24–27 Nisan 2025 tarihleri arasında Ankara ATO Congresium’da düzenlenen 7. Verimlilik ve Teknoloji Fuarı kapılarını açtı. Ankara Bilim Üniversitesi ve Türkiye Verimlilik Vakfı tarafından organize edilen fuar, farklı sektörlerden çok sayıda katılımcıyı bir araya getiriyor.
Açılış törenine; TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Ankara Bilim Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Cemalettin Kömürcü, Rektör Prof. Dr. Yavuz Demir, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Orhan Aydın ile çok sayıda akademisyen, bürokrat ve sektör temsilcisi katıldı.
"Teknolojide öncülük yapmak durumundayız"
Açılış programında konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin teknoloji alanında en üst düzey çalışmaları yaptığını ve yapmaya da devam edeceğini söyledi. Yapay zekânın insan hayatına etkilerinden de bahseden Kurtulmuş, teknolojinin ve yapay zekânın insan hayatını kolaylaştırmasına yönelik geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Teknolojinin her geçen gün geliştiğini ve yeni teknolojilerin insan hayatına girdiğine dikkati çeken Kurtulmuş, "Yapay zekâ konusu teknolojinin bugün karşı karşıya kaldığımız en güncel konularından birisi. Bu toplantı inanıyorum ki 10 sene sonra yapılsa o toplantının konusu yapay zekâ olmayacaktır. Çünkü o zaman teknoloji önümüzde hatta 10 sene bile değil, 5 sene sonra yapılsa bu konu olmayacaktır. Önümüze teknoloji yeni bir gerçekliği koyacak, yeni bir rekabet alanını ortaya koyacak ve gerçekten bu süreçlerde neler yapılabileceğini insanlık tartışacaktır" ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin teknoloji alanında sürekli kendini yenilemesinin öneminden bahseden Kurtulmuş, "Bugünün teknolojilerini hiç ayırt etmeksizin en üst seviyede almak, adapte etmek, geliştirmek ve teknolojide öncülük yapmak durumundayız. Ama aynı şekilde özellikle yapay zekânın nasıl bilgi teknolojileri bir tarihsel kırılma ise yapay teknolojileri de yeni bir tarihsel kırılmadır. Bu yapay teknolojilerin insanlığa getirdiklerini gözü kamaşmış bir hayranlıkla değil, hakikati arayan bir irfanla takip etmek durumundayız" dedi.
“Yerli ve özgün yapay zekâ modelleri geliştirilmesinin önünü açacak uygulamaları hayata geçireceğiz”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da konuşmasında, gelecek dönemde, Türkçe verilerle zenginleştirilen, Türkiye'nin ilk temel yapay zekâ büyük dil modelini kullanıma sunacaklarını belirterek, "Yerli ve özgün yapay zekâ modelleri geliştirilmesinin önünü açacak uygulamaları hayata geçireceğiz." dedi.
Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi ve TÜBİTAK bünyesindeki Yapay Zekâ Enstitüsüne de değinen Kacır, TÜBİTAK burs ve destek programları kapsamında son 22 yılda yapay zekâ alanında 4 bin 800 proje ve 6 bin 275 kişiye 25 milyar liradan fazla destek verdiklerini bildirdi. Bakan Kacır, "TÜBİTAK Yapay Zekâ Ekosistem Çağrıları" ile yapay zekâ çözümlerine ihtiyaç duyan şirketlerin ve kamu kurumlarının, bu alanda teknoloji geliştiren yerli teknoloji tedarikçisi KOBİ'lerin, araştırma merkezlerinin projelerini desteklediklerini söyledi. Teknoparklarda 2 bin 900'den fazla firmanın, yapay zekâ alanında yenilikçi projelere imza attığını anlatan Kacır, şu ifadeleri kullandı:
"218 AR-GE merkezimiz yapay zekâ projeleri gerçekleştiriyor. Dünyanın en büyük teknoloji festivali TEKNOFEST, Deneyap Teknoloji Atölyeleri ve Sektör Kampüste gibi girişimlerle gençlerimizi, geleceğin teknolojilerine yön veren bireyler olarak yetiştiriyoruz. Yapay zekâ teknolojilerinin etkin biçimde geliştirilebilmesi ve hayata geçirilebilmesi için güçlü ve ileri düzeyde bir veri işleme altyapısının kritik önem taşıdığının bilincindeyiz. Büyük veri analizi ve yapay zekâ araştırmalarını desteklemek üzere 35 bin dizüstü bilgisayar gücündeki süper bilgisayarımız ARF'i hizmete sunduk. Üyesi olduğumuz EuroHPC Ortak Girişimi ile dünyanın en güçlü süper bilgisayarlarından MareNostrum 5'e doğrudan erişim imkânına sahibiz. Önümüzdeki dönemde, Türkçe verilerle zenginleştirilen, ülkemizin ilk temel yapay zekâ büyük dil modelini kullanıma sunacağız. Yerli ve özgün yapay zekâ modelleri geliştirilmesinin önünü açacak uygulamaları hayata geçireceğiz. Yapay zekâ dönüşüm programlarıyla yapay zekâ teknolojilerinin üretim süreçlerinde kullanımını yaygınlaştıracağız. Türkiye'yi yapay zekâ devrimine liderlik eden ülkelerden biri haline getirmek için çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz."
TÜBİTAK, Yapay Zekâ Ekosisteminin Tüm Paydaşlarıyla İç İçe
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Orhan Aydın, 7. Verimlilik ve Teknoloji Fuarı kapsamında düzenlenen V.talks konuşmaları kapsamında “Ulusal Yapay Zekâ Ekosisteminde TÜBİTAK” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Başkan Aydın, Türkiye’nin yapay zekâ alanındaki kabiliyetlerini, TÜBİTAK’ın bu alandaki çalışmalarını ve geleceğe dair yol haritasını kapsamlı şekilde değerlendirdi.
Prof. Dr. Aydın, araştırma enstitülerinde yürütülen projelerden girişimcilik desteklerine, burs programlarından uluslararası iş birliklerine kadar geniş bir yelpazede yapay zekâ ekosistemine katkı sağladıklarını belirtti. “Yapay zekâ destekli karar mekanizmaları, dijital dönüşüm ve veri odaklı süreç yönetimi artık tüm sektörlerde zorunlu hale geliyor. TÜBİTAK, bu dönüşümün bilimsel ve teknolojik altyapısını oluşturan kurumlardan biridir.” dedi.
Sunumunda insan kaynağı vurgusu yapan Başkan Aydın, ortaöğretim düzeyinden lisansüstü seviyeye kadar geniş bir yelpazede yürütülen burs ve proje destekleriyle gençlerin yapay zekâ alanına yönlendirildiğini anlattı. TÜBİTAK’ın Sanayi Doktora Programı ve Uluslararası araştırmacı değişim programları başta olmak üzere birçok burs programıyla bu alandaki nitelikli iş gücünü artırmaya devam ettiğini belirtti.
TÜBİTAK'ıngirişimcilik destekleri sayesinde, özellikle yapay zekâ temelli iş fikirlerine sahip genç girişimcilerin desteklendiğini belirten Aydın, “Yapay zekâ ile ilgili patent başvurularının ve uluslararası projelerde yer alan Türk kurumlarının sayısı her geçen gün artıyor. TÜBİTAK olarak, firmalarımızın ve üniversitelerimizin Avrupa Birliği başta olmak üzere uluslararası fonlardan yararlanmasını da aktif olarak destekliyoruz” dedi.
TÜBİTAK’ın Etkinlikleri ve Sunumları
TÜBİTAK, fuara BİLGEM, MAM, UME ve UZAY enstitüleri ile katılıyor.
TÜBİTAK’ın Truva Salonu A27–A28 numaralı standında sergilenen ürünler arasında;
BİLGEM: IoT, Derbent, DLP, Siber Lab çözümleri, PARDUS işletim sistemi ve EHPOD maketi,
UME: Rubidyum Atomik Saat, Fluxgate Manyetometre, Manyetik Tork Çubuğu, Pitot Tüp ve Basınç Ölçer prototipleri,
MAM: TUGAN Güç Kalitesi Çözümleyici, Fotovoltaik Mikro Evirici, PEM Elektrolizör Modülü,
UZAY: İMECE ve TÜRKSAT 6A uydu maketleri yer alıyor.
TÜBİTAK uzmanları fuar süresince çeşitli konularda sunumlar gerçekleştirecek. Sunum başlıklarından bazıları şöyle:
Kamu’da PARDUS ve Açık Kaynak Kodlu Yazılım Dönüşümü
Metroloji ve Yapay Zekâ
Balistik İncelemede Yapay Zekâ Kullanımı
Ağır Yük Taşımacılığında Hidrojen Stratejileri
Afetler için Hidrojen Odaklı Güç Sistemleri
Dijital Dönüşüm ve DDX Modeli
Yeşil Dönüşüm için Elektrolizör Teknolojileri
Bunların yanı sıra TÜBİTAK BİLGEM’den Dr. İbrahim Hökelek de “Türkiye’de 6G ve Gelecek Nesil Ağ Teknolojileri” panelinde konuşmacı olarak yer aldı.
The International Centre for Genetic Engineering and Biotechnology (ICGEB) was established as a special project initiated by the United Nations Industrial Development Organization (UNIDO). Its primary objective is to support the establishment of biotechnology infrastructure in developing countries and to enhance their international interactions in the field of biotechnology.
The process of signing the agreement for the establishment of ICGEB was initiated in 1983 as a result of efforts carried out under the United Nations Industrial Development Organization (UNIDO). The agreement entered into force in 1994, following its ratification by 35 countries. Currently, ICGEB has 66 member countries. The organization’s headquarters is located in Trieste, Italy.
ICGEB contributes to advanced scientific studies in life sciences through 44 research laboratories located in Italy (Trieste), India (New Delhi), and South Africa, with over 600 employees. At the same time, the organization is striving to strengthen its impact through Affiliated Centres established in its 66 full member countries, as well as through the newly introduced Regional Research Centres project.
Türkiye became a member of ICGEB in 1989 through an intergovernmental agreement. The purpose of this membership is to enable Turkish researchers working in the fields of molecular biology, genetic engineering, health sciences, biomedical sciences, and agricultural biotechnology to benefit from ICGEB’s knowledge and technologies in these areas, and to contribute to the increase of international cooperation in the topics covered by ICGEB’s activities.
Since 1989, the TÜBİTAK Marmara Research Centre, Vice Presidency of Life Sciences, has been serving as the ICGEB Affiliated Centre and as the National Liaison Office for Türkiye.
The ICGEB programmes available to Turkish researchers include:
PhD Fellowships;
Postdoctoral Fellowships;
Collaborative Research Projects;
Return Grants, and Support for the Organization of Courses, Meetings, and Workshops.
Further information about the organization is available at https://www.icgeb.org/
Uluslararası Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Merkezi (International Centre for Genetic Engineering and Biotechnology - ICGEB), Birleşmiş Milletler Endüstriyel Gelişim Organizasyonu (UNIDO) tarafından başlatılan bir özel proje olarak doğmuştur. Temel hedefi, gelişmekte olan ülkelerde biyoteknoloji altyapısının kurulmasını desteklemek ve bu ülkelerin biyoteknoloji alanındaki uluslararası etkileşimlerini artırmaktırICGEB’in kuruluşuna ilişkin anlaşmanın imza süreci, Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı (United Nations Industrial Development Organization) bünyesinde yürütülen çalışmalar sonucunda, 1983 yılında başlatılmıştır. Söz konusu anlaşmanın yürürlüğe girmesi ise, 35 ülke tarafından onaylanmasının akabinde, 1994 yılında gerçekleşmiştir. ICGEB’e mevcut durumda 66 ülke üye bulunmaktadır. Adı geçen kuruluşun merkezi Trieste, İtalya’dadır.
ICGEB İtalya (Trieste), Hindistan (Yeni Delhi) ve Güney Afrika’da bulunan 44 araştırma laboratuvarıyla ve 600’ün üzerinde çalışanıyla yaşam bilimlerinde ileri seviye bilimsel çalışmalara katkı sağlamaktadır. Aynı zamanda, 66 tam üye ülkede yer alan Bağlı (Affiliated) Merkezler ve yeni bir proje olarak ortaya çıkan Bölgesel Araştırma Merkezleri vasıtasıyla, daha etkin bir kurum olarak çalışmalarını artırmaya gayret etmektedir.
Türkiye, hükümetlerarası bir anlaşmayla, 1989 yılında ICGEB’e üye olmuştur. Üyeliğin amacı, Ülkemizde moleküler biyoloji, genetik mühendisliği, sağlık bilimleri, biyomedikal ve tarımsal biyoteknoloji alanlarında faaliyet gösteren araştırmacıların ICGEB’in bu alanlardaki bilgi ve teknolojilerinden yararlanmasına imkan tanımak, ayrıca, söz konusu araştırmacıların, ICGEB’in faaliyet alanlarının kapsamına giren konulardaki uluslararası işbirliklerinin artmasına katkı sağlamaktadır.
TÜBİTAK Marmara Aaraştırma Merkezi Yaşam Bilimleri Başkan Yardımcılığı, 1989 yılından itibaren ICGEB Bağlı Merkezi/ICGEB Türkiye Temsilciliği görevini yürütmektedir.
Türk araştırmacıların yararlanabileceği ICGEB programları aşağıda yer almaktadır:
Doktora Bursları;
Doktora Sonrası Burslar;
Ortak Araştırma Projeleri;
Geri Dönüş Desteği, Kurs, Toplantı ve Çalıştay Düzenleme Desteği.
Bahsekonu kuruluşa dair daha fazla bilgiye https://www.icgeb.org/ internet adresinden ulaşılması mümkündür.
İSTATİSTİKİ BÖLGE BİRİMLERİ SINIFLAMASI
1. DÜZEYE GÖRE SIRALAMADA İLK 3’TE YER ALAN ÜNİVERSİTELER
Görüntü boyutlarını ayarlamak için uzaklaştır (CTRL ve eksi) veya yakınlaştır (CTRL ve artı) seçeneklerini kullanabilirsiniz.