Arama

+
-
0
1001 Kutup Araştırmaları Çağrısı

It is aimed for researchers who are experts in their fields to be included in the platforms supported within the scope of the "1004-Center of Excellence Support Programme" with their projects that will add value to 1004 Platforms.

In this context, a call titled "Call for Cooperation with 1004 Platforms" has been announced within the scope of "1001-Scientific and Technological Research Projects Support Program" in order to support new projects that will meet the needs of the platforms or support their current work.

Alanlarında uzman araştırmacıların "1004-Mükemmeliyet Merkezi Destek Programı" kapsamında desteklenmekte olan platformlara katma değer sağlayacak projeleri ile dahil olmaları hedeflenmektedir. 

Bu doğrultuda; platformda yürütülen projelere ek olarak platformların ihtiyaçlarını karşılayacak/mevcut çalışmalarını destekleyecek yeni projelerin desteklenmesi amacıyla “1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı” bünyesinde "1004 Platformları ile İş Birliği Çağrısı" başlıklı bir çağrı açılmıştır.

7 Ağustos 2024 tarihinde açılan ve sürekli açık olacak olan çağrıya ilişkin özel hususların yer aldığı çağrı metni aşağıda yer almaktadır:

1004 Platformları ile İş Birliği Çağrısı Bilgi Notu

Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) tarafından yürütülmekte olan 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programının 2024 yılı 2. dönem başvuruları 9 Ağustos 2024 tarihi itibariyle https://ardeb-pbs.tubitak.gov.tr adresi üzerinden alınmaya başlanmıştır. 

Söz konusu program kapsamında desteklenen projelerde görev alan lisans, yüksek lisans, doktora ve doktora sonrası araştırmacılara proje bütçesinden ödenebilecek burs üst limitleri 1 Temmuz 2024 tarihi itibariyle güncellenmiş olup, güncel burs miktarları web sayfasında yayınlanmıştır.

2024 yılı 2. döneminde sunulacak proje önerilerinin çevrim içi başvuruları için son tarih 23 Eylül 2024, söz konusu projelerin e-imza sürecinin tamamlanması için son tarih ise 26 Eylül 2024 olarak belirlenmiştir. Belirtilen süreler içerisinde proje başvuru onayının gerçekleştirilmesi ve e-imza sürecinin tamamlanması hususları önem arz etmektedir. 

1001 Programına ilişkin güncel Başvuru Formları için tıklayınız.

Makine teçhizat giderlerinde limit var mıdır?

Araştırma desteğinin alt kalemlerinde limit bulunmamaktadır.

Destek kapsamında kuracağı ekipteki doktora öğrencilerinin; kongre, konferans vb. katılımlarına ilişkin seyahat masrafları fonlanabiliyor mu?

Proje kapsamında ekipteki doktora öğrencilerinin seyahat giderleri proje desteğinden karşılanabilir.

Makine teçhizat giderlerinde limit var mıdır?

Araştırma desteğinin alt kalemlerinde limit bulunmamaktadır.

Destek kapsamında kuracağı ekipteki doktora öğrencilerinin; kongre, konferans vb. katılımlarına ilişkin seyahat masrafları fonlanabiliyor mu?

Proje kapsamında ekipteki doktora öğrencilerinin seyahat giderleri proje desteğinden karşılanabilir.

Makine teçhizat giderlerinde limit var mıdır?

Araştırma desteğinin alt kalemlerinde limit bulunmamaktadır.

Destek kapsamında kuracağı ekipteki doktora öğrencilerinin; kongre, konferans vb. katılımlarına ilişkin seyahat masrafları fonlanabiliyor mu?

Proje kapsamında ekipteki doktora öğrencilerinin seyahat giderleri proje desteğinden karşılanabilir.

Makine teçhizat giderlerinde limit var mıdır?

Araştırma desteğinin alt kalemlerinde limit bulunmamaktadır.

Destek kapsamında kuracağı ekipteki doktora öğrencilerinin; kongre, konferans vb. katılımlarına ilişkin seyahat masrafları fonlanabiliyor mu?

Proje kapsamında ekipteki doktora öğrencilerinin seyahat giderleri proje desteğinden karşılanabilir.

Kuzey Anadolu Fay Sistemi’nin Marmara Denizi içerisindeki segmentleri hakkında yeni bilgiler üretildi

Türkiye, 17 Ağustos 1999'da, son yüzyılın en büyük depremlerinden birini yaşadı. Merkez üssü Gölcük olan 7,4 büyüklüğündeki deprem saat 03.02'de başladı ve 45 saniye sürdü. Deprem, Marmara'nın tamamında, hatta İzmir ve Ankara'dan da hissedildi. Marmara Depremi'nde Türkiye'nin kaybı büyük oldu. Resmi açıklamalara göre, 17 bin 840 kişi öldü, 43 bin 953 kişi yaralandı. Depremde 285 bin konut ve 40 binden fazla iş yeri hasara uğradı. 

TÜBİTAK deprem sonrası hemen çalışmalarına başladı

TÜBİTAK MAM tarafından 17 Ağustos Gölcük-İzmit Depremi ardından bölgede yoğun sismolojik ve jeodezik ağlar kurularak artçı deprem çalışmaları yapıldı. Elde edilen sonuçlar ilgili kurum ve kuruluşlarla paylaşıldı. 

Sismolojik ağ ile depremin merkez üssüne 13 kilometre mesafede öncü depremler tespit edildi

TÜBİTAK MAM Yer Bilimleri Araştırma Grubu tarafından oluşturulan sismoloji ve GPS gözlem ağları ile deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında yakın alanlarda önemli gözlemler gerçekleştirildi. Sismolojik ağ ile depremin merkez üssüne 13 kilometre mesafede öncü depremler tespit edildi. Elde edilen sonuçlar depremlerin önceden kestirimine yönelik uluslararası bilim camiasında ses getirdi.

17 Ağustos Depremi sonrasında İstanbul’da en çok etkilenen Avcılar Bölgesi’ndeki yıkımın nedenleri araştırıldı. Zemin kaynaklı sismik büyütme özelliği ortaya konuldu ve kamu yönetim kademelerine gerekli raporlamalar yapıldı.

Beklenen Marmara Depremi’ne Yönelik Araştırmalar

Yalova, Kocaeli, Bursa ve Balıkesir illerinde ve İstanbul’da Avcılar, Silivri, Büyükçekmece ilçelerinde sismik tehlike çalışmaları yapıldı. 

Deprem Sonrası Acil Gözlem Araştırmaları (DEPAR) projesi kapsamında, TÜBİTAK MAM Türkiye’deki 6.0 üzeri büyüklükteki tüm depremlerin hemen sonrasında acil deprem gözlem çalışmaları yapıyor. 

20 Sismoloji ve 11 GPS gözlem istasyonu kuruldu

Hali hazırda kurulu 20 Sismoloji ve 11 GPS gözlem istasyonundan oluşan ağlar ile güncel deprem aktivitesi izleniyor. 

17 Ağustos Depremi sonrasında da Marmara Bölgesi deprem gözlem çalışmaları sürdürüldü. Türk-Fransız-Alman işbirlikleri ile Marmara Denizi tabanında ve kara sismolojik ağları ile detaylı fay araştırmaları gerçekleştirildi. Mevcut ağlar ile TÜBİTAK MAM güncel sismolojik aktiviteyi izlemeyi sürdürüyor. 

TÜBİTAK MAM’ın çalışmaları kapsamında, Kuzey Anadolu Fay Sistemi’nin Marmara Denizi içerisindeki segmentleri hakkında yeni bilgiler üretildi. 

Bölgenin 3-boyutlu tomografik hız modelleri ortaya konuldu 

Bu çerçevede TÜBİTAK MAM Yer Bilimleri Araştırma Grubu araştırmacıları ses getiren yüksek lisans ve doktora çalışmaları yaptı. 

17 Ağustos Depremi sonrasında Araştırma Grubumuzun bölgedeki faaliyetleri çerçevesinde iki adet doktora çalışması tamamlandı. Birinci çalışmada Deniz Tabanı Sismometreleri ve karasal sismolojik ağlar kullanılarak Marmara Denizi sahasında Kuzey Anadolu Fayı üzerinde ve yakın civarında meydana gelen depremlerin hassas konumları ve bu bölgenin 3-boyutlu tomografik hız modelleri ortaya konuldu.

2002-2009 döneminde depreme ait deformasyonlar bölgede etkin olarak devam etti

Öte yandan 17 Ağustos Depremi, deprem öncesi, anı ve sonrasının GPS ile izlenerek yer deformasyonlarının belirlenebildiği dünyaca önemli depremlerden biri olarak öne çıkıyor. Yer Bilimleri Araştırma Grubu bünyesinde yapılan diğer bir doktora çalışmasında, 17 Ağustos depremi özelinde, jeodezik bakış açısıyla deprem döngüsünün tanımlanması amaçlandı. Bu çalışmada sürekli ve kampanya tarzı GPS istasyonlarından değerli ve bölgeye özgü veriler analiz edildi. Elde edilen sonuçlar ile Marmara’daki ana fay kolları üzerinde yamulma birikimleri tanımlandı. 2002-2009 deprem sonrası dönemde 17 Ağustos depremine ait deformasyonların bölgede etkin olarak devam ettiği ve tüm Marmara’yı etkilediği ortaya konuldu.

DEPAR – Deprem Sonrası Araştırmalar Projesi

Proje ile Türkiye’de meydana gelen büyük depremlerin doğasını ve sebep oldukları yersel deformasyonları mümkün olan en kısa sürede belirleniyor. Ana şok sonrasında meydana gelen artçı depremlerin konumları yüksek hassasiyetle tespit ediliyor. Bu amaçla “TÜBİTAK MAM Artçı Deprem Araştırma Ekibi” tarafından sahada gerekli ölçümlerin yapılarak toplanan veriler değerlendiriliyor. 

TÜBİTAK MAM’ın artçı deprem çalışmaları 1992 yılı Erzincan depremi ile başladı. Depar, proje ismiyle 2006 yılında sürekli bir proje olarak fon kaynağı TÜBİTAK olacak şekilde kurgulandı. Şu anda üçüncü faz 2020-2024 dönemi devam ediyor. 

TÜBİTAK MAM Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi Projesi’ni Yürütüyor

TÜBİTAK 1007 Kamu Kurumları Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programı kapsamında desteklenen ve TÜBİTAK MAM yönetiminde gerçekleştirilmekte olan Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi Projesi 1 Eylül 2023 tarihi itibariyle yürürlüğe alındı. 

TÜBİTAK-Marmara Araştırma Merkezi’nin proje yöneticisi olduğu projede MTA’nın müşteri kurum ve proje yürütücüsü olarak, AFAD müşteri kurum olarak, Türkiye Belediyeler Birliği destekleyici kuruluş olarak yer aldı ve Harita Genel Müdürlüğü projede yer alan kurumlara jeodezik veriler ile sayısal harita ve harita bilgisi sağladı. Projede 14'ü proje yürütücüsü kuruluş olmak üzere 22 üniversite ile AFAD ve MTA’dan 100’ü aşkın araştırmacı ve 90 bursiyer yer aldı. 30 Ekim 2023 tarihinde “Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi Araştırma Platformu” tanıtımı ve imza töreni gerçekleştirildi.

Bilim insanları diri fayların geometrilerini, ilgili fay segmentlerinde depremlerin tekrarlanma periyotlarını, son yüzey kırılması tarihlerini, kayma hızlarını ve her bir depremdeki ortalama kayma miktarına ilişkin bilgileri en güncel yöntemler ve öz kaynaklarla sürdürülebilirliği sağlanan uluslararası standartlardaki TÜBİTAK MAM AMS Laboratuvarı’nda yapılacak analizler ile belirleyecek. Yapılacak çalışmalar ile diri fayların bulundukları bölgelerde, yerleşim alanlarını etkileyebilecek deprem senaryoları ortaya konacak. Kurumların veri tabanlarının geliştirilmesine katkı sağlayacak bu çalışma AFAD tarafından oluşturulan Türkiye Deprem Tehlike Haritası’nın güncellenmesinde önemli bir veri kaynağı olarak kullanılacak. Kurulan platform ile elde edilecek bilimsel çıktılar, deprem tehlikesi ve risklerinin azaltılması ve afet dirençli şehirlerin altyapısının oluşturulmasında tehlike unsuru olan depremlerin meydana gelmeden önce en gerçekçi şekilde öngörülmesine olanak sağlayacak. Nüfus yoğunluğuna sahip bölgelerde, olası yıkıcı depremlere karşı yerleşim alanlarının uğrayacağı deprem zararlarının en aza indirilmesine olanak sağlayacak veriler sunacak. Proje kapsamında yetiştirilecek lisansüstü öğrenciler ülkemizdeki paleosismolog açığının kapatılmasına da önemli katkı sağlayacak.

TÜBİTAK Deprem araştırmalarını çok boyutlu ele alıyor

TÜBİTAK Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) tarafından “1001-Deprem Araştırmaları Özel Çağrısı” yürütülüyor. 

Bu çağrı aracılığıyla; ülkemizde kentleşme stratejileri, yerleşim kararları, inşaat modelleri, mimari tasarımlar ve planlamalarda bilim ve teknoloji tabanlı yöntem ve çalışmalardan azami şekilde faydalanılmasının yanı sıra depremin risk ve etkilerinin anlaşılmasına yönelik disiplinler arası veya çok disiplinli araştırmalara uzun vadede katkı sağlanması öngörülüyor. 

Deprem Araştırmaları Özel Çağrısı ile yenilikçi inşaat modelleri ve ileri malzemeler, çok yönlü yer bilim araştırmaları; senaryo, öngörü ve analiz çalışmaları; arama-kurtarma faaliyetlerine yönelik robotik sistemler ve depremin sosyo-ekonomik ve toplumsal yaygın etkileri gibi konularda 347 proje önerildi 80 proje desteklendi.

01 Mart 2023 tarihinde açılan “Deprem Bölgesi Üniversiteleri Özel Çağrısı - BİNBİRÇABA” çağrısı ile deprem felaketinin ilgili bölgedeki araştırma ekosistemine etkisinin en aza indirilmesi amaçlandı. Araştırmacıların ve öğrencilerin araştırma faaliyetlerinden uzak kalmaması, özellikle bölgedeki ihtiyaçlara odaklanılarak bu illerdeki bilgi birikiminin korunması, deprem bölgesindeki üniversitelerin ve üniversitede görev yapan araştırmacıların desteklenerek bölge ve bulundukları illere verecekleri katkıların arttırılması hedeflendi. Çağrı kapsamında 1498 proje önerildi ve 404 proje desteklendi.

Deprem Araştırmaları Çağrısı ve 1002-C Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Programı kapsamında şu ana kadar desteklenen projelerdeki gelinen aşamanın değerlendirilmesi, geleceğe yönelik çalışmaların planlanması ve projeler arasındaki etkileşimin artırılması amacıyla desteklenen projeler ile elde edilen bulguların, ulaşılan hedeflerin ve öngörülen katkıların paylaşıldığı bir etkinlik düzenlendi. 30 Mart 2023 tarihinde gerçekleştirilen etkinliğin açılış konuşmalarını Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, TÜBİTAK Başkanı ve AFAD Başkanı yaptı.

TÜBİTAK ve AFAD Arasında Ortak Deprem Çağrısı Düzenlenmesi Planlandı

TÜBİTAK ve AFAD arasında eş finansman modeliyle ortak bir deprem çağrısı düzenlenmesi planlandı ve iki kurum arasında imzalanmış olan iş birliği protokolü çerçevesinde, 6 Şubat 2024 tarihinde “1001-UDAP Ulusal Deprem Araştırmaları Programı Ortak Çağrısı” başlıklı özel çağrı açıldı. Çağrı kapsamında 233 proje önerildi ve önerilen projelerin değerlendirme süreci devam ediyor.

TEYDEB, 6 Şubat Depremlerinden Etkilenen 11 İlimizi Destekledi

TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB), “1501 ve 1507 Programı TEKNOÇABA Özel Çağrıları” ile 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremlerin etkilediği Adana, Adıyaman, Elazığ, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illerinde faaliyet gösteren KOBİ ölçeğindeki kuruluşların proje esaslı araştırma, teknoloji geliştirme ve yenilikçilik faaliyetlerini destekliyor. TEYDEB Destek programları kapsamında Ağustos 2023’ten günümüze deprem alanında 25 projeye 2024 sabit fiyatlarıyla 28,3 Milyon TL destek verildi.

Birlikte Çalışıp Birlikte Başaracağız Programı (BİÇABA) 

Depremlerden etkilenen lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileriyle doktora sonrası araştırmacıların, TÜBİTAK tarafından yürütülen veya desteklenen araştırma projelerinde yer almalarını sağlamak için Birlikte Çalışıp Birlikte Başaracağız Programı (BİÇABA) çağrıya açıldı. Çağrı kapsamında 1.317 lisans öğrencisi, 648 yüksek lisans öğrencisi, 419 doktora öğrencisi ve 99 doktora sonrası araştırmacı desteklenmeye hak kazandı. 1 Temmuz 2024 itibari ile arttırılan burs miktarlarıyla Lisans öğrencileri 6 ay süre ile aylık 4.800 TL, Yüksek lisans öğrencileri 12 ay süre ile aylık 16.500 TL, Doktora Öğrencileri 24 ay süre ile aylık 24.000 TL ve Doktora Sonrası Araştırmacılar 12 ay süre ile aylık 32.000 TL ile destekleniyor.

TÜBİTAK Bilim İnsanı Burs ve Destek Programları Kapsamında 2023 Yılında Açılan Özel Çağrılar

Yaşanan deprem felaketi üzerinde çalışmalarına devam eden araştırmacıların uluslararası boyutta araştırmacılarla iş birlikleri sağlaması amacıyla 2221 Konuk Veya Akademik İzinli (Sabbatical) Bilim İnsanı Destekleme Programı Deprem Çağrısı, 

Depremle ilgili konularda yurt dışında düzenlenecek bilimsel etkinliklere katılmak isteyen araştırmacıları desteklemek amacıyla 2224-A Yurt Dışı Bilimsel Etkinliklere Katılımı Destekleme Programı - Deprem Özel Çağrısı 

Depremle ilgili konularda yurt içinde düzenlenecek bilimsel etkinliklere katılmak isteyen araştırmacıları desteklemek amacıyla 2224-B Yurt İçi Bilimsel Etkinliklere Katılımı Destekleme Programı - Deprem Özel Çağrısı 

Depremle ilgili konularda yüz yüze ya da çevrimiçi bilimsel eğitim etkinliği düzenlemek isteyen bilim insanlarını desteklemek amacıyla 2237-A Bilimsel Eğitim Etkinlikleri Desteği Programı - Deprem Özel Çağrısı

Bu çağrılarda toplam 113 destek kararı verildi.

TÜBİTAK'ın bilim insanlarına yönelik destek programları kapsamında 2023’den günümüze deprem alanında 632 kişiye toplam 34,1 Milyon TL destek sağlandı.

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal için İstanbul Teknik Üniversitesi’ne (İTÜ) rektör olarak atanmasının ardından TÜBİTAK Gebze Kampüsü’nde bir veda töreni yapıldı. Törende TÜBİTAK çalışanlarına hitap eden Mandal, “ Ben kurumlardan ayrılışlarımı yeni bir başlangıç olarak görüyorum. Her zaman TÜBİTAK'la olan hikâyemi anlatırken doktora esnasındaki araştırma bursuyla başladığını ifade ederek başladım. Bugün buradaysam, Türkiye'nin iyi üniversitelerinden birisi olan İstanbul Teknik Üniversitesi'ne rektör olarak atandıysam bunlar hep TÜBİTAK vasıtasıyla elde etmiş olduğum kazanımlar, yani bir diğer ifadeyle bu kurumun sizler vasıtasıyla oluşturmuş olduğu değer sayesinde.” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Hasan Mandal, “Bu salonda birçok kez sizlerle bir araya geldik. Bu benim için daha zor bir konuşma. Kuruma 18 Şubat 2018’de atanmıştım. 6,5 yılı aşkın bir süre kurum başkanı olarak görev yaptım. Kurumun tarihçesine baktığımız zaman uzun bir dönem. Ben yirmi beşinci kurum başkanı olarak görev yaptım. Göreve geldiğimde kendime biçmiş olduğum ömür iki yıldı. Yani iki yılın üzerinde bir görev yapabilirsem ortalamanın üzerinde bu kuruma katkı vermiş olacaktım. Bu da benim açımdan bir başarıydı. Dört yılı tamamlamak yani bir dönemi tamamlamak kendime koyduğum ikinci bir hedefti. Bunların hepsi sizlerle birlikte gerçekleşti. Kurum başkanı olarak ikinci kez atanmam Şubat 2022’de oldu .” diye konuştu. 

“Sayın Cumhurbaşkanımıza böyle bir görev bize layık gördüğü için teşekkür ediyorum”

Kariyer hayatında en çok arzu ettiği yöneticilik görevlerinden birisinin de rektörlük olduğunu kaydeden Mandal, “2010 yılında Anadolu Üniversitesi'nde rektör olmak için çok çaba göstermiştim. Gece gündüz uğraşmıştım. Hayırlısını beklemek, hayırlısı olsun demek önemli. Tensipleri için Sayın Cumhurbaşkanımıza böyle bir görev bize layık gördüğü için teşekkür ediyorum. Bu gerçekten benim için çok kıymetli.” dedi.

Cumhurbaşkanımızın ülkemizin iyi, daha iyi olması beklenen bir üniversiteye rektörlük görevi için tevdi edilmesi dolayısıyla hem heyecanlı hem sorumlu hissettiğini belirten Mandal, aynı zamanda TÜBİTAK’tan ayrıldığı için de duyduğu üzüntüyü dile getirdi. “Sizlerle olan birlikteliğimiz başka ortamda mutlaka devam edecektir ama kurum başkanı olarak son kez bir araya geldiğimiz bir görüşmedeyiz. Kurumda hep öğrenen olma noktasındaydım. Sadece bildiğini paylaşan değil, her şeyi bildiğini ifade eden değil, öğrenen ve öğrendikçe de gelişen kocaman bir kurumumuz var. Türkiye'nin bir marka değeri. Bu dönemler esnasında birçok kurum ismi oluşmuş, isimleri değişmiş ama bu kurum hep TÜBİTAK olarak kısaltılmış ifadesiyle herkesin göz bebeği. Dolayısıyla böyle göz bebeği olan bir kurumda sizlerle birlikte çalışmak benim için büyük bir mutluluk. Kurumuzun çıtasını bu zaman diliminde yükseltmeye çalıştık. Geceden bu yana sürekli bir iletişim halindeyim. Her farklı profilden, üniversiteden, sanayiden, sivil toplum kuruluşlarından, siyasetten, birçok profilden insanların TÜBİTAK'ın nereye geldiğini ifade etmelerinden dolayı memnuniyet duydum.” cümlelerini kurdu.

“TÜBİTAK artık ulaşılabilir kurum”

TÜBİTAK’ın artık ulaşılabilir kurum olduğu için mutlu olduğunu dile getiren Mandal, “TÜBİTAK'ta ne bırakıyorum dersem kendimce; Bir defa TÜBİTAK gerçekten toplumumuzda artık ulaşılabilir bir kurum. Ben bundan dolayı çok mutluyum. Özellikle kurumumuzun iki misyonu olarak ifade edersek destek kısımlarımız ve araştırmayı yapan kısımlarımız açısından. Her iki misyon kapsamında da katkı veren herkese her düzeyde 6.300 arkadaşımıza yürekten teşekkür ediyorum. Gerçekten sahaya gittiğim zaman karşılığımız var.” dedi.

“TÜBİTAK Türkiye’nin kritik ihtiyaçları için statik değil dönüştücü bir noktada ilerliyor”

Prof. Dr. Hasan Mandal, TÜBİTAK’ın Türkiye’nin kritik ihtiyaçları için statik değil dönüştücü bir noktada ilerlediğini dile getirdi. “Aynı şekilde merkez enstitülerimiz tarafında da TÜBİTAK’ın daha fazlasını hak ettiğine ben kesinlikle inanıyorum. Daha fazlasından kastım şu, TÜBİTAK'ın genel olarak bir ürünü yok. Ama ülkemizde ve dünyada TÜBİTAK markası var. Ve özellikle yine Ankara odaklı baktığımız zaman, bizim daha fazla ihtiyaç makamı müşteri kurum diye baktığımız kurumlar noktasında ülkemizin kritik ihtiyaçlarına cevap vermek için statik değil, dönüştürücü bir noktada ilerlediğimizi de görüyoruz.”  dedi. 

 “Kaynağa ulaşmada geleneksel yöntemlerin değişmesi gerekiyor”

Türkiye'nin ve TÜBİTAK'ın kaynak problemi olmadığını kaydeden Mandal, “Sadece kaynağa ulaşma yönteminde geleneksel yöntemlerin değiştirmesi gerekiyor.” dedi.

En önemli gücün insan kaynağı olduğunu dile getiren Mandal “Bizim en önemli gücümüz ise insan kaynağı. Dolayısıyla gelecekte daha fazla insan kaynakları odaklı sürecimizde iyileşmenin yapılması gerekiyor. Gelecekte bu kurumun daha fazla iş yapması isteniyorsa ve yenilik yapması isteniyorsa bunu da insan kaynağı ile yapacak.” cümlelerini kurdu.

“TÜBİTAK Başkanı olarak görev aldığım için kendimi her zaman onurlu ve memnun hissedeceğim”

Prof. Dr. Hasan Mandal, TÜBİTAK Başkanı olarak görev aldığı için kendini her zaman onurlu ve memnun hissedeceğini dile getirdi. “Daha önce Anadolu Üniversitesi'nden ayrılmıştım. Daha sonra Sabancı Üniversitesi'nden ayrılmıştım. Sonra YÖK'ten ayrılmıştım. O kurumların tümüyle ilişkim aynı düzeyde. Tabii ki bir yönetsel görev anlamında değil ama iletişim anlamda kapılarından rahatça içeri girdiğim, hocalarla bir araya geldiğim bir ayrılış sürecim oldu bugüne kadar görev yaptığım kurumların tümünde. İnşallah TÜBİTAK'la da aynı şekilde olacağına inanıyorum. Bakanımız da sağ olsun benden katkı beklediğini ifade etti. Bazı başlıklarda TÜBİTAK'ımıza katkı vermeyle devam edeceğim”

Mandal, “Her gittiğim kuruma bir önceki kurumda öğrendiklerimi taşımaya çalıştım. Dolayısıyla bu kurum bana ne kazandırmışsa, özellikle 7 yıldır, bunu şimdi bir üniversiteye kazandırmaya çalışacağım. Bu kurum gerçekten çok saygı duyulacak bir kurum ve bu kurumun gelecekte çok daha iyisini yapacağını biliyorum. Ben her zaman üzerine koymaya çalıştım. Bu kurum bir marka oluşturmuşsa, demek ki geçmişte iyi işler yapılmış demektir. Buna sizlerin de mutlaka doğal olarak katkısı vardır. O yüzden bundan sonra da onun üzerine inşa edilecektir. O yüzden kurumu izlemeye, takip etmeye ve bundan gurur duymaya ve bu kurumda çalışmış olmaktan dolayı da kendimi onurlu bir şekilde hissetmeye, memnun bir şekilde hissetmeye devam edeceğim.” dedi.

Konuşmasını kurum çalışanlarına değinerek ve onlara teşekkür ederek bitiren Mandal “Tekrar her bir arkadaşımızın hakkını helal etmesini istiyorum. Çünkü birçok ortamda tansiyonun yükseldiği ama arka planda arkadaşlarımızı mağdur etmeden, hangi arkadaşımızın kalbi kırılıyor ise bunu telafi etme noktasında bir çaba içinde oldum. Geceleyin burada yürürken kampüsün içinde birçok hep güvenlik arkadaşlarımız da görüyorlardır. Hep bir konuşma halindeydim, bu konuşmaların hepsi esasında bu kurumu, ülkemizi daha iyi nereye getiririz diye ki bu çünkü bu ülke bunu hak ediyor. Bu kurum bunu hak ediyor. “ dedi.

TÜBİTAK Başkan Yardımcısı İsmail Doğan da “Biz de bugün kampüste bulunmanızı bir fırsat bilerek size teşekkür etmek istedik. Bu kadar kritik ve önemli görevler yapan TÜBİTAK gibi ülke açısından çok kritik bir kuruma 2018'den itibaren başkanlık ettiniz. Kuruma ve ülkeye yapmış olduğunuz katkılardan, hizmetlerden ve biz kurum çalışanlarına yapmış olduğunuz katkılardan dolayı tekrar teşekkür ederiz.” diye konuştu.

Çiçek takdiminden sonra toplu fotoğraf çekimi ile program sona erdi. 

 

In line with Türkiye’s vision of being among the leading countries in the world with its original scientific studies on polar sciences, the Turkish scientific expeditions to the polar regions (Arctic and Antarctica) are annually organised under the auspices of the Presidency of the Republic of Türkiye and the coordination of TÜBİTAK MAM Polar Research Institute (PRI). The expeditions aim original, sustainable, and high-quality scientific research of Turkish scientists in Polar Regions, cooperation with scientists from other countries, while becoming one of the reputable countries having a voice in Polar Regions. 

In accordance with these purposes and within the framework determined by TÜBİTAK-MAM PRI and TÜBİTAK-ARDEB; the 2025 calls for KUTUP (POLAR)-1001 and KUTUP (POLAR) Foreign Research Base Participation Projects have been opened on 12/08/2024 to support scientific studies on “polar regions”. Within the scope of the calls, “Scientific Research Grant” is allocated as 900.000 TRY, and the amount of Project Incentive Bonus (PTI) that can be paid within the scope of the project is granted as 100.000 TRY. The deadline for online applications of the project proposals to be submitted is 27/09/2024, and the deadline for completing the e-signature process is 30/09/2024.

Click to apply for the KUTUP-1001

Click to apply for the KUTUP (POLAR) Foreign Research Base Participation

Dünyada kutup bilimleri konusunda yaptığı özgün bilimsel çalışmalar ile öncü ülkeler arasında yer alma vizyonumuz doğrultusunda T.C. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü (KARE) koordinasyonunda her yıl düzenli olarak kutup bölgelerine (Arktik ve Antarktika) ulusal bilim seferleri düzenlenmektedir. Seferler ile, kutup bilimleri konusunda bilim insanlarımızın; özgün, sürdürülebilir ve kaliteli bilimsel çalışmalar yapması, diğer ülkelerin bilim insanları ile iş birliğinin sağlanması ve ülkemizin kutup bölgelerinde söz sahibi saygın ülkeler arasına girmesi amaçlanmaktadır.

Bu amaçlara uygun şekilde; "Kutuplar" ile ilgili bilimsel çalışmaların destekleneceği 2025 Yılı KUTUP-1001 ve KUTUP Yabancı Araştırma Üssü Katılım proje çağrıları,TÜBİTAK-MAM KARE ile ARDEB tarafından belirlenen koşullar çerçevesinde 12/08/2024 tarihinde açılmıştır. Çağrılar kapsamında; "Bilimsel Araştırma Bütçesi" 900.000 TL, proje kapsamında ödenebilecek Proje Teşvik İkramiyesi (PTİ) miktarı ise 100.000 TL’dir. Söz konusu çağrılara çevrim içi başvuru için son tarih 27/09/2024, e-imza sürecinin tamamlanması için son tarih ise 30/09/2024 olarak belirlenmiştir. KUTUP-1001 ve KUTUP Yabancı Araştırma Üssü Katılım çağrı metinleri aşağıda yer almaktadır: 

KUTUP-1001 çağrısına başvuru yapmak için tıklayınız.

KUTUP Yabancı Araştırma Üssü Katılım çağrısına başvuru yapmak için tıklayınız.