Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK ve Türkiye Uzay Ajansı (TUA) tarafından koordine edilen "Ufkun Ötesinde" belgeselinin galası İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde(AKM) yapıldı. Programa Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile birlikte TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Orhan Aydın ve siyasiler, ulusal ve uluslararası düzeyde uzay ve teknoloji dünyasının önde gelen isimleri, bilim insanları, üniversite öğrencileri, kamu ve özel sektör temsilcileriyle basın mensupları katıldı.
Belgeselin gala gösterimi öncesi AKM’de Türkiye’nin uzay macerasını adım adım gözler önüne seren “Türkiye’nin İnsanlı İlk Uzay Misyonu” sergisinde Türkiye’nin uzay teknolojilerindeki gelişimini simgeleyen ve misyon yolculuğunun anısı olan ekipmanlar, fotoğraflar, etkileşimli alanlar ve videolar tüm detaylarıyla katılımcılarla buluşturuldu. Sergi büyük ilgi gördü.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, önce sergiyi gezdi sonra da orada basın açıklamasında bulundu.
Bakan Kacır, gala öncesi yaptığı basın açıklamasında, uzayda 13 bilimsel deneyin bu misyon kapsamında icra edilerek, Türk bilim dünyası için yeni bir sayfa açıldığını söyledi. Kacır, artık Türk gençlerinin ve çocuklarının hiçbir hayali kurmaktan vazgeçmeyecekleri bir dönemin başladığını ve TEKNOFEST kuşaklarının daha nice büyük işler başaracaklarını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önderliğinde hem insanlı uzay misyonu hem de bundan sonra atacakları adımların güçlü şekilde gerçekleşmesi için canla başla gayret etmeye devam edeceklerini belirten Kacır, TUA ve Axiom Space firmasının yeni bir işbirliği yaptığını aktardı.
Hemen ardından gala programı başladı.
Bakan Kacır burada yaptığı konuşmada, 1 yıl önce bu saatlerde, ilk Türk astronot Alper Gezeravcı'nın çıkacağı uzay yolculuğu için geri sayım yaptıklarını hatırlattı.
Bakan Kacır, Alper Gezeravcı'nın gerçekleştirdiği insanlı ilk uzay bilim misyonunun, bu hikayede yepyeni bir sayfa açtığını vurgulayarak, Türk Milleti'nin, 7'den 70'e belki ilk kez bir bilimsel çalışmayı baştan sona büyük bir dikkatle takip ettiğini dile getirdi. O günlerde evlerde, okullarda, iş yerlerinde uzay bilim misyonunun konuşulduğuna işaret eden Kacır, şunları kaydetti: "Fırlatma aracının büyüklüğü, mikro yer çekimi ortamının koşulları sohbetlerimize konu oldu. Alper Gezeravcı, ufkun ötesine Türk Milleti'nin geleceğini, Türk gençlerinin hayallerini ve Türk çocuklarının umutlarını da taşıdı. Bilim insanlarımızın araştırmalarının sınırları da böylece gökyüzünü aştı. Bu yarışta biz de varız artık. Daha fazlasını yapmak için heyecanlıyız. Biliyoruz ki, bu misyonu takip eden, bu belgeseli izleyen Türk çocuklarının arasından çok daha fazlasını yapacak olanlar çıkacak. Türkiye uzay yarışında daha güçlü var olacak. Ay programımızı gerçekleştirecek, aya erişebilen ülkelerden biri olacağız. İnsanlı uzay programları için teknoloji geliştireceğiz. Kendi roketlerimizle fırlatmalar yaptığımız günler gelecek. O zaman biz, geriye dönüp baktığımızda her şeyin nasıl başladığını, nasıl yükseldiğini ve bu akşamki birlikteliğimizi tebessümle hatırlayacağız."
Alper Gezeravcı da Cumhuriyetin 100. yılında ilk defa adım attıkları uzayda, gençlerin uzayın derinliklerine taşınmasına vesile olan bir görevi icra ettiklerini söyledi. Türkiye'nin uzayda iş birlikleriyle mevcut kapasitesini çok daha üst noktalara taşıyacağını ve bunun devamını getireceğini vurgulayan Gezeravcı, bu noktaya erişmelerine imkan tanıyan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve Türk Milleti'ne teşekkür etti.
Burcu Camcıoğlu da bunun çok uzun bir yolun hikayesi olduğunu ve yaklaşık 2,5 yıldır astronotların her anlarını kayıt altına aldıklarını belirterek, "Umarım çok beğenirsiniz. İnanılmaz gurur verici bir misyona tanık olmak, onu anlatabilmek ve Türkiye'nin geleceğine arşivine böyle bir iş bırakabilmek çok gurur verici." değerlendirmesini yaptı.
" 2 sene çekim süreci, 4 ülke, 12 Şehir, 90 bin km, 280 saatlik görüntü, 1 yılı aşan kurgu”
100 dakikalık belgesel salondakiler tarafından soluksuz izlendi. Özellikle Alper Gezeravcı’nın Uluslararası Uzay İstasyonuna ulaştığı an ve sonrasında yaptığı konuşma salonda büyük alkış aldı.
Kapsamlı belgesel için iki senelik çekim sürecinde 15 kişilik belgesel ekibi, dört ülkedeki 12 şehirde 280 saatlik görüntü kaydetti. Uzayda geçirilen süre boyunca, Gezeravcı’nın çekimleri ile NASA ve AXIOM Space ekibinin sağladığı görüntüler kullanıldı. 20’den fazla röportaj gerçekleştirildi.
Bu belgeselin çekim sürecinde, dünya üzerinde yaklaşık 90 bin km ve uzayda ise 15 milyon km’den fazla yol kat edildi. Elemeler sonrası kalan 30 adaydan itibaren başlayan seçim sürecinden bu yana kameralar hep kayıttaydı.
Bu tarihi misyonda NASA, SpaceX, Axiom Space, Japonya ve Avrupa Uzay Ajansları ile çalışılarak uluslararası iş birlikleri hayata geçirildi. Bu iş birlikleri ve olağanüstü mesafeler, Türkiye’nin uzay yolculuğunun büyüklüğünü ve bilimsel hedeflere ulaşmak için gösterilen çabayı bir kez daha ortaya koyuyor.
Sergide, Metaforik Uzay Tüneli Dikkat Çekti
Türkiye’nin uzay macerasını adım adım gözler önüne seren “Türkiye’nin İnsanlı İlk Uzay Misyonu” sergisinde Türkiye’nin uzay teknolojilerindeki gelişimini simgeleyen ve misyon yolculuğunun anısı olan ekipmanlar, fotoğraflar, etkileşimli alanlar ve videolar tüm detaylarıyla katılımcılarla buluştu. Sergide; Türkiye için uzay çalışmalarının öneminin anlatıldığı bölüm, Türkiye’nin uzay çalışmalarındaki kronolojisi ve Milli Uzay Programının 10 temel hedefinin anlatıldığı metaforik uzay tüneli de yer aldı.
Bilimsel deneyler süreçleriyle birlikte anlatıldı
İlk Türk astronotumuz Alper Gezeravcı’nın ve ikinci astronotumuz Tuva Cihangir Atasever’in uzay yolculuğunda kullandıkları eşyalarının ve özgeçmişlerinin yer aldığı Türk Yıldızları köşesinde misyon süreçlerini anlatan içerikleri bulunuyor. Uzay misyonunda astronotlarımız tarafından yapılan deneyler hakkında bilgilendirme ve deney süreçlerinin anlatıldığı bir Bilim Misyonu bölümü de yer alıyor. 13’ü Alper Gezeravcı ve 7’si de Tuva Cihangir Atasever’in olmak üzere toplam 20 bilimsel deney, deneylerin amaçları, deney ekipmanları ve deney süreçleriyle birlikte anlatıldı.
Bilim ve Teknik dergisi fotokabini sergide yer aldı
İnsanlı İlk Uzay Misyonun tüm aşamalarında kaydedilen fotoğraflar da farklı aşamalarıyla sergilendi. Sergide, ayrıca uzay misyonu başlamadan önce Türkiye genelinde ilan edilen “Türkiye’nin İnsanlı İlk Uzay Yolculuğu” temalı resim ve “Sıradaki Astronot Ben Olmalıyım. O İş Bende!” konulu kompozisyon yarışmasında derece alan öğrencilerin eserlerinin sergilendiği bölüm de bulundu. Katılımcıların hatıra fotoğrafı çektirebilecekleri Bilim ve Teknik dergisi fotokabini ve Alper Gezeravcı’nın Uluslararası Uzay İstasyonunda bulunan, Dünya’nın ve diğer gök cisimlerinin izlenebildiği modül olan CUPOLA fotoğraf alanları da bulunuyor.
Türkiye’nin İnsanlı İlk Uzay Misyonu sergisi, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde 27 Ocak’a kadar ziyaretçilerine açık olacak.
2018 yılında modern ve uluslararası arenada rekabet edebilecek bir savaş uçağı geliştirme hedefiyle başlanılan proje kapsamında, çok çekirdekli gerçek zamanlı işletim sistemi geliştiriliyor.
GİS: Gerçek Zamanlı İşletim Sisteminin Gücü
KAAN’ın tüm elektronik sistemlerinde kullanılan Gerçek Zamanlı İşletim Sistemi (GİS), TÜBİTAK BİLGEM’in 2006 yılında temellerini attığı bir teknoloji projesinin ürünü olarak karşımıza çıkıyor. GİS, yüksek doğruluklu zamanlama ve güvenilirlik sağlayarak emniyet kritik ihtiyaçlara cevap verebiliyor. Havacılık sektöründe kritik öneme sahip olan bu sistem, uçuş kontrolünden sensörlere, silahlardan kokpit göstergelerine kadar tüm donanımları destekleyen bir altyapı oluşturuyor.
KAAN’ın ilk uçuşunda da kullanılan GİS, başarıyla çalışarak sistemin güvenilirliğini kanıtladı. TÜBİTAK BİLGEM araştırmacılarının geliştirdiği bu işletim sistemi, KAAN’ı 5. nesil savaş uçağı sınıfına sokan temel unsurlar arasında yer alıyor.
Milli Teknolojiyle Gelen Avantajlar
KAAN üzerindeki donanımsal ve yazılımsal tüm işlevlerin milli bir işletim sistemiyle desteklenmesi, dışa bağımlılığı azaltarak savunma sanayinde stratejik avantaj sağlıyor. Projenin başından itibaren yerli kaynaklarla geliştirilen GİS, çok çekirdekli gerçek zamanlı işletim sistemi teknolojisinin dünyadaki nadir örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor. Dünyada çok çekirdekli işletim sistemi kullanarak sertifikalandırılmış bir savaş uçağı bulunmuyor.
Sertifikasyon Süreçleri Hızla İlerliyor
Havacılık sektöründe geliştirilen teknolojilerin sadece tasarımı değil, aynı zamanda sertifikalandırılması da büyük önem taşıyor. KAAN projesi kapsamında geliştirilen işletim sisteminin sertifikasyon süreçleri tüm hızıyla devam ediyor. Geliştirme çalışmalarıyla eşzamanlı yürütülen bu süreç, projenin uluslararası standartlara uygun şekilde ilerlemesinde önemli bir rol oynayacak.
Milli Teknolojiyle Daha Güçlü Savunma
KAAN, TÜBİTAK BİLGEM tarafından geliştirilen GİS ve aviyonik arayüzlerle Türkiye’nin savunma sanayisindeki bağımsızlık hedefini bir adım öteye taşıyacak. Tüm donanımsal ve yazılımsal fonksiyonların üzerinde çalıştığı işletim sisteminin en başından itibaren milli olarak tasarlanması ve yerli kaynaklarla geliştirilmiş olması savunma sanayimiz için stratejik öneme sahip bir katma değer oluşturuyor.
Detaylı teknik bilgi için lütfen tıklayınız.
4007 BİLİM ŞENLİKLERİ 2024 YILI ÇAĞRISI KAPSAMINDA REVİZE HAKKI TANINAN PROJELERİN SONUÇLARI AÇIKLANDI!
4007 Bilim Şenlikleri Destekleme Programı 2024 yılı çağrısı kapsamında revize hakkı tanınan A ve B kategorileri kapsamındaki projelerin sonuçları açıklanmıştır. Sonuçlara aşağıdaki dokümandan erişebilirsiniz.
Science Festivals Support Programme has been launched in 2015. This program aims to create awareness on basic scientific concepts and to promote the curiosity, research, questioning, and learning behavior in public, by science communication, exploitation of scientific knowledge to a large community, understanding of the interaction between science and technology via exhibitions, shows, performances, laboratory applications, science games, contests, and interviews. Universities, science centers of public or local administrations, municipalities, and other public bodies may apply for getting support in the organization of science festivals in their premises, region, or city.
4007 BİLİM ŞENLİKLERİ DESTEKLEME PROGRAMI 2024 YILI ÇAĞRISI
4007 - Bilim Şenlikleri Destekleme Programı; bilim kültürünün ve iletişiminin toplumun daha geniş kesimlerine yaygınlaştırılmasını, katılımcılara bilimsel bilginin ulaştırılmasını ve bilim - teknoloji arasındaki etkileşimin etkinlikler yoluyla kavratılmasını amaçlamaktadır.
2024 yılı çağrı dönemi kapsamında gerçekleştirilen yeniliklerden bazıları:
A Kategorisi - Büyük Ölçekli Bilim Şenlikleri
B Kategorisi - Orta Ölçekli Bilim Şenlikleri
C Kategorisi - Küçük Ölçekli Bilim Şenlikleri
4007 Bilim Şenlikleri Destekleme Programı Çağrı Metni, Proje Hazırlama Kılavuzu, Proje Başvuru Sistemi (PBS) ile ilgili bilgilendirme sunumu VE TÜBİTAK destekli bilim merkezlerine ilişkin dokümanlara aşağıdaki dosya listesinden ulaşabilirsiniz.
E-imza ile ilgili sorunlarınız için eimza@tubitak.gov.tr e-posta adresi üzerinden iletişime geçebilirsiniz.
Başvuru süreci ve programlar ile ilgili sorularınız için bt4007@tubitak.gov.tr e-posta adresi üzerinden iletişime geçebilirsiniz.
Science Festivals Support Programme has been launched in 2015. This program aims to create awareness on basic scientific concepts and to promote the curiosity, research, questioning, and learning behavior in public, by science communication, exploitation of scientific knowledge to a large community, understanding of the interaction between science and technology via exhibitions, shows, performances, laboratory applications, science games, contests, and interviews. Universities, science centers of public or local administrations, municipalities, and other public bodies may apply for getting support in the organization of science festivals in their premises, region, or city.
Bilim ve teknoloji uzun dönemli ekonomik ve toplumsal gelişmenin en önemli unsurlarından birisi, bilim ve teknoloji politikaları ise bu gelişimin hızını ve yönünü etkilemenin bir aracıdır.
Dünyada ekonomik ve sosyal anlamda gelişmiş ülkelerin tümü (ABD, Japonya, AB üyesi birçok ülke) uzun dönemli toplumsal, ekonomik ve siyasi hedefleri ile uyumlu bir bilim ve teknoloji vizyonu geliştirmişlerdir ve bu vizyonu güncellerken teknoloji öngörüsü çalışmalarını etkin bir araç olarak kullanmaktadırlar.
Türkiye’de 1960’larda Planlı Dönem ile başlayan B&T politikaları oluşturma çalışmaları özellikle "Türk Bilim Politikası 1983-2003" ve "Türk Bilim ve Teknoloji Politikası 1993-2003" dokümanlarıyla önemli bir boyut kazanmıştır.
Ancak, ortaya koyulan belgelerin, genel geçerliliği tartışmasız unsurlar içermelerine ve önemli bazı kurumsal ve yasal değişiklikler getirmelerine karşın, hedefleri bakımından tam olarak uygulamaya konuldukları söylenemez. Bunun nedenleri olarak, bilim ve teknoloji alanında paylaşılan bir ülke vizyonunun ortaya konulamamış olması ve önerilen politikaların ilgili bütün kesimler (siyasi erk, kamu, özel kesim ve üniversiteler) tarafından ortaklaşa sahiplenmelerinin sağlanamaması gösterilebilir.
Bu saptamadan hareketle, refah toplumuna ulaşma sürecinde bilim ve teknolojiden etkin bir araç olarak yararlanılmasını sağlamak üzere, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 13 Aralık 2000 tarihli toplantısında 2003-2023 yılları için Türkiye’nin Bilim ve Teknoloji Stratejileri Belgesi’nin hazırlanması kararını almıştır.(2000/1 nolu karar)
Yaklaşık bir yıl süren hazırlık çalışmaları ardından, 24 Aralık 2001 tarihli Yedinci Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu toplantısında, Projenin adı "Vizyon 2023: Bilim ve Teknoloji Stratejileri" olarak belirlenmiş; projenin ana teması, temel yaklaşımı ve bu kapsamda yürütülecek alt projelerin ayrıntılı içeriği ile yürütme planı ve yönetim şekli onaylanmıştır.
The main theme of the project has been determined as creation of an "affluent society" which,
possesses the skill of converting technological developments into social and economic benefits;
in the 100th Anniversary of our Republic in line with the target pointed out by Ataturk as reaching the level of modern civilizations.
The project plans to cover the following activities:
Vision 2023 Project is composed of the following sub-projects:
The task of implementation of the Technology Foresight Project in coordination with the related institutions and establishments, pursuant to the decision of the Supreme Council for Science and Technology, constitutes the main axis of the Vision 2023 Project which has been assigned to TÜBİTAK.
The foresight panels, formed in 12 socio-economic areas commenced their activities in July 2002. The panels completed their preliminary reports in July 2003 and presented these to the opinion and recommendation of the related sectors. Delphi inquiry, realized in order to extend the content of the preliminary report and to call for opinions of the experts, was completed in July 2003. The panel conclusion reports were completed in July 2003 with due consideration of the opinions and recommendations obtained from the extension activities and the output of the Delphi query.
The conclusion reports were synthesized and 8 strategic technological areas, on which all panels have focused, were determined by June 2004, and "strategic technology roadmaps" were elaborated after formation of the workgroups on said areas.
Strategy document, covering the science and technology policies for the next 20 years of Turkey, has been elaborated with the assessment of namely the outputs of the foresight project, synthesis report, Delphi findings and the outputs of the strategic technology workgroups.
The strategy document, which were presented for consideration to the member establishments of the Supreme Council for Science and Technology in April 2004 were finalized in line with the official opinions and recommendations, and presented in the SCST meeting in March 2005.
A comprehensive survey was applied to approximately 2500 firms in February-March 2003 in order to determine the technological competence level of Turkey within the scope of the National Technology Competence Inventory Project. The analysis of the survey was completed in September 2004 and the report provided objective data to the technology Foresight Project.
Turkish National Researcher Information Sysytem (ARBİS) has been designed as a system for the research personnel in universities, public and private sector establishments in Turkey and the Turkish researchers serving abroad. ARBIS is a dynamic system which provides collection of researcher information and updates collected data and evaluation of said data by different establishments for different purposes. The planned outputs of this system are;
bibliometrical analysis.
Researchers that fill in the Researcher Information Compilation Form at http://arbis.tubitak.gov.tr are entitled to be included into databases for various purposes such as;
TÜBİTAK National Research Infrastructure Information System (TARABİS) is a web-based application designed and developed by TÜBİTAK. It aims to create the database for machine/system/device stock related to research, experimental development, test/analysis, diagnosis activities and R&D project accumulation.
By means of TARABİS, it is possible to obtain coded information about features, location, and capacity of machine/system/device related to research, experimental development, test/analysis, diagnosis activities and industrial business line in which this potential could be used together with the products and technologies developed as a result of these studies.
Information entered to TARABİS by unit/division executives enables:
Vizyon 2023 Projesinin ana teması; Cumhuriyetimizin 100. yılında, Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyet seviyesine ulaşma hedefi doğrultusunda
bir "refah toplumu" yaratmak olarak belirlenmiştir.
Projede aşağıdaki çalışmaların kapsanması planlanmıştır:
Vizyon 2023 Projesi aşağıdaki Alt Projelerden oluşmaktadır:
Genel Bilgi
TÜBİTAK’ın koordinasyonunda, ilgili kamu ve özel kuruluşlar, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla eşgüdüm içinde yürütülmesi planlanan Vizyon 2023 Projesi’nin temel eksenini, ülkemizde ilk kez gerçekleştirilen “Teknoloji Öngörü″ alt projesi oluşturmuştur.
Teknoloji Öngörü Projesi ile ilgili bütün kesimlerin geniş katılımıyla ve sistematik bir yöntemle, istenen bir geleceğe ulaşmak için bilim ve teknoloji alanında neler yapılması gerektiği konusunda görüş toplanması ve bu görüşlerin derlenmesi amaçlanmıştır.
Çeşitli ülkelerde yürütülen teknoloji öngörüsü çalışmalarında farklı yaklaşım ve yöntemlerin kullanıldığı görülmektedir. Bu yaklaşım farklılıklarının temelinde, teknoloji öngörüsünün öncelikle hangi amaca yönelik olarak yürütüldüğü, hangi alanlara odaklanılacağı ve sonuçta bu çalışmadan somut olarak nelerin elde edilmesinin beklendiği gibi konularda alınan farklı kararlar yatmaktadır.
Bu bağlamda, Vizyon 2023 kapsamında tasarımlanan Teknoloji Öngörü Projesi’nin başlatılmasının temel nedenleri; i) elde edilen bulguların B&T politikalarının oluşturulmasında bir araç olarak kullanılması, ve ii) süreç yararları olarak belirlenmiştir. Projenin, teknoloji öngörüsü çalışmalarının ilk kez yürütüldüğü diğer birçok ülkede görüldüğü gibi, bilim ve teknoloji alanına odaklanmasına karar verilmiştir. Proje sonucunda elde edilen bulgular ve kazanımlar ise şunlardır:
Dünyadaki teknoloji öngörüsü çalışmalarında sıklıkla kullanılan yöntemler paneller, delfi sorgulaması ve senaryo yöntemidir; bunların iki veya daha çoğunun birlikte kullanıldığı örnekler de vardır.
Türkiye için kurgulanan Teknoloji Öngörü Projesi’nde, temel unsur paneller olmak üzere, iki yöntemin birlikte yer almasına karar verilmiştir:
Paneller
Delfi Sorgulaması
Öngörülen teknolojik gelişmeler ve etkileri üzerine yapılan uzman sorgulaması
Çeşitli sosyo-ekonomik faaliyet alanları ve tematik konuları kapsayan paneller, kendi ilgi alanlarında teknoloji öngörüsü çalışmasını yürütmüşlerdir; panellerin ortaya koyduğu saptamalar, yaygın danışma sürecinde, ilgili toplum kesimlerinde tartışılmış ve Delfi Sorgulaması ile de geniş bir uzmanlar grubunun görüşlerine başvurulmuştur.
Yaygın danışma sürecinden elde edilen görüşlerin ışığında son şeklini alan panel çalışmalarının sonuçları, daha sonra bir bütünlük içinde ele alınarak ve stratejik teknoloji ölçütleri kullanılarak, ülkenin bilim ve teknoloji vizyonu ve stratejik teknoloji alanları belirlenmiştir. Teknoloji Öngörü Projesi, bilim ve teknoloji sisteminin mevcut kapasitesinin saptanmasına yönelik diğer üç alt proje (Ulusal Teknoloji Envanteri, Araştırmacı Bilgi Sistemi (ARBİS), TÜBİTAK Ulusal Araştırma Altyapısı Bilgi Sistemi (TARABİS) ile birlikte, ülkenin 20 yıllık bilim ve teknoloji stratejilerini şekillendirmiştir.
Teknoloji Öngörüsü Panelleri
Vizyon 2023 Projesi’nin üst düzey yetki ve onay mercii olan Yönlendirme Kurulu, 13 Nisan 2002 tarihli ilk toplantısında, proje kapsamında oluşturulacak panelleri belirlemiştir.
1. Eğitim ve İnsan Kaynakları (Tematik Panel)
2. Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma (Tematik Panel)
3. Bilgi ve İletişim
4. Enerji ve Doğal Kaynaklar
5. Sağlık ve İlaç
6. Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayii
7. Tarım ve Gıda
8. Makine ve Malzeme
9. Ulaştırma ve Turizm
10. Kimya
11. Tekstil
12. İnşaat ve Altyapı
Delfi Sorgulaması
Delfi sorgulamasında ise,
Paneller tarafından öngörülen ve Delfi sorgulaması ile uzmanlarca değerlendirilen teknoloji alanları/teknolojiler arasından,
yüksek teknolojiler, ülkemiz için stratejik teknolojiler olarak belirlenmiştir. Bu amaçla; çeşitli teknolojik faaliyetlerin önem düzeylerini belirlemek için Stratejik Teknoloji Ölçütleri, yapılabilirlik düzeylerini belirlemek için ise panel öngörüleri ve Delfi sonuçları kullanılmıştır.
Stratejik teknoloji ölçütleri, bir anlamda Türkiye’nin 2023 hedefleri bağlamında bilim ve teknolojiden öncelikli beklentileri nelerdir’ sorusuna verilecek yanıtlardır. Bir teknolojiyi diğerine göre daha önemli (stratejik) kılan, örneğin rekabetçiliği artırması veya işsizliği azaltması veya çevreye duyarlığı gibi farklı özellikleri olabilir. Stratejik teknoloji ölçütleri, işte bu farklı özellikler arasından, panellerden alınan öneriler değerlendirilerek, Yönlendirme Kurulu tarafından yapılan önceliklendirme ile belirlenmiştir.
Vizyon 2023 Projesi kapsamında, nesnel verilerin toplanmasına yönelik olarak yürütülen 3 alt projeden biri olan Ulusal Teknoloji Yetenek Projesi ile Türkiye’de ilk kez uluslararası normlarda kapsamlı bir teknolojik yetenek düzeyi saptanması hedeflenmiştir. Proje sonucu ortaya konan Türkiye’nin teknolojik yetenek envanteri, hem "Teknoloji Öngörüsü Projesi'ne hem de "2003-2023 Strateji Belgesi'nin hazırlanmasına girdi oluşturmuştur.
Makine parkı, ülkemizde bugüne kadar teknolojik yeteneğin tek göstergesi olarak kabul edilmiştir. Oysa teknolojik yeteneğin, makinelere sahip olmaktan yenilik yeteneğine uzanan çeşitli düzeyleri bulunmaktadır. Teknolojik yetenek, bir işletmenin stratejik rekabet avantajı yaratmak için gerekli teknolojileri kullanma, seçme ve geliştirme faaliyetlerinin bütününü ifade eder:
Teknoloji kullanma (üretim yeteneği): Verili bir teknolojiyi etkin kullanabilme yeteneği;
Teknoloji seçme (yatırım yeteneği): Teknoloji seçenekleri arasından mevcut koşullara en uygun olanını seçebilme yeteneği;
Teknoloji geliştirme (yenilik yeteneği): Yeni teknoloji seçenekleri geliştirme yeteneği.
Projenin Amacı
Ulusal Teknolojik Yetenek Projesi ile aşağıda sıralanan göstergelerin, ekonomik, yapısal, politik (yenilik politikası kapsamında), sektörel vb. parametrelerle ilişkilerinin analiz edilmesi amaçlanmıştır:
Projenin Kapsamı
TÜBİTAK, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) tarafından yürütülen projede, Türkiye’nin teknolojik yetenek düzeyinin saptanmasına yönelik çalışmanın, aşağıda tanımlanan kategorilerde yaklaşık 2500 firmayı kapsamasına karar verilmiştir:
Yöntem
Projede "anket" yönteminin uygulanmasına karar verilmiştir. Anket çalışmasının yukarıda sıralanan işyeri gruplarından ilkine yüzyüze görüşme yoluyla, ikinci ve üçüncü gruba posta ile, dördüncü gruba da web ortamında yapılmıştır.
ARAŞTIRMACI BİLGİ SİSTEMİ (ARBİS), Türkiye’de üniversite, kamu ve özel sektör kuruluşlarında çalışan araştırmacı personel ve yurt dışında çalışan Türk araştırmacılarına yönelik bir sistem olarak tasarlanmıştır. ARBİS, araştırmacı bilgilerinin toplanması, toplanan verilerin sürekli güncellenmesi ve bu verilerin farklı kuruluşlarca farklı amaçlarla kullanılmak üzere değerlendirilmesine olanak sağlayan, dinamik bir sistemdir. Bu sistemle;
http://arbis.tubitak.gov.tr adresini kullanarak, Araştırmacı Bilgi Derleme Formu’nu dolduran araştırmacılar, ilk planda;
ARBİS’te onaylı kayıt sahibi olmak araştırmacılar için TÜBİTAK projelerine başvurma ve hakem-izleyici hizmeti verme gibi etkinliklerde bulunabilmenin bir ön koşulu olarak kabul edilmiştir.
Sonuç olarak, ARBİS sayesinde hem değişmeyen bilgilerin her seferinde tekrarlanmasının önüne geçilmesi, hem de bilgilerin sürekli olarak güncellenmesi mümkün olmaktadır.
TÜBİTAK ULUSAL ARAŞTIRMA ALTYAPISI BİLGİ SİSTEMİ (TARABİS), ülkemizde araştırma, deneysel geliştirme, test/analiz ve tanı çalışmalarına yönelik kullanılan makine/sistem/cihaz stokuyla AR-GE proje birikiminin veritabanını oluşturmak amacıyla, TÜBİTAK tarafından tasarlanan ve geliştirilen web tabanlı bir uygulamadır. TARABİS makine/sistem/cihaz stoku ve proje birikimi bilgilerinin toplanması, toplanan verilerin sürekli güncellenmesi ve bu verilerin farklı amaçlarla kullanılmak üzere değerlendirilmesine olanak sağlayan, dinamik bir sistem olarak tasarlanmıştır.
http://tarabis.tubitak.gov.tr adresinden TÜBİTAK Ulusal Araştırma Altyapısı Bilgi Derleme Formu doldurularak TARABİS’e girilen makine/sistem/cihaz bilgileri ilk planda
TARABİS, TÜBİTAK Merkez ve Enstitülerinde yapılan test çalışmalarından sonra kullanıma açılmıştır.