Program kapsamında araştırmacılara aylık 27.000 TL(tam) ve 7.500 TL(kısmi) burs verilmektedir. Araştırmalarını yürütmeleri için 150.000 TL’ye kadar araştırma desteği sağlanmaktadır. Araştırmacılar ayrıca “Yurt İçi ve Yurt Dışı Bilimsel Etkinliklere Katılım Desteği” programlarının katılım koşullarını sağlamaları halinde direkt destek alabileceklerdir. Araştırmacılar, destek kazandıktan ve araştırmalarını tamamladıktan sonra 12 ay içerisinde “Bilimsel Eğitim Etkinlikleri Desteği” programına başvuru yapabileceklerdir. Başvuru yapılması halinde, programa başvuran diğer adaylardan ayrı olarak baraj puanı belirlenecektir. Başvuru sistemi 03 Haziran 2024 – 12 Temmuz 2024 (17.30) tarihleri arasında başvuruya açık olacaktır.
Programın 2024 yılı 1. dönem çağrı metnine program web sayfasından erişilebilir
Türk Astronot Bilim Misyonu Projesi Araştırma Grupları ODTÜ’de buluştu. Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı’nın da bulunduğu Axiom 3 görev ekibi mürettebatı Michael Lopez-Alegria, Walter Villadei ve Marcus Wandt, uzay ve teknoloji meraklısı gençlerle deneyimlerini paylaştı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türk gençliğinin Milli Teknoloji Hamlesi’ni başarıya ulaştıracağını belirterek, “Türkiye’nin uzay bilimi ve teknolojilerinde iddia sahibi bir ülke olması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” dedi.
Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, Axiom-3 görevinde Uluslararası Uzay İstasyonu’nda dalgalanan Türk Bayrağı’nı Bakan Kacır’a takdim etti.
Etkinliğin kapanış konuşmasını TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal yaptı.
Hem Axiom 3 görev ekibi mürettebatı hem de deney sahibi bilim insanlarının bu etkinlikte bir araya geldiğini belirten Mandal, “Etkinliğimizi planlarken bu iki ekibin bir arada olmasını istedik. O yüzden özellikle araştırmacı, deney sahibi hocalarımızın bu yapmış oldukları çalışmaların çok daha geniş bir etki oluşturacağına yürekten inanıyoruz. Bu nedenle, bunların tümünü kayıt altında, YouTube üzerinden değişik zamanlarda izlenmek ve referanslandırılmak üzere kullanacağına eminiz,” dedi.
“Kazanılan deneyimlerin daha geniş kitlelere aktarılması için böyle bir etkinlik düzenledik ancak yılın sonuna doğru sonuçlar elde edildikçe bu bilgilerin ve deneyimlerin daha fazla kıymetleneceğine eminim.” diyen Mandal, yapılan çalışmaların hem bugünün ihtiyaçları hem de gelecek odaklı baktığımız zaman neleri yapabileceğimiz konusunda önemli bir noktada olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Mandal, “Bu çalışmalar bilimsel makaleler veya yayınlanacak olan raporlarla paylaşılacak. Ama bu çalışmaların devamı niteliğinde iki adımdan ilerleyebileceğini düşünüyorum. Birincisi, yani bu yapılan araştırma çalışmalarının devamı niteliğinde başlayabilecek olan projeler için özel bir süreç izleyebiliriz. Önerilere açığız. Özel bir çağrı niteliğinde bir süreç başlatabiliriz. Bu çalışmalardan doğacak yeni derin araştırma noktası da olabilir. Veya da uygulama noktasına geçen başlıklar da olabilir. Böyle bir çalışmayı, sizlerden elde edeceğimiz heyecan ve motivasyonla yapabileceğimize inanıyoruz.” diye konuştu.
“İkinci olarak da, bu bizim ilk uzay yolculuğumuz ama devamı mutlaka gelecek. Gelecekte bizim söz sahibi olma noktamız illa ki kendimizin gittiği noktalar değil. Ama kendi deneylerimizin gerçekleştirdiği ortamların sayısının artacağını öngörüyoruz. Uzay misyonundan bilim misyonuna doğru bir dönüşüm olacağını düşünüyoruz. Bunun için de biz hazırız. Bu anlamda açılacak çağrılara destek vermeye hazır olduğumuzu ifade etmek isterim.” diyen Mandal, “13 tane deneyin devamında bunlara bağlı gelişecek olan devam niteliğinde Hem bilimsel araştırma çalışmasının devamı veya da yenilik iken uygulama boyutundaki çalışmaların desteklenmesi, hem de bu amacın yönelik yeni başlatılacak olan çalışmaların da ilgili uzay ajansları veya platformlar üzerinden bu çalışmalarımızın ilgili, yani mikro yer çekimde olduğu ortamlarda yapılabilmesi için, arayışlar içinde olunması.” İfadelerini kullandı.
“Hem de bu oturumda oturan, hem de bizi dinleyen arkadaşlarım da açısından, Türkiye'nin uzay yolculuğunun sadece yapmış olduklarımızdan daha çok yapabileceklerimiz noktasında ve bunun da bir bilim misyonu noktasında, devamı noktasında bunları rahatlıkla yapabileceğimizi ve bunun içinde bir niyet beyanından daha çok bir taahhüt noktasına da değerlendirmesini isterim.” diye konuşan Mandal, “Ben tekrar dediğim gibi arkadaşlarımızı zaten bir takım geçen toplantıda benim anlayabildiğim veya benim yetkimde, yani benim zaten kurulumun yetkisinde olan istekleri vardı. Onları yerine getirmeye çalıştık. Yani bir takım bu işler veya projelerin araştırma kısmındaki olan eksikliklerin, finansal süreçleriyle ilgili, katkı verilmesiyle ilgili. Bundan sonra da yine sizlerin çalışmalarını yakından izlemeye, anlamaya, katkı vermeye ve en önemlisi devamını getirme noktasında aynı heyecan ve sorumluluk içinde olacağımızı ifade ediyorum.” vurgusu yaptı.
Gün boyu süren etkinlikte sabah oturumunda Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı’nın da bulunduğu Axiom 3 görev ekibi mürettebatı Michael Lopez-Alegria, Walter Villadei ve Marcus Wandt, uzay ve teknoloji meraklısı gençlerle buluştu.
Öğleden sonra ise Bilim misyonu kapsamında Alper Gezeravcı’nın ISS’de gerçekleştirdiği deneylerin sahiplerin deneylere ilişkin önemli bilgiler paylaştı.
Deneylere ilişkin bilgiler:
1 - UYNA
Bilim Misyonun Adı:
Uzay İçin Yeni Nesil Alaşımlar
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
TÜBİTAK MAM - Ömür Can Odabaş
Deneyin Tanımı:
Yüksek Entropili yeni nesil uzay alaşımları. Yüksek sıcaklıklara dayanıklı, yüksek mukavemetli alaşımların üretilmesi çalışması, KIBO modülünde bulunan ELF kullanılarak gerçekleştirilecektir. Ergitme ve katılaşma prosesleri sırasında termofiziksel ve kristal büyümesi, gibi özellikler üzerinde yerçekimsiz ortam etkileri araştırılacaktır. Ülkemizin uzay, havacılık ve savunma sanayii için yeni nesil malzeme geliştirme kabiliyeti kazanmasında önemli katkısı olması hedeflenmektedir.
Kısa Bilgi Metni:
Geleneksel malzemelere göre yüksek sıcaklıklara ve fiziksel yüklere dayanıklılık gibi üstünlükleri ile öne çıkan yeni nesil – orta ve yüksek entropili alaşımların üretimi, uzay, havacılık ve savunma sanayii için ülkemiz adına edinilmesi önemli bir kabiliyet.
UYNA deneyi için TÜBİTAK MAM araştırmacılarının tasarladığı yeni nesil metal malzemeler, Japon Uzay Ajansı (JAXA) tarafından çeşitli testlerden geçirilerek uzay koşullarındaki testlere elverişli oldukları onaylandı.
Uluslararası Uzay İstasyonu’nun KIBO modülünde yer alan elektrostatik levitasyon fırınında (ELF) gerçekleşecek olan UYNA deneyinde, ilk defa yeni nesil metal malzemelerin mikro yer çekimli ortamda ergitme ve katılaşma sürecinde termodinamik ve fiziksel özellikleri araştırılacak.
Araştırma sonucunda, literatüre önemli katkı verilmesinin yanında ülkemizin uzay, havacılık ve savunma sanayii için yeni nesil malzeme geliştirme kabiliyetinin artırılması hedefleniyor.
2 - gMETAL
Bilim Misyonun Adı:
Katı Fazdaki Parçacıkların Bir Akışkan İçindeki Dinamiğine Yerçekimsiz Ortam Etkisi
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
TÜBİTAK MAM - Prof. Dr. İskender Gökalp / Prof.Dr.Ahmet Yozgatlıgil
Deneyin Tanımı:
Kimyasal tepkimesiz koşullarda, katı parçacıklar ile akışkan ortamı arasında homojen bir karışımın oluşturulmasına yerçekiminin etkisi araştırılacaktır. Böylece uzay araçlarının itki sistemlerinin daha verimli hale getirilmesi sağlanacaktır.
Kısa Bilgi Metni:
gMETAL deneyi ile, kimyasal tepkimesiz koşullarda, katı parçacıklar ile akışkan ortamı arasında homojen bir karışımın oluşturulmasına yerçekiminin etkisi araştırılacak. Böylece itki üretiminde metal parçacıkları kullanacak uzay aracı motorlarının daha verimli hake getirilmesine yönelik bir ön çalışma yapılmış olacak.
Deney sonuçlarının, uluslararası bir proje olan Mars misyonlarına katkı verebilecek nitelikte olduğu, Mars gezegeni üzerinde güneş enerjisine ilave bir enerji kaynağı yaratarak, uzayın ekonomik gelişimini tetikleyecek etkileri olacağı öngörülüyor.
Ayrıca, yapılan araştırma yeryüzünde sürdürülebilir enerji kaynakları arayışına da katkı verecek. Yanma süreçleri sera gazı üretmeyen ve küresel ısınmaya yol açmayan metal parçacıklarının döngüsel ekonomiye uygun bir şekilde enerjiye dönüştürülmesinin optimize edilmesini sağlayarak, insanlığa fosil enerji kaynaklarından kurtulabilmek için, hidrojenin yanında, ikinci bir alternatif sunacak.
3 - UzMAn
Bilim Misyonunun Adı:
Uzay Görevleri için Mikroalgal Yaşam Destek Üniteleri
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
Boğaziçi Üniversitesi - Dr. Öğr. Üyesi Berat Haznedaroğlu
Deneyin Tanımı:
Dünyada zorlu koşullara adapte olan mikroalg türlerinin yerçekimsiz koşullar altında büyüme ve dayanıklılık testlerinin gerçekleştirilmesi, metabolik değişikliklerinin incelenmesi, CO2 yakalama performanslarının ve O2 üretim kabiliyetlerinin belirlenmesi için Bilim Misyonu ortağı TÜBİTAK MAM ile birlikte yaşam destek sistemi geliştirilmesi hedeflenmektedir.
Kısa Bilgi Metni:
Misyonun temel amacı, mikroalglerin uzay koşullarında nasıl büyüdüğünü ve hayatta kalabildiğini anlamak. Mikroalgler, su içinde yaşayan küçük bitkilerdir ve fotosentez yaparak karbondioksiti oksijene çevirebilirler. Bu özellikleri, uzay istasyonunda yaşam destek sistemleri için çok önemli.
Bu deneyde, Dünya'daki zorlu ortamlarda yaşayabilen mikroalgler, özellikle Antarktika'dan toplanan türler, Uluslararası Uzay İstasyonu'nda test edilecek. Araştırmacılar, bu alglerin uzaydaki sıfır yerçekimi koşullarında nasıl büyüdüğünü, karbondioksiti nasıl oksijene dönüştürdüğünü ve hayatta kalabildiğini inceleyecekler.
Uzay istasyonundan Dünya'ya dönen mikroalg örnekleri, RNA dizileme adı verilen bir teknikle incelenecek. Bu inceleme, mikroalglerin metabolizmalarının uzay koşullarında nasıl değiştiğini göstererek bilim dünyası için yeni bilgiler sunacak.
Kısacası, bu misyon, uzayda yaşam destek sistemlerini geliştirmek için mikroalgleri kullanma potansiyelini araştırıyor ve bu alglerin uzaydaki koşullara nasıl tepki verdiğini anlamayı hedefliyor.
4 - EXTREMOPHYTE
Bilim Misyonun Adı:
Ekstrem Halofit olan Schrenkiella Parvula’nın Tuz Stresine Verdiği Yanıtların Uzay Ortamında Araştırılması
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
Ege Üniversitesi - Prof. Dr. İsmail Türkan
Deneyin Tanımı:
Uzayda ve yeryüzünde yetiştirilen ve de tuz stresine maruz bırakılan A. thaliana ve S. parvula bitkilerinde yeni nesil dizileme ile (RNA-seq) transkriptomun ortaya konulması ve mikro yerçekiminde glikofitik ve halofitik bitkilerin tuz stresine verdikleri bazı fizyolojik ve moleküler yanıtların karşılaştırması hedeflenmektedir.
Kısa Bilgi Metni:
Extremophyte deneyi ile, Türkiye’ye özel bir bitki olan, Tuz Gölü’nde yetişen ve zor koşullara dayanıklı olmasıyla bilinen bir bitki (S. Parvula) ilk defa Uluslararası Uzay İstasyonu’nda yetiştirilecek.
Araştırmacılar tarafından, bu bitkilerin yeni nesil dizileme (RNA-seq) ile transkriptomu ortaya konulacak ve gen ifadelerinde mikro yerçekimi ve uzay ortamının yarattığı etkiler nedeniyle oluşacak değişiklikler ve bu değişikliklerin etkileri incelenecek.
Uzay’daki mikrogravite ortamı ve uzay yolculuğunun kendisi dünyada yaşayan canlılar için çok büyük bir stres oluşturuyor.
Uzayda bitkilerin yetiştirilmesi hem yolculuk süresince hem de kurulması planlanan Ay ve Mars üslerinde yiyecek gereksinimini sağlaması, oksijen üretmeleri nedeni ile önemlidirler. Ayrıca uzayda insan kaynaklı atık suyun yeniden kullanılabilmesi için de bitkilere gereksinim vardır. Bu nedenle bitkilerin uzay koşullarında yetiştirilmesi ve verimin optimize edilmesi uzaydaki yaşam destek sistemleri için yaşamsal bir önem taşımaktadır.
Uzay koşullarında ekstrem şartlara uyum sağlayabilecek bitkilerin yetiştirilmesi pek çok açıdan avantajlı olacaktır. Ancak bugüne kadar ekstremofit bitkilerin yeryüzündeki strese uyum özelliklerini uzay ortamında devam ettirip ettiremediği daha önce araştırılmamıştır.
Bu nedenle EXTREMOPHYTE deneyi bitki bilimi literatürüne bu yönüyle katkı verecektir. Önümüzdeki yıllarda uzay ortamında bitkisel üretimin yönlendirilmesi için temel bilgi girişi sağlayacaktır. Bunun yanında ayrıca ülkemizden araştırmacıların uzay biyolojisi ve uzayda bilimsel deney tasarlama, gerçekleştirme konularında deneyim kazanacaklardır.
5 - METABOLOM
Bilim Misyonun Adı:
Uzay Görevlerinde Bulunan Astronotların Metabolom/Transkriptomlarındaki Değişimlerin Analizi ve Ulusal Omik Veri Setlerinin Oluşturulması
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
Ankara Üniversitesi - Prof. Dr. Emel Emregül
Deneyin Tanımı:
Uzay uçuşu, insanların yaşayabileceği en zorlu fiziksel koşullardan biridir. Astronotlar uzay görevleri sırasında düşük yerçekimi, uzay radyasyonu, değişen fiziksel aktivite, beslenme sorunları, uykusuzluk, yüksek g ve hiperoksi gibi çevresel streslere maruz kalmaktadır.
Araştırmamız, uzay koşullarının insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Ayrıca bu olumsuz etkilerin azaltılmasına yönelik olarak, uzay görevine katılan astronotumuzun, uzay ortamı koşullarının etkisiyle gen ekspresyonlarında ve metabolizmalarında gerçekleşen fizyolojik ve biyokimyasal değişimlerin incelenmesi hedeflenmektedir. Bu çalışma ile, vücuttaki sistem çapındaki değişikliklerin astronotlarımızın sağlığına yönelik olası risk faktörlerinin anlaşılmasında yeni bilgiler sağlanması, ülkemizdeki uzay araştırmalarında yerçekimi fizyolojisi, havacılık ve uzay tıbbı gibi konularda çalışacak olan uzmanlara daha fazla araştırma yapmak için faydalı veriler edinilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca Dünya’daki var olan hastalıklar için yeni tedaviler ve önleyici tedbirlerin geliştirilmesinde faydalı olabileceği düşünülmektedir.
Kısa Bilgi Metni:
Uzay görevleri, insan vücudunun maruz kalacağı en zorlu fiziksel koşullardan biridir. Astronotlar uzay görevleri boyunca birçok çevresel strese maruz kalmaktadır. Fırlatma sırasında maruz kalınan yüksek merkezkaç kuvveti (g-kuvveti), düşük yerçekimi, uzay radyasyonu, yüksek veya düşük oksijen miktarı, uyku düzensizliği, beslenme sorunları ve değişen fiziksel aktivite zorlu fiziksel koşulların başlıcalarıdır.
METABOLOM bilim misyonu kapsamında, astronotlardan toplanacak olan kan, idrar ve tükürük örnekleri üzerinde yapılacak olan moleküler düzeydeki detaylı analizler (metabolomik ve transkriptomik) ile uzay koşullarının insan sağlığı üzerindeki etkilerinin ortaya çıkarılması hedeflenmektedir. Toplanan biyolojik numunelerde, uzay koşulları etkisiyle değişen tüm metabolizma ürünleri ve bunlarla ilişkili gen ifadelerinin değişimleri bütünüyle araştırılacaktır.
Bu araştırmadan elde edilecek veriler aracılığıyla astronotların sağlığına yönelik olası risk faktörlerinin anlaşılmasında yeni bilgiler sağlanması amaçlanmıştır. Ayrıca ülkemizde yerçekimi fizyolojisi, havacılık ve uzay tıbbı alanında gelecek yıllarda yapılacak olan çalışmalar için uzmanların faydalanması amacıyla bir moleküler veri bankası oluşturulmasına yönelik ilk adım atılacaktır.
Araştırmanın sonuçlarının Dünyada var olan hastalıklar için, yeni tedaviler ve önleyici tedbirlerin geliştirilmesinde faydalı olabilecek potansiyele sahip olduğu düşünülmektedir.
6 - MİYELOİD
Bilim Misyonun Adı:
Uzay Misyonuna Katılan Bireylerde Radyasyona Maruz Kalmanın Kanser İçin Öncül Lezyonlar Olan Periferik Kandaki Miyeloid-Kökenli Baskılayıcı Hücrelere Etkisinin İncelenmesi
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
Hacettepe Üniversitesi, Prof. Dr. Güneş Esendağlı
Deneyin Tanımı:
Miyeloid kökenli baskılayıcı hücreler (MKBH) kanser gibi kronik inflamasyon süreçlerinde yüksek düzeyde üretilerek immün baskılama yapan, kanser progresyonunu ve metastazı destekleyen, heterojen immatür miyeloid hücre popülasyonudur. Bu çalışma ile, uzay misyonu katılımcılarının maruz kalacağı yolculuk ve uzay koşulları, kozmik radyasyon hasarının immünolojik olarak MKBH hücreleri düzeyinde ölçülmesi ve değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Kısa Bilgi Metni:
MIYELOID Deneyi kapsamında,ultraviyole ışınları, galaktik kozmik radyasyon, yer çekimi değişiklikleri, solunan hava ve ortam, yolculuk ve uzayda kalış boyunca maruz kalınan tüm zorlu faktörlerin astronotlarımızın bağışıklık sistemini ve kan yapımı sürecini nasıl etkilediği belirlenecektir.
Bağışıklık sistemindeki değişiklikler miyeloid tipteki kan hücreleri özelinde araştırılacak, bu hücrelerin özellikleri ve fonksiyonlarındaki değişimler uçuş öncesi ve dönüşte karşılaştırılacak ve uzay yolculuklarının kanser dahil bağışıklık sistemini ilgilendiren pek çok hastalık üzerine olabilecek etkisi hakkında çıkarımlar dünya bilim literatürüne ilk kez kazandırılacaktır. Bu sayede uzay yolculuklarının bağışıklık sistemi üzerine olabilecek olumsuz etkilerini gidermek üzere önlemler alınması da mümkün olabilecektir.
7 - MESSAGE
Bilim Misyonun Adı:
Microgravity Associated Genetics Science Mission/Mi̇kroyerçeki̇mi İli̇şki̇li̇ Genetik Bi̇lim Misyonu
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
Üsküdar Üniversitesi, Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan
Deneyin Tanımı:
Yerçekimsiz ortamdan etkilenen henüz işlevi keşfedilememiş genlerin tespit edilmesi ve uzay görevlerinde, bağışıklık hücrelerinden hangilerinin yer çekimi tarafından direkt olarak etkileneceğinin, CRISPR gen mühendisliği yöntemleri ile belirlenmesi hedeflenmektedir.
Kısa Bilgi Metni:
"MESSAGE Bilim Misyonu," Türk astronotumuzun mikro yer çekimi altındaki bağışıklık sistemi tepkilerini inceleyerek uzayda yaşamın sağlık üzerindeki etkilerini aydınlatmayı amaçlıyor.
Araştırma, astronotumuzun 14 günlük uzay görevi boyunca mikro yer çekimi koşullarında bağışıklık hücrelerinin nasıl davrandığını, 25.000 genin yer çekimsiz ortamda nasıl etkilendiğini anlamak için tasarlandı. Bu deney, uzayda yaşamın temel sağlık boyutlarına ilişkin kritik anlayışları derinleştirerek gelecekteki uzay misyonlarının insan sağlığı üzerindeki etkilerini daha iyi anlamamıza katkıda bulunacak.
Uzun uzay seyahatleri ve Mars-Ay kolonileşme planları, astronotların sağlıklı kalabilmesi açısından bağışıklık sistemlerinin nasıl tepki verdiğini anlamamızı zorunlu kılıyor. Bu noktada, MESSAGE Bilim Misyonu, mikro yer çekimi altında astronot bağışıklık sistemlerinin tepkilerini çözümlemek ve uzun vadeli uzay görevlerinin sağlık üzerindeki etkilerini anlamak için önemli bir adım atıyor. Astronotların bağışıklık sistemi, mikro yer çekimi koşullarında nasıl değişiklik gösteriyor, uzayda geçirilen süre arttıkça nasıl adapte oluyor, bu sorulara cevap vererek astronot sağlığını korumak ve uzayda kolonileşmeye yönelik planları güçlendirmek hedefleniyor. MESSAGE Bilim Misyonu, bu kritik konuda aydınlatıcı veriler sunarak uzun vadeli uzay seyahatlerinin ve kolonileşme hedeflerinin daha güvenli ve sürdürülebilir olmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor.
8 - ALGALSPACE
Bilim Misyonun Adı:
Uzay Koşullarında Antarktika ve Ilıman Mikroalg Yetiştiriciliğinin Karşılaştırmalı Bir Çalışması
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
Yıldız Teknik Üniversitesi – Prof. Dr. Didem Özçimen
Deneyin Tanımı:
Uzayda, Antarktik ve ılıman bölge mikroalglerinin büyüme verileri karşılaştırılarak, literatürde ilk kez kutup alglerinin uzayda kullanımına yönelik bir çalışma gerçekleştirilecektir. Uzayda algler: CO2'den O2 rejenerasyonu, Ek gıda temini, Su iyileştirme, Yaşam destek alanlarında kullanılmak amaçlarıyla araştırılacaktır.
Kısa Bilgi Metni:
ALGALSPACE deneyi ile ülkemiz kaynaklarıyla düzenlenen kutup bilim seferleri kapsamında temin edilen ekstremofilik mikroalgler ile ılıman koşullarda yetişen mikroalglerin uzay ortamında karşılaştırmalı üretimi gerçekleştirilecektir.
Uzayda ekstremofilik mikroalgler ile yapılan herhangi bir çalışma bulunmamaktadır.
Önerilen proje ile Türkiye’nin Antarktika bölgesindeki istasyonundan toplanan mikroalglerin üretimi ilk kez uzayda denenecek, ılıman koşullara elverişli mikroalgler ile karşılaştırılacak ve çeşitli analizler gerçekleştirilecektir.
Gelecekte hem uzay görevlerinde hem de uzay yaşamında alglerin yenilenebilir ve sürdürülebilir bir üretiminin gerçekleştirilmesi ve kullanım potansiyelinin belirlenmesi, özellikle gıda, sağlık ve çevre açısından insanlığa fayda sağlayacaktır. Alglerden üretilecek katma değeri yüksek ürünler de ekonomik ve biyo-ekonomik kalkınma için kritik bir öneme sahiptir.
9 - CRISPR – GEM
Bilim Misyonun Adı:
Mikro Yerçekimi Altında Bitkilerde CRISPR Gen Düzenleme Verimliliğinin Araştırılması
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
Yıldız Teknik Üniversitesi – Tuğçe Celayir
Deneyin Tanımı:
İnsanlığın uzaydaki geleceği için aşılması gereken en büyük engellerden bir tanesi olan, uzun süreli uzay görevlerinde sürdürülebilir bir sistemin sağlanamaması sorununu çözmek amacıyla tasarlanan biyorejeneratif yaşam destek sistemlerinin iskeleti olan bitkilerin, uzay görevi sırasında meydana gelen biyolojik ve biyolojik olmayan stresler karşısındaki savunma mekanizmalarının anlaşılması ve geliştirilmesine yönelik olarak, moleküler biyolojinin modern gen düzenleme tekniklerinden bir tanesi olan CRISPR tekniğinin mikro yerçekimi ortamda bitkiler üzerindeki etkinliğinin araştırılmasını amaçlamaktadır.
Kısa Bilgi Metni:
İnsanlık için Mars'a gitme ve uzay görevlerini sürdürme hedefinde, bitkilerin önemi büyüktür. Besin ve oksijen sağlayarak, uzayda bitkilerin daha sağlıklı ve verimli yetiştirilmesi ise kritik bir araştırma alanıdır. Uzayda daha sağlıklı ve verimli bitkiler yetiştirmek, Türkiye'nin ilk uzay deneylerinden biri olan CRISPR-GEM projesinin hedefidir.
Bu proje, genetik mühendislik yöntemlerinden bir devrim olan Crispr tekniğini kullanarak bitkilerin sağlığını ve verimini artırmayı amaçlıyor. Bütün canlılar gen adı verilen, nesilden nesile aktarılan ve yaşamsal faaliyetlerini sürdürmeleri için kilit rol oynayan kod benzeri yapılara sahiptirler. CRISPR, genler üzerinde değişiklik yapma imkânı tanıyan bir tekniktir. Projede, bitkilerde uzay ve Dünya koşullarında genetik değişiklikler test edilerek, CRISPR tekniğinin uzayda ne kadar etkili olduğu ilk defa araştırılacak. Elde edilen sonuçlar, uzayda yetiştirilecek bitkilerin daha sağlıklı ve verimli olmasına yönelik önemli bilgiler sunacak, böylece insanlığın uzay keşiflerine önemli bir katkı sağlanacaktır.
Fırlatma öncesi gerçekleştirilen yoğun bilimsel çalışmalar sonucunda, astronot Alper Gezeravcı tarafından uzay görevi sırasında uygulanmak üzere deney düzeneği kurulmuş ve gerekli biyolojik materyaller hazırlanmıştır. Projenin en kritik aşamaları tamamlanmış olup, kontrollü testler ve analizlerle uzay görevi öncesi doğrulamaları gerçekleştirilmiştir. Uluslararası Uzay İstasyonu üzerinde şuan deneylerimizin yerçekimsiz ortamda uygulanacak kritik kısımları Alper Gezeravcı tarafından icra edilmektedir.
10 - PRANET
Bilim Misyonun Adı:
Propolisin Anti bakteriyel Etkisi (PRANET)
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
Muş Bilim ve Sanat Merkezi - Birsen Geçer
Deneyin Tanımı:
Propolis, çeşitli rahatsızlıkların tedavisinde yaygın olarak kullanılan, haricen kullanılmasında da herhangi bir yan etki bulunmayan bir maddedir. Bilim misyonu ile, propolis maddesinin mikro yerçekimi ortamındaki bakteriler üzerindeki etkisi araştırılacaktır. Kontrol ve deney grupları oluşturularak propolisin anti bakteriyel etkisi test edilecek, sonuçların yer çekimli ortam ile benzer sonuçlar verip vermeyeceği karşılaştırılacaktır.
Kısa Bilgi Metni:
Propolis; bal arıları tarafından çeşitli bitkilerin yaprak, gövde ve tomurcuklarından toplanan, balmumu ve reçine içeren bir maddedir. Arılar bu maddeyi kovan içi sterilizasyonu ve kovanın yalıtımında kullanmaktadır.
PRANET deneyi ile, çeşitli rahatsızlıkların tedavisinde yaygın olarak kullanılan, haricen kullanılmasında da herhangi bir yan etki bulunmayan, antibakteriyel özelliği birçok bilimsel çalışma ile ortaya konulmuş propolis maddesinin mikro yerçekimi ortamındaki bakteriler üzerindeki etkisinin araştırılması amaçlanmaktadır.
Propolisin mikro yerçekimi şartlarında da bakteriler üzerinde etkili olduğunun gösterilmesi halinde, uzay ortamında kullanılabilecek, alternatif doğal bir antibakteriyel seçenek olduğu ortaya konulmuş olacaktır. Uzay ortamından alınan bakteri örneklerinin incelenmesi sonucunda uzay istasyonundaki bakteri florasına dair bilgiler elde edilecektir. Bu bilgiler kullanılarak mevcut mikroorganizmalar hakkında analizler yapılabilecektir.
11 - VOKALKORD
Bilim Misyonun Adı:
Uzay’da Yaşamaya Karşı Oluşan Hayati Tepkimelerin Vokal Kord Kaynaklı Değişimler İle Tespiti Ve Düşük Yerçekimsizliğin Sebep Olduğu Rahatsızlıkların Ses Frekansları İle Tanımlanması
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
Haliç Üniversitesi - Prof. Dr. Gökhan AYDEMİR
Deneyin Tanımı:
Solunum sistemi fizyolojisi içerisinde yapay zeka desteği ile Seste meydana gelen frekans değişiminden rahatsızlıkların tespit edilmesi ve yerçekimsiz ortamın etkilerinin insan sesi üzerine etkilerinin araştırılması hedeflenmektedir.
12 - OKSİJEN SATURASYONU
Bilim Misyonun Adı:
Solunum Sistemi Fizyolojisi İçerisinde Yapay Zeka Desteği İle Verilen Havanın Oksijen Seviyesini Hesaplayarak Düşük Yer Çekiminin Sebep Olduğu Rahatsızlıkların Tanımlanması
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
Nişantaşı Üniversitesi-Oğuzhan Aydemir
Deneyin Tanımı:
Hastalıkların tedavisinde erken teşhisin önemi hayatidir. Yapay zeka desteği ile verilen havanın oksijen seviyesini hesaplayarak düşük yer çekiminin sebep olduğu farklılıklar ve rahatsızlıkların tanımlanması hedeflenmektedir.
13 - MİYOKA
Bilim Misyonun Adı:
Mikro Yerçekimi Ortamında Kurşunsuz Lehimleme Araştırması
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
TÜBİTAK UZAY - Hakan Asan
Deneyin Tanımı:
Mikro yerçekimi ortamında gerçekleştirilecek kurşunsuz lehimleme deneyi ile ilk Türk Uzay yolcusu UUİ’de elektronik kart üzerine kurşunsuz bileşen montajı gerçekleştirecektir. Uzay görevi sonrası dünyaya getirilecek elektronik kartlar TUBİTAK UZAY tarafından ayrıntılı incelemeye tabii tutularak mikro yerçekiminin kurşunsuz lehimleme sürecine etkileri bilim dünyasının kullanımına sunulmak üzere raporlanacaktır.
Kısa Bilgi Metni:
TÜBİTAK UZAY, kuruluşundan bu yana kendisini Türk uzay endüstrisinin gelişimine adamıştır ve bilim misyonu programı, bu önemli rolü sürdürmesinde kilit bir rol oynamaktadır. Mikro yerçekimi ortamında gerçekleştirilecek kurşunsuz lehimleme deneyi ile ilk Türk Uzay yolcusu UUİ’de elektronik kart üzerine kurşunsuz bileşen montajı gerçekleştirecektir. Uzay görevi sonrası dünyaya getirilecek elektronik kartlar TUBİTAK UZAY tarafından ayrıntılı incelemeye tabii tutularak mikro yerçekiminin kurşunsuz lehimleme sürecine etkileri bilim dünyasının kullanımına sunulmak üzere raporlanacaktır.
MIYOKA deneyi ile birlikte;
* Yeni uzay yaklaşımına dair uygulamalar gerçekleştirilecektir,
* Uzay ve savunma sanayine kurşunsuz lehimleme konusunda kritik bilgiler sağlanacaktır.
* Saf kalay üzerinde kalay saçaklanması araştırması gerçekleştirilecektir,
* Mikroyerçekimi ortamında üretim süreçlerine tarihçe kazandırılacaktır.
Son olarak MIYOKA deneyinden elde edilecek kazançlar, alçak dünya yörüngesinde (örneğin: Ay, Mars) gelecekteki uzun süreli insanlı keşif görevleri için gerekli olan elektronik yeniden işleme, onarım ve modifikasyon yeteneklerini geliştirmemize olanak tanıyacaktır.
Yapay Zekâ Ekosistem Çağrısı, üniversite/kamu araştırma merkez ve enstitülerindeki bilgi birikiminden faydalanılarak, Türkiye’de yerleşik ve proje sonuçlarını Türkiye’de uygulamayı taahhüt eden şirketlerimizin geliştirdiği yapay zekâ teknolojilerinin; yapay zekâ çözümlerine kendi bünyelerinde ihtiyaç duyan şirketlerimizin ihtiyaçları doğrultusunda ürün ya da çözümlere dönüştürülmesine katkı sağlamaktadır.
Bu program kapsamında ilk aşamada beş öncelikli alan desteklenecektir. Bu öncelikli alanlar
(1) Akıllı Üretim Sistemleri,
(2) Akıllı Tarım, Gıda ve Hayvancılık,
(3) Finans Teknolojileri,
(4) İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik
(5) Akıllı Eğitim Teknolojileri
olarak belirlenmiştir.
Bu destek modelinde, yapay zekâ çözümlerine ihtiyaç duyan müşteri kuruluşların, teknoloji sağlayıcı olarak en az bir şirket, bu konuda tecrübeli en az bir üniversite araştırma laboratuvarı/merkezi ya da kamu araştırma merkezi/enstitüsü ve TÜBİTAK Yapay Zekâ Enstitüsü ile konsorsiyum oluşturmaları beklenmektedir. Proje başvurusu yapacak konsorsiyumun başvuru öncesi bir iş birliği sözleşmesi imzalaması gerekmektedir.
Proje başvuruları TEYDEB Proje Değerlendirme İzleme Sistemi (PRODİS) üzerinden 3 Haziran 2024 - 31 Temmuz 2024 (saat 23:59) tarih aralığında alınacaktır.
Ön kayıt işlemlerinin 29 Temmuz 2024, saat: 17:30’a kadar tamamlanması ve gerekli belgelerin TÜBİTAK’a iletilmesi gerekmektedir.
Ön kayıt işlemlerini tamamlamış olan kuruluşlar ise, proje önerilerini ilgili tarihe kadar PRODİS üzerinden TÜBİTAK’a sunabilirler.
Joint research projects on following thematic areas will be supported within the scope of the TÜBİTAK 1071 Program and Cooperation Protocol between TÜBİTAK and the National Agency for Research and Development (NARD) of Moldova.
-Natural Sciences
-Engineering and Technology
-Medicinal and Health Sciences
-Agricultural Sciences
-Social Sciences and Humanities
Scientists in Türkiye who wish to propose a joint research project must agree as project partners with the Moldovan scientists with whom they will carry out the project. Unilateral project applications are not accepted.
The call will be open between the dates 3 June-19 August 2024 and project applications to TÜBİTAK should be made through the electronic application system (http://uidb-pbs.tubitak.gov.tr/).
Detailed information about the call can be found in the call text.
TÜBİTAK 1071 Programı kapsamında, TÜBİTAK ile Moldova Ulusal Araştırma ve Geliştirme Ajansı (NARD) arasındaki iş birliği protokolü çerçevesinde açılan çağrıya aşağıdaki tematik alanlardan ortak araştırma projesi başvurusunda bulunulabilecektir.
-Doğa Bilimleri
-Mühendislik ve Teknoloji
-Tıp ve Sağlık Bilimleri
-Tarım Bilimleri
-Sosyal ve Beşeri Bilimler
Ortak araştırma projesi önermek isteyen Türkiye'deki bilim insanlarının, projeyi birlikte gerçekleştirecekleri Moldovalı bilim insanları ile proje ortağı olarak anlaşmaları gerekmektedir. Tek taraflı proje başvuruları kabul edilmemektedir.
03 Haziran-19 Ağustos 2024 tarihleri arasında açık kalacak çağrı kapsamında TÜBİTAK'a yapılacak proje başvurularının elektronik başvuru sistemi (http://uidb-pbs.tubitak.gov.tr) üzerinden gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Çağrıya ilişkin ayrıntılı bilgiye çağrı metni üzerinden ulaşılabilmektedir.
Akdeniz Üniversitesi tarafından bu yıl 26.’sı düzenlenen ‘Çevre Hizmet Ödülleri-2023’ ödül töreni TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Çevre Hizmet Ödülleri kapsamında Bilim Onur Ödülüne layık görülen Prof. Dr. Hasan Mandal’a ödülü, Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan tarafından takdim edildi. TÜBİTAK’tan Doç. Dr. Şiir Kılkış da bilim hizmet ödülüne iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik odağında bilimsel ilerlemelerin artırılmasına yönelik bilim hizmetleri ve hükümetler arası iklim değişikliği panelindeki (IPCC) bilimsel görevleri nedeniyle layık görüldü.
Akdeniz Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (AKÇAM) tarafından ‘Çevre Hizmet Ödülleri - 2023’ ödül töreni İletişim Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Törene TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Gülbin Arıcı, Cengiz Toker, Prof. Dr. Şükrü Özen, AKÇAM Müdürü Doç. Dr. İ. Ethem Karadirek, Genel Sekreter Dr. Ali Evren İmre, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Dr. Ömer Ersoy, KOSGEB Antalya Müdürü Dr. İbrahim Uğur Erkış, Teknokent Genel Müdürü Dr. İbrahim Yavuz, dekanlar, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Kıymetli Bir Ödül
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Dünya Çevre Günü’nde böyle anlamlı bir ödüle layık görülmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek teşekkür etti. Çevre Hizmet Ödülünün önemine değinen Başkan Prof. Dr. Hasan Mandal “Çevre alanında 26 yıl tabii önemli bir zaman. Belki 26 yıl önce böyle bir ödülün anlamı biraz daha farkındalık odaklıydı. Toplumsal duyarlılık anlamında önemli olma noktasından bugüne kadar geçen zamanda gerçekten ne kadar zorunlu olduğunu, bir diğer ifadeyle bu tipteki bir öngörü çalışmasının farkındalıktan zorunluğa doğru geçen bir ortamda ne kadar kıymetli olduğunu görmüş olduk. Görev yapmaktan onur duyduğum kurumum TÜBİTAK’ta en çok üzerinde durduğumuz konulardan biri dünyanın geleceğinde ne tip güçlüklerle karşılaşacağımızın senaryoları üzerine araştırmacılarımızı hem üniversite tarafında hem sanayi tarafında oluşturmaya çalıştığımız bir ekosistemle katkı vermeye yönelttik. Bu çalışmaların görünür olması bizim için çok kıymetli. Bu ödülün 26 yıldır bu ödülleri veren Akdeniz Üniversitemiz tarafından verilmesi ekstra önem atfediyor.” dedi.
Akdeniz Havzası iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek yer
Konuşmasında Akdeniz bölgesinin iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölge olduğuna dikkat çeken Başkan Prof. Dr. Hasan Mandal, “Geleceğe doğru baktığımız zaman inişli çıkışlı yıllar var. Yani sanayi devrimlerinden itibaren baktığımız zaman inişler çıkışlar var ama sürekli bir artış eğiliminde ve 2023 yılı dünyadaki sıcaklık ortalamasının en yüksek yaşandığı yıl oldu. Sadece yıl değil Antalya için bir haftadaki değişiklikleri de görebiliyoruz. Ne kadar hızlı değişiklerin olduğu yani uyum sağlayacak bir zaman dilimi olmadığını görüyoruz. Bu hem yıllar boyutunda yok hem de takvimler aylar günler boyutunda yok. Dahası bu bölge, yani Antalya ve özellikle de Akdeniz havzası bundan en fazla etkilenecek olan bir yer. Akdeniz bölgesi, Antalya dediğimiz zaman hep olumlu pozitif taraflarıyla bir refah veya yaşam noktasında aklımıza gelen bölge, ama eğer gerçekten bir çözüm oluşturulmaz ise en fazla göç olacak olan bölge içinde yaşıyoruz.” açıklamasında bulundu.
Üniversitelere Görev Düşüyor
Üniversitelere, akademisyenlere daha fazla görev düştüğünün altını çizen Prof. Dr. Hasan Mandal, “Çevre dediğimiz zaman geçmişte kendi başına ele aldığımız bir başlıkken şu anda çevre, ekonomi, sosyal, jeopolitik ve teknolojik anlamdaki bu beşli sarmal ilişkiyi anlamak gerekiyor. Bu da biz akademisyenler olarak üniversite olarak araştırma ekosistemi olarak bize daha fazla görev düştüğünün göstergesi. Geleneksel çözümler yeterli değil. Pandemiyi hepimiz bir anda unuttuk. Gelecekte olacak mı olabilir ama sebep sonuç ilişkisine bakarsak esasında yaşamış olduğumuz pandemi bir sebep miydi, yoksa bir sonuç muydu? Esasında bir iklim değişikliğinin farklı bir şekilde yansımasıydı. En azından kendi bilimsel değerlendirmelerimizde. Tek sağlık kavramını kullandığımız bir döneme girdik. Yani insan sağlığı, hayvan sağlığı ve çevre sağlığı. Çevredeki, biyoçeşitlilikteki ve ekosistemdeki bir değişiklik, oradaki bir hayvanın hayatını değiştiriyor ve hayvan hayatının değişmesi, insana bulaşıcı hastalık olarak dönüyor ve bu nedenler bir pandemi yaşanmasına sebep olabiliyor. Gelecekte bunu yaşayabilir miyiz? Belki covid olmayacak başka şekilde, bir çözüm oluşturmadığımız sürece bizim gelecekte farklı pandemilere hazırlıklı olmamız gerekiyor.” dedi.
“Gençlerimize Güveniyoruz”
Konuşmasında gençlere güvendiğini de vurgulayan Prof. Dr. Hasan Mandal, “Bir kurum başkanı olarak söylüyorum, bizim şu anki deneyimlerimiz yani benim yaş grubundaki araştırmacıların, bilim insanlarının deneyimi bu kadar zorlukların üstesinden gelmek için ne yazık ki yeterli değil. O yüzden ben genç arkadaşlarımıza, öğrencilerimize, araştırmacılarımıza kendimizden daha çok güveniyorum. Çünkü onların konuya bakış ve çözüm arayışlarının özellikle TEKNOFEST'te gösterdikleri çalışma, birlikte başarma yaklaşımını bizden daha iyi özümsemeleri gelecekte bizim için bir umut uyandırıyor.” dedi.
Akdeniz Üniversitemizin Çalışmaları Umut Verici
Prof. Dr. Hasan Mandal konuşmasını şöyle sürdürdü; “Bu güçlüğün üstesinden gelebilmek için bilim ve teknoloji bana göre anahtar kelimeler. Yani üniversitelerimiz, en önemli gücümüz insan kaynağı, genç insan kaynağımız, araştırmacılarımız ve öğrencilerimiz. Ben bunun yapılabileceğine yürekten inanıyorum. Bu sorunun üstesinden bu güçlüklerin üstesinden gelebilecek olanda yine bu coğrafyalar, bu bölge. Özellikle de Akdeniz bölgesinin ve Akdeniz Üniversitemizin de 26 yıldır böyle bir sürecin içinde olmuş olmasını bu anlamda hem konuya yaklaşım noktasında sahiplenme, sorumluluk alma hem de aynı zamanda da umut verme noktasında görüyorum. Tekrar böyle bir ödüle layık görülmüş olmamın şahsım için değil, kurumum TÜBİTAK için önemli olduğunu düşünüyorum. Tekrar başta Sayın Rektörümüz olmak üzere ilgili Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezimize, değerli Akdeniz Üniversitesi hocalarımıza, personeline ve öğrencilerine teşekkür ediyorum.”
Ankara’da Türk Dil Kurumu binasında Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve Türk Dil Kurumu (TDK) arasında iş birliği protokolü TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ve TDK Başkanı Prof. Dr. Osman Mert tarafından imzalandı.
Bu iş birliği protokolü ile TDK'nın süreçlerinin ve dil kaynaklarının dijitalleştirmesi ile bu kaynakların Türkçe Büyük Dil Modelinin (TBDM) geliştirilmesi için kullanması amaçlanmaktadır.
Bu iş birliği kapsamında;
TDK'nın mevcut dil kaynaklarının (sözlükler, ansiklopediler, dil bilgisi kitapları vb.) dijital ortama aktarılması
Yapay zeka tekniklerinin TDK süreçlerinde dil analizi, otomatik tercüme, metin madenciliği ve dil öğrenme uygulamaları gibi alanlarda kullanılması,
Türkçe dil modellerinin doğruluğunu ve kapsamını artırmak için dijitalleştirilen dil kaynaklarının TBDM'nin eğitimi için kullanılması hedefleniyor.
İş birliği Sonucunda Elde Edilecek Kazanımlar
Veri Kalitesinin Artırılması:
TDK'nın dijitalleştirilen kaynakları, yüksek kaliteli ve kapsamlı eğitim verisi sağlayarak TBDM'nin doğruluğunu artıracak.
Dil Teknolojilerinin Gelişimi:
Yapay zeka ve dil teknolojilerinin kullanımı, Türk dilinin dijitalleşme süreçlerinde önemli bir rol oynayacak. Bu, dil teknolojilerinin gelişimini hızlandıracak ve daha geniş bir kullanıcı kitlesine hitap edecek.
Araştırma ve Geliştirme:
İş birliği, TÜBİTAK ve TDK'nın araştırma ve geliştirme kapasitelerini artıracak. Bu, yeni projelerin ve uygulamaların geliştirilmesine olanak tanıyacak.
Uluslararası Rekabet Gücü:
Türkçe dil modellerinin geliştirilmesi, uluslararası dil teknolojileri alanında Türkiye'nin rekabet gücünü artıracak.
TEYDEB DESTEKLERİ İLE ARGE BAŞARI VİDEOLARI
AVCR Bilgi Teknolojileri | BRZ Enerji |
EMF Motor | G4TECH Mühendislik |
KATI HAL ArGe | MONRO Enerji |
POINTEK Elektrik Elektronik | VSY Biotechnology |
BOME | AVL |
FUNDA | MAY_AGRO |
BAMA | MARSİS |
MIKRO-TASARIM | TST |
ABDİ İBRAHİM | TOYOTETSU |
ABDİ İBRAHİM (İngilizce) | TOYOTETSU (İngilizce) |
|
![]() | Sabit Kanat Taktik İnsansız Hava Aracı Sistemi Geliştirilmesi Yürütülen Ar-Ge faaliyetleri içerisinde Hava Aracı elektronik ve yazılım sistemleri, platform tasarımı, ileri teknoloji kompozit malzemelerden imalatı, yer kontrol sistemleri, donanım çevrimli simulatör sistemleri, haberleşme sistemleri milli ve özgün bir şekilde geliştirilerek, resmi heyet huzurunda başarıyla tamamlanan uçuş testleri sonucunda seri imalat aşamasına hazır Bayraktar Taktik İHA Sistemi geliştirilmiştir. |
![]() | Belde 280 CB Otobüs-CNG Motor Uygulama Projesi Güçünitesi, şanzuman, yakıt sistemi ve bunların etkilendiği parça/komponentlerde geliştirme çalışmaları yapılmıştır. Ayrıca sisteme, herhangi bir darbe veya yangına karşı emniyet tedbirleri ilave edilmiştir. |
![]() | Benzebek projesinde, kişinin kafa bölgesinin dört açıdan alınan |
![]() | Otomotiv Sanayii İçin Görüntü Düzeltme İşlemcisi Geliştirilmesi Otomotiv sektöründe fark edilen ancak çok pahalı ve fiziksel olarak büyük merceklerle çözülebilecek olan sorunun elektronik olarak düzeltilebileceğimizi fark ederek başladığımız bu projede yaptığımız Ar-Ge sonucunda çok küçük bir alanda çok daha ucuza bu sorunu elektronik olarak giderebileceğimizi göstermiş olduk. |
![]() | NetVault Etkin Sayısal Arşivleme Sistemi NetVault Projesi elektronik formatlarda dokümanları arşivleme ve sunum için yenilikçi bir teknoloji üretmek üzere başlatılmıştır. |
![]() | Proses Otomasyonlu Yüksek Kapasiteli CNC Tandem Apkant Pres Tasarımı ve Uygulaması Proje kapsamında geliştirilen makine 16 mt boyunda 4.000 ton bükme kapasitesine sahip eş zamanlı çalışan tandem abkant presdir. |
![]() | Şekil Kontrollü Elektroseramik Tozların Üretilmesi Projede kurşun içermeyen BaTiO3 ve NaTaO3 malzemelerinin |
![]() | Elektrikli ve Elektronik Atıkların Geri Dönüşümünde Otomasyon Sistemi Proje çalışmamızın konusu ve amacı; oluşturulacak sistemve elektriksel ve elektronik atıkların ayrıştırılması ve geri dönüşümünde geliştirilecek makinelerle otomasyon sağlamak ve bu sayede zaman, enerji tasarrufu ve işgücü kaybını önlemektir. |
![]() | Aripiprazol Yeni Polimorflarının Sentezi ve Tablet Formunun Geliştirilmesi Projede yürütülen çalışmaların sonucunda Otsuka firmasına ait Abilify tabletler ile farmasötik olarak eşdeğer tablet formülasyonu geliştirilmiştir. |
![]() | Nanosaniye Darbeli Fiber Lazer Malzeme İşaretleme Sistemi Geliştirilen fiber lazer markalama cihazı, fiber lazeri Türkiye’de özgün şekilde tasarlanarak üretilen ilk fiber lazer markalama cihazıdır. Tamamen özgün olarak ve geri mühendislik yapılmaksızın tasarlanmış olan ürün rakiplerinden önemli teknik üstünlükler içe |
![]() | Pars 6x6 Zırhlı Muharebe Aracı Proje kapsamında 6x6 zırhlı muharebe aracının baz gövdesi geliştirilerek, zırh tasarımı/geliştirmesi, güç grubu, güç aktarma grubu, süspansiyon sistemi, yönlendirme sistemi, araç içi kullanıcı alanları, balistik koruma elemanları, hayat destek sistemleri, elektronik kontrol sistemlerinin tasarımı ve entegrasyonu yapılacaktır. |
![]() | Atkı ve Çözgü Yönünde Çok Yüksek Mukavemetli Pamuklu Kumaş Üretimi Bu proje, iplik boyama ve çözgü boyama tekniğiyle boyanan, hematkı hemde çözgü yönünde çok yüksek kopma ve yırtılma mukavemetine sahip dokuma kumaş tiplerinin elde edilmesi işlemidir. |
![]() | Konvoy Korumada Etkin Spektrum Kontrol ve İkaz Nomogramı (KESKİN) Projemizin amacı, dost haberleşmesini mümkün kılarak, dost olmayan unsurların haberleşmesini ve uzaktan kumanda ile patlatılmak istenilen, uzaktan kumandalı patlayıcıları engellemektir. |
![]() | Uçak Motoru Hava Giriş Adaptörü Üretimi Proje çalışması; uçak motorlarının hava giriş ağzına monte edilerek döşenen ısıtıcılar vasıtası ile uçuş esnasındaki soğuk hava akımının yoğunlaşarak buzlanmasını önleyen adaptör üretimini kapsamaktadır. |
![]() | Kemik İliği Transplantasyonu Takip ve Karar Destek Sistemi Projemiz, KİT’in tüm aşamalarının uluslararası standartlar ile uyumlu bir şekilde kaydına ve takibine imkan verecek, karar noktalarında sağlık personeline alternatif çözüm önerileri sunabilecek uzman bilgisini |
![]() | 36 Ton Paletli Ekskavatör Projesi 30 ton sınıfı üzeri (33-40 ton) paletli ekskavatör ihtiyacını karşılamak |
![]() | Genel Amaçlı Müşteri Sadakati Yazılımı Geliştirilmesi Gelişmiş özellikleri olan bir ana “müşteri sadakati sistemi” tasarlanmış ve “sektöre özel ek modüller” şeklinde bir yapılanma kurulmuş, sistemin altyapısı ve güvenliğine yönelik katman yenilenerek sistemin diğer sektörlerdeki rakip ürünlere karşı avantajlı olması sağlanmıştır. |
![]() | Capra Görüntü İşleme Platformu Capra GİP projesi ile günümüz merkezi ve grafik işlemcilerinin paralel çalışma esaslarını bir arada kullanan çeşitlikaynaklardan görüntü alıp bunları istenildiği gibi konfigüre edilebilen bir boru hattı (pipeline) yapısı ile gerçek zamanlı işlemeye imkan veren bir görüntü işleme yazılım altyapısı geliştirmek hedeflenmiştir. |
![]() | Multimedya Ankesörlü telefon ile mevcut ankesörlü telefon, teknoloji ile |
![]() | Ailesel Kanser Tanısında Uzman Sistem Uygulaması: Diagnus-BRCA Tamamladığımız proje, DNA dizileme ve genotipleme hizmetlerimizin uzantısı olup sık görülen genetik bozuklukların ve ailesel kanserlerin tanısında fayda sağlamayı hedeflemektedir. |
![]() | Ds200a Askeri Araçlarda Kullanılacak Telefon Santrali DS200A santrali sayısal anahtarlama yapısı üzerine kurgulanmış bir iletişim sistemi olup pek çok farklı arayüz ile dış dünya iletişimine imkan sağlamaktadır. |
![]() | Çelik Kord Yerine Kullanılabilecek Çok Katlı Monofilaman Kord Geliştirilmesi Monolyx, çelik kord yerine geçebilecek çok katlı monofilaman kord ürünü, lastik üreticilerinin uzun ömür, düşük benzin tüketimi, düşük lastik ağırlığı ve emisyonların azaltılması gibi önceliklerinin bir çoğuna çözüm sunmaktadır. |
![]() | Bu çalışmada, çimento döner fırınında alt ve üst geçiş bölgelerinde kullanılan Manyezit-Alümina Spinel tuğlaların, atıklardan gelen Cl ve ağır metallerin ataklarına karşı direncini artırarak, refrakter tuğlanın performansını artırmak amaçlanmıştır. |
![]() | Bu proje ile DNA markırlarını klasik ıslah metodları ile kombine etmek yöntemiyle Fusarium, verticilium fungal hastalıklarına, Nematod zararlısına dayanıklı ve TYLCV virüsüne toleranslı meyve kalitesi yüksek (sertlik, brix vb.)ıslah materyalleri geliştirilmiştir. |
![]() | Ahşap İşleme İçin SiAlON Esaslı Kompozit Malzemelerin Geliştirilmesi Bu proje kapsamında ilk kez SiAlON esaslı kompozit malzemeler |
![]() | Görüntü Kıymetlendirme Sistemleri TGKS, TİHA Yer Kontrol İstasyonundan (YKİ) alınan sensör verilerinin (SAR/GMTI, EO/IR) alınıp çözülmesini, yakın gerçek zamanlı görüntülenip saklanmasını, sistem içine alınan sensör verilerinin istihbarat isteklerine göre analiz edilip kıymetlendirilmesini ve kıymetlendirme sonuçlarının istihbarat talebinde bulunan makamlara iletilmesini gerçekleştirmiştir. |
![]() | Giyilebilir Bilişim Sistemleri İle Mobil Çalışanları Güçlendirme Projesi 6. ÇP kapsamında, 16 ülkeden 42 proje ortağının yürüttüğü wearIT@work projesi, giyilebilir bilgisayarların, çeşitli endüstriyel ortamlardaki iş akışlarını kolaylaştırmayı hedeflemiştir. |
![]() | Enjektabl Onkolitik Ürün Formülasyonlarının Geliştirilmesi Steril enjektabl onkolitik ürün formülasyonları geliştirerek, bu ürünlerin ulusal ve dünya pazarlarında insan sağlığının hizmetine sunulması, Türkiye’deki kanser hastalarının kanser ilaçlarında dışa bağımlılığının azaltılması, dünya standartlarında üretilmiş onkolitik ilaçların |
![]() | Sivil ve Askeri Amaçlı Biyosensör Sistemlerinin Geliştirilmesi Projemiz gıda, çevre, sağlık, ve savunma sistemini hedef alan bir dizi sensör platformunun geliştirilmesidir. |
![]() | Lipozomlanmış Antioksidan Moleküllerin Üretimi Bu projede antioksidan moleküllerin lipozomlanması ve bu yolla serbest radikal hasarına karşı antioksidan savunma sisteminin desteklenmesi amaçlanmıştır. |
![]() | Kablo Sanayinde Kullanılan Çapraz-bağlanabilir polietilenin Yerli Bu proje ile; pilot ölçekli bir proses geliştirilmiş, XLPE’nin pilot ölçekte üretimi gerçekleştirilmiştir. Üretilen ürün, ülkemizin önde gelen kablo |
![]() | Smartforce (Akıllı Telefonlar Üzerinden Yüksek Güvenlikli ve SmartForce, saha satış elemanlarının akıllı telefonlar üzerinden satış süreçlerini yönetirken, satış takım liderlerinin de merkezden bu süreçlerin anında (gerçek zamanlı) takibini yapmalarını sağlayan bir projedir. |
![]() | İlk ve Orta Öğretim Düzeyinde Okullara ve Öğrencilere Projenin özü; ortaöğretim düzeyinde öğrencilerin Fizik laboratuvarları için deney düzeneklerinin ve bilimsel oyunların tasarımı, prototiplerinin geliştirilmesi ve üretilmesidir. |
![]() | Çikolata Kaplamalı Çubuk Kraker Hattı Geliştirme Projesi Çubuk krakerin çikolata ile kaplamasını gerçekleştirdiğimiz kraker kaplama hattının geliştirilmesi ve ticari olarak çikolata kaplı bisküvi ürününün üretiminin gerçekleştirilmesi projesidir. |
![]() | Çok Eksenli Ağır İş Pozisyoneri Geliştirme Manuel olarak kaynağı yapılmakta olan Eskavatör ve kepçe makinelerinin robotlu sistemle yapılmasına karar verilmiştir. Robotlu sistemle, parçaların uygun pozisyonlarda sabitlenmeleri gerektiği tespit edilmiş ve buna yönelik özel 4 eksenli pozisyoner geliştirilmiştir. |
![]() | Zigbee Entegre Kablosuz Akıllı Sistemler Projenin temel amacı su kaynaklarının en verimli şekilde kullanılması ve bunun en az enerji ile yapılmasıdır. |
![]() | Çevreci ve Çok Amaçlı Araç Geliştirme Projesi Projede, bir işyeri sahibi olarak yük taşıma amaçlı veya kalabalık bir |
![]() | Gözcü İnsansız Hava Aracı Geliştirme Programı ile özgün bir kısa menzil keşif/gözetleme ve istihbarat amaçlı kullanılacak İnsansız Hava Aracı sisteminin tasarlanması, geliştirilmesi prototip üretimin gerçekleştirilmesi, sisteme ait tümveri paketlerinin oluşturulması ve kısa vadede Türk Silahlı Kuvvetlerinin istihbarat amaçlı ihtiyaçlarının daha etkili vemilli bir sistemle karşılanması hedeflenmiştir. |
![]() | Çokgis: Çok Kanallı Gömülü İşletim Sistemi Geliştirilmesi Bu proje kapsamında; klasik işletim sistemlerinin avantajları ile Linux işletim sisteminin avantajları birleştirilerek, yeni bir işletim sistemi elde edilmiştir. |
![]() | Pilot Özel İntraoküler Lens İmplant Üretim Tesisi Tasarımı ve Optimizasyonu Bu projede, renk dağılım sorununu engelleyen, renklerin ve görüntünün daha net olmasını sağlayan GİL’ler geliştirilmiştir. |
Türkiye'nin ikinci astronotu Tuva Cihangir Atasever'in de içinde yer aldığı Virgin Galactic'e ait "VSS Unity" yörünge altı aracını taşıyan uçak, ABD yerel saatiyle 08.30'da (TSİ 17.30) New Mexico'daki Spaceport tesisinden havalandı. Atasever'in de üyesi olduğu "Galactic 07" ekibi, aileleriyle vedalaşmaları sonrası alkışlar eşliğinde "VSS Unity" yörünge altı aracına doğru hareket etti.
Türkiye'nin ikinci astronotu Atasever'i uğurlayanlar arasında Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Ahmet Yozgatlıgil de yer aldı. "VSS Unity" yörünge altı aracını taşıyan Virgin Galactic'e ait uçak, ABD yerel saatiyle 08.30'da (TSİ 17.30) yolculuğuna başladı. Atasever'in araştırmacı astronot olarak bulunduğu ekipte, ABD'den iki, İtalya'dan da bir özel astronot yer aldı. Araç TSİ 18.40’ta ise iniş yaptı.
Yaklaşık 1 saat 10 dakika süren uçuşta, "VSS Unity" yörünge altı aracının taşıyıcı uçak aracılığıyla yaklaşık 45 bin fitlik yüksekliğe erişerek, ardından hibrit yakıtlı roket motorunu ateşleyerek yaklaşık 90 kilometre irtifaya ulaştı
Atasever, yaklaşık 3 dakikalık serbest düşme fazında, mikro yer çekimi ortamında 7 bilimsel deneyi gerçekleştirdi.
“Bütün objektiflerimizi yerine getirdik”
Astronot Tuva Cihangir Atasever uçuşunun hemen ardından yaptığı açıklamada "Uçuşumuz oldukça başarılı geçti. Bilimsel deneyler perspektifinden baktığımızda bütün objektiflerimizi yerine getirdik diyebilirim" ifadelerini kullandı.
"Filistin halkının yaşadığı eziyet, dünyamızın güzelliğinin hak etmediği bir durum. Bunları sembolize etmek adına kefiyeyi yanımda taşıdım" diyen Atasever, “Cumhurbaşkanımız 19 Mayıs'ta bana saat hediye etmişti. Uzay yolculuğumda operasyonlarda kullandığıma ek olarak onun hediyesi de vardı" diye konuştu.
TÜBİTAK Fen Lisesi’nde Özel Yayın Heyecanı
Yörünge Altı Araştırma Uçuşu ile eş zamanlı olarak TÜBİTAK Gebze Yerleşkesindeki TÜBİTAK Fen Lisesi’nde Özel Bir Yayın gerçekleştirildi. Türk Astronot ve Bilim Misyonu (TABM) kapsamında planlanan Yörünge Altı Uçuşu’nun özel yayınına Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, TUA Başkanı Yusuf Kıraç, Türkiye’nin ilk Astronotu Alper Gezeravcı, TÜBİTAK UZAY yetkilileri Dr. Sadık Murat Yüksel ve Can Bayraktar katıldı.
Özel yayın ve ikinci uzay yolculuğu heyecanı Kocaeli, Aksaray, Ankara, Bursa, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, Kayseri, Konya ve Samsun’da bulunan bilim merkezlerinden de canlı olarak takip edildi.
"Tuva Cihangir Atasever’de 7 bilimsel deneyle bu sürece katkı vermiş olacak"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır burada yaptığı değerlendirmede Türkiye’nin ikinci astronotu Tuva Cihangir Atasever’in uzayda 7 bilimsel deney yapacağını açıklayarak, "Nice misyonu hep birlikte izleyeceğiz, gerçekleştireceğiz. Bir sayfa açıldı. Alper Gezeravcı 13 bilimsel deney gerçekleştirmişti. Tuva Cihangir Atasever de 7 bilimsel deneyle katkı sağlayacak. Bunların bazıları Gezeravcı’nın gerçekleştirdiği bilimsel deneylerin devamı niteliğinde. İnsan biyolojisinde ve fizyolojisinde uzay koşullarını oluşturduğu mikro yerçekimi koşullarının oluşturduğu etkileri inceleyen, takip eden hem hücre örnekleriyle hem kan örnekleriyle bu değişimin takip edilmesine yönelik birtakım çalışmalar var. Halihazırda hastanelerde yaygın olarak kullanılan radyasyon dozimetresinin uzayda kullanılmasını sağlayacak bir bilimsel araştırma projesi var. Yine Harvard Üniversitesi ile Sağlık Bilimleri Üniversitemizin gerçekleştirmiş olduğu ve uzay koşullarının beyindeki kan dolaşımı ve aynı zamanda omurilik sıvısı üzerindeki etkilerinin incelendiği bir deney var. Çok zengin bir deney setiyle, kafasında bir düzenek, kolunda ve vücudunu çeşitli yerlerinde farklı düzeneklerle yaklaşık 3 dakika sürmesi öngörülen yerçekimi ortamında çok aktif olacak Tuva Cihangir Atasever. Başarıyla bu deneyleri gerçekleştirecek. Hem bilimsel çalışmalarımıza yeni bir ivme kazandırmış hem de aslında Türk gençliği için ilham kaynağı olacak" diye konuştu.
Bakan Kacır, Türkiye'nin uydu sistemlerini geliştiren bir ülke olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
"Uzay dediğimizde dev bir ekonomiden bahsediyoruz. Yıllık 600 milyar dolara erişmiş bir yatırım yapılıyor uzay araştırmalarına. Bu her yıl büyük bir hızla artıyor. 10 yıl içerisinde bu rakamın 1.5 trilyon dolara gelmesi öngörülüyor. Uydular bunun önemli bir parçası. Türkiye uydu sistemlerini geliştiren bir ülke. Kendi imkanlarıyla üretebilen bir ülke. Muhteşem bir alt yapımız var. Uydu sistemleri test ve entegrasyon merkezi, tüm uydu geliştirme faaliyetlerini uzayın tümüyle simüle edilebildiği bir alt yapıda kendi imkanlarımızla gerçekleştirebiliyoruz. Tüm testleri kendi imkanlarımızla gerçekleştirme imkanına sahibiz. Bu sayede İMECE’yi yerli ve milli olarak ürettik. Bu sayede TÜRKSAT 6A’yı yerli ve milli olarak geliştirdik, yolcu ettik. 8- 14 Temmuz haftasında uzaya göndermek için sabırsızlıkla bekliyoruz.”
“Ülkemiz için TÜBİTAK'ı, dünya için de Türkiye'yi izlemeye devam edin”
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Türkiye'nin ikinci astronotu Tuva Cihangir Atasever'in uçuşuna yönelik hazırlanan program kapsamında yaptığı değerlendirmede, “Türkiye'nin uzay yolculuğu demek oluşabilecek tüm teknolojilerde söz sahibi olmak demek. O yüzden ben ülkemiz için heyecanlıyım. Ülkemiz için TÜBİTAK'ı, dünya için de Türkiye'yi izlemeye devam edin." dedi.
İMECE uydusundan Alper Gezeravcı’nın insanlı ilk uzay misyonunu gerçekleştirmesine kadar geçen yıldan itibaren uzay alanında hep ilkleri yaşadıklarını dile getiren Mandal, TÜRKSAT 6A’yı uzaya fırlatmak üzere 4 Haziran’da ABD’ye yolladıklarını da hatırlattı. Mandal, şimdi ise Atasever’in yine ilklerden olan yörünge altı araştırma uçuşunu gerçekleştirmek üzere uzaya gittiğine dikkati çekti.
Bu heyecanının ekstra güzel tarafının da bu etkinliğin TÜBİTAK Fen Lisesi’nde Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın da katılımıyla gerçekleşmesi olduğunu vurgulayarak, bunların hiçbirinin tesadüf olduğuna inanmadığını söyledi. Mandal, nasıl ki Gezeravcı uzayda 13 deneyi gerçekleştirdiyse, Atasever’in de 7 deneyi hayata geçirdiğini ve bunların devamının geleceğini dile getirdi.
Bütün bu çalışmaların Türkiye'nin uzay bilim misyonunu oluşturduğunun altını çizen Mandal, "Tuva arkadaşımız bir araştırma astronotu olarak aynı Alper bey gibi tüm eğitimleri almıştı. Ülkemizin bu konudaki gündemine getirdiği boyut, 'uzayda biz de varız” dediği uzay yolculuğudur. Hem Alper Bey hem de Tuva Cihangir Bey uzay uçuşlarını bir bilim misyonu ve bir araştırma misyonu olarak gerçekleştirdiler. Bunlar tesadüfi değil. Bunun devamında da 8 Temmuz'da TÜRKSAT 6A’yı fırlatacağız. 2026'da Ay'a sert iniş yaparak Ay Misyonu'muzu gerçekleştireceğiz. Takip eden görevimiz ise aya yumuşak iniş dediğimiz misyonumuzda ay yüzeyinde kendi aygezer aracımızla bilimsel araştırma çalışmalarımızı gerçekleştireceğiz. İMECE'yi 700 kilometreye gönderdik. TÜRKSAT 6A'yı da 36 bin 500 kilometreye göndereceğiz. Bunların hepsi başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere bir iradenin yol haritasındaki kilometre taşları.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Mandal, “Bugün Türkiye'nin bilim ve teknoloji üstünde Fen Lisesi'nde öğrencilerimizle beraberiz. Çünkü bu sürecin devamlılığını, daha iyisini, daha iddialısını yani 384 bin kilometreye uzaya gittikten sonra Mars'a derin uzaya gidebileceğimiz misyonumuzu gençlerimiz gerçekleştirecek. Bugün gençlerimize sorumluluklarını hatırlatıyoruz. Hedefimiz 384 bin kilometreye, Ay'a gitmek diyoruz ki siz bunun daha iyisini yapabilirsiniz. Türkiye'nin uzay yolculuğu demek oluşabilecek tüm teknolojilerde söz sahibi olmak demek. O yüzden ben ülkemiz için heyecanlıyım. Ülkemiz için TÜBİTAK'ı, dünya için de Türkiye'yi izlemeye devam edin” diye konuştu.
Gezeravcı TÜBİTAK Fen Lisesi’ndeydi
Türkiye’nin ilk Astronotu Alper Gezeravcı TÜBİTAK Fen Lisesi’nde özel yayın öncesiFen lisesi Öğrencileri, TÜBİTAK çalışanları ve aileleri ile buluştu. Deneyimlerini aktaran Gezeravcı kendisine yöneltilen soruları da yanıtladı.
7 Bilimsel Deney
Atasever, yaklaşık 3 dakikalık serbest düşme fazında, mikro yer çekimi ortamında 7 bilimsel deneyi gerçekleştirdi. Bilimsel bir misyon gerçekleştiren Atasever’in üzerindeki astronot tulumu, 3 deneye ilişkin ekipmanları taşıyabilmesi için özel olarak revize edildi.
“BEACON” isimli beyin görüntüleme deneyi kapsamında Atasever, kafasına taktığı yakın kızılötesi spektroskopisi ölçüm cihazını uçuşun tüm fazlarında üzerinde taşıdı. Böylece beynin prefrontal korteks bölgesindeki kan yayılımı ve omurilik sıvısının dinamikleri incelendi. Bu deneye ek olarak dünyayı uzak noktadan görmüş olmanın yaratacağı psikolojik değişim ve dönüşümler de Atasever’den örnekler toplanarak analiz edilecek.
IvmeRad Radyasyon Dozimetresi deneyiyle ne kadarlık radyasyona maruz kalındığı bilgisi elde edildi. Böylelikle, daha sonraki süreçlerde uzay istasyonlarına gidecek kişilerin anlık olarak ne kadar radyasyona maruz kalacağına ilişkin öngörüde bulunulabilecek.
Türkiye Uzay Ajansı (TUA) ve Axiom Space'in ortak deneyi olan Uzayda İnsülin Kalemi Testi ile özel kutu içine yerleştirilmiş 2 farklı insülin kalemi uzaya taşındı ve bu ortamdaki doz aktarım verimliliği ilk kez test edilmiş oldu. Böylece gelecek yıllarda Dünya yörüngesinde inşa edilecek uzay istasyonlarına diyabetli bireylerin gitmesi halinde uygulanabilecek tedavi yöntemlerinin etkinliğine yönelik ilk deneme gerçekleştirilmiş olacak.
Yörünge Altı Uçuşta Vezikül Analizi kapsamında, uçuş öncesinde ve sonrasında Atasever'den toplanan biyolojik örneklerin içinde bulunan hücre dışı veziküller, özel geliştirilen mikro akışkan çip vasıtasıyla izole edildi. Bu sayede gelecekte astronotlar uzaya çıkmadan önce uygulanabilecek birtakım uyumlandırma terapilerinin geliştirilme potansiyeli araştırılacak.
Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı’nın misyonunda yer alan MESSAGE, METABOLOM ve MIYELOID deneyleri de yine Atasever'in gerçekleştireceği Yörünge Altı Araştırma Görevi’nde uygulanmış oldu.