giren Türkiye'nin, TÜRKSAT 6A tecrübesinin ardından uydu ihracatçısı konumuna yükselmesi de hedefler arasında yer alıyor.
4001 Ulusal ve Uluslararası Yarışma/Etkinlik Katılım Desteği’ne ait banka hesap bilgisi aşağıdaki gibidir:
TÜBİTAK Banka Hesabı:
T.C. Ziraat Bankası TR15 0001 0017 4506 0280 7250 33 (TL)
Koordinatörlüğünü Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yürüttüğü Dünya Bankası Türkiye Yeşil Sanayi Projesi kapsamında özel sektörün yeşil dönüşüme yönelik ürün veya süreç geliştirme faaliyetleri TÜBİTAK-TEYDEB tarafından desteklenmektedir. Bu amaçla hayata geçirilen 1801 kodlu Sanayi Ar-Ge Projeleri İçin Geri Ödemeli ve Hibe Destek Programı kapsamında TEYDEB bünyesinde 1801 programı kapsamında Dünya Bankası desteği ile yürütülen 1832 kodlu Sanayide Yeşil Dönüşüm çağrısının üçüncüsü 01.08.2024 itibari ile açılmış olup, başvurular 03.10.2024 tarihine kadar alınacaktır.
Bu çağrı kapsamında firmaların yeşil dönüşüm faaliyetlerine yönelik daha önce yapılan Ar-Ge çalışmaları ile elde edilmiş olan prototiplerin ticarileşme öncesi faaliyetleri desteklenecektir. Söz konusu çalışmalar daha önce TÜBİTAK-TEYDEB tarafından desteklenmiş Ar-Ge projelerinin devamı niteliğinde olabilecektir. KOSGEB ya da diğer ulusal ya da uluslararası fonlar ve firmaların öz kaynakları ile yürütmüş olduğu, henüz ticarileşmemiş Ar-Ge çalışmaları da çağrı kapsamındadır. Çağrıya KOBİ ve büyük ölçekli kuruluşların başvuruları mümkün olup, ortaklı başvuru da yapılabilecektir. THS 5-9 aralığını kapsayan prototip geliştirme ya da iyileştirme, validasyon ve sertifikasyon testleri, yerinde uygulama, ölçeklendirme, demonstrasyon ve saha denemeleri çalışmaları çağrı kapsamındadır. Destek süresi en fazla 24 ay, proje bütçesi üst limiti mikro/küçük ölçekli firmalar için 8.500.000 TL, orta ölçekli firmalar için 13.000 000 TL, büyük ölçekli firmalar için 25.000.000 TL’dir. Çağrı kapsamında sermaye şirketlerine en fazla %50’si geri ödenmek üzere faizsiz geri ödemeli destek sağlanacaktır. Destek oranı sırasıyla büyük ölçekli şirketler için %70, KOBİ’ler için %80, deprem bölgesindeki KOBİ’ler için %90’dır.Geri ödenecek desteğin bir kısmı hibe desteğine dönüştürülebilecektir. Kullanılacak desteğin geri ödemesi proje bittikten 1 yıl sonra başlayacaktır.
Detaylı bilgi için tıklayınız.
Çağrıya TEYDEB Proje Değerlendirme ve İzleme Sistemi - PRODİS (eteydeb.tubitak.gov.tr) üzerinden elektronik olarak başvuru yapılabilmektedir.
Within the scope of the World Bank Turkey Green Industry Project, coordinated by the Ministry of Industry and Technology, the private sector's product or process development activities for green transformation are supported by TÜBİTAK-TEYDEB. The third call for 1832-Green Transformation in Industry 2024-2 Call, which is carried out with the support of the World Bank within the scope of the 1801 program within TEYDEB, has been opened as of 01.08.2024, and applications will be received until 03.10.2024.
In this call, the pre-commercialization activities of the prototypes obtained through previous R&D studies for the green transformation activities of the companies will be supported. These studies may be a continuation of R&D projects previously supported by TÜBİTAK-TEYDEB. R&D studies carried out by KOSGEB projects or other national or international funds and companies' own resources, which have not yet been commercialized, are also within the scope of the call. Applications from SMEs and large-scale organizations are eligible, and joint applications can also be made. Prototype development or improvement, validation and certification tests, on-site implementation, scaling, demonstration and field trials covering the TRL 5-9 range are within the scope of the call. Support period is up to 24 months, the upper limit of the project budget is 8.500.000 TL for micro/small-scale companies, 13.000.000 TL for medium-sized companies, and 25.000.000 TL for large-scale companies. Within the scope of the call, interest-free reimbursable support will be provided to capital companies, with a maximum of 50% to be repaid. The support rate is 70% for large-scale companies, 80% for SMEs, and 90% for SMEs in earthquake zones, respectively. A part of the support to be reimbursed can be converted into grant support. The repayment of the support to be used will start 1 year after the project ends.
Click here for more information.
Applications can be made electronically through the TEYDEB Project Evaluation and Monitoring System - PRODIS (eteydeb.tubitak.gov.tr).