Arama

+
-
0

Dünya genelinde her yıl 4–10 Ekim tarihleri arasında kutlanan Dünya Uzay Haftası, bu yıl “Uzayda Yaşamak” temasıyla gerçekleştiriliyor. Türkiye’nin bilim ve teknoloji öncüsü TÜBİTAK, uzay alanında attığı adımlarla ülkemizin küresel ölçekteki vizyonunu güçlendiriyor.

Uydu projeleri

Türkiye’nin yerli uydu geliştirme serüvenindeki ilk dönüm noktası, BİLSAT uydusuyla yaşandı. 2003 yılında fırlatılan BİLSAT, Türkiye’nin ilk uzaktan algılama uydusu olmasının yanı sıra, ülkemizin kendi uydusunu tasarlama, üretme ve görev işletimi konularında önemli bir deneyim kazanmasını sağladı. Bu proje, yerli uydu geliştirme kabiliyetinin temellerinin atılmasında kritik bir rol oynadı.

Bu tecrübenin ardından geliştirilen RASAT uydusu, 2011 yılında yörüngeye yerleştirildi. Türkiye’nin tamamen yerli mühendislik imkanlarıyla tasarlanıp üretilen ilk yer gözlem uydusu olan RASAT, yörüngede görev yaptığı süre boyunca binlerce görüntü elde ederek ülkemizin uydu tasarımı, üretimi ve işletimi alanlarında önemli bir birikim kazanmasını sağladı. Böylece, Türkiye’nin uzay teknolojilerinde kendi kabiliyetlerini geliştirebilmesi için güçlü bir altyapı oluşturuldu.

GÖKTÜRK-2 uydusu ise 2012 yılında yörüngeye fırlatıldı. Yüksek çözünürlüklü görüntüleme kabiliyetiyle savunma, çevre, tarım ve şehir planlama gibi alanlarda etkin olarak kullanılan GÖKTÜRK-2, milli gözlem uydusu alanındaki yetkinliğimizi bir üst seviyeye taşıdı. Bu proje ile Türkiye, uydu alt sistemleri ve entegrasyon süreçlerinde önemli bir teknik olgunluğa ulaştı.

Bu güçlü temelin üzerine inşa edilen İMECE projesi, metrealtı çözünürlükte yerli gözlem kabiliyetine geçişin simgesi oldu. Yörüngede başarıyla görev yapan ve Türk Hava Kuvvetleri envanterine alınan İMECE’nin ardından gözler yeni projelere çevrildi. TÜBİTAK UZAY, İMECE-2 ve İMECE-3 projelerini ilerletiyor. Bu takım uydu projeleri kapsamında, 2027 ve 2028 yıllarında yörüngede görev yapacak uyduların geliştirilmesine devam ediliyor. Böylece Türkiye, yeniden ziyaret zamanını kısaltarak yer gözlem yeteneğini daha güçlü bir seviyeye taşımayı hedefliyor. Üç uydu eş zamanlı çalışacak ve yeni uyduların çözünürlükleri artırılacak.

Yer gözlem uydularının yanı sıra Türkiye artık haberleşme uydusu da üretebilen bir ülke konumunda. Ülkemizin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A, TÜBİTAK UZAY önderliğinde geliştirilerek geçen yıl yörüngeye fırlatılmasının ardından bu yıl başarıyla hizmete alındı. Bu proje, Türkiye’nin haberleşme teknolojilerinde dışa bağımlılığını azaltmasının yanı sıra uzay teknolojilerinde önemli bir dönüm noktası oldu. Böylece, haberleşme uydusu üretebilen dünyadaki 11 ülke arasına girdik.

Türkiye’nin İnsanlı İlk Bilim Misyonu

Öte yandan Türkiye, ilk astronotları Alper Gezeravcı ve Tuva Cihangir Atasever ile bilim misyonlarını başarıyla tamamlayarak Türkiye’nin insanlı uzay görevlerini başlatmış oldu. Astronotlarımızın yürüttüğü deneyler, Türkiye’nin uzay araştırmalarına katkısını artırırken genç nesillere de ilham vermeye devam ediyor.

Türkiye’nin insanlı ilk uzay bilim misyonunu gerçekleştiren astronotları Alper Gezeravcı ve Tuva Cihangir Atasever, uzayda önemli bilimsel deneyler yürüttü. Bu eniçalışmalar, uzayda yaşam, sağlık, malzeme, enerji teknolojileri gibi geniş yelpazede literatüre önemli katkılar sundu.

Uzayda Bitki ve Mikroalg Araştırmaları

EXTREMOPHYTE deneyi ile tuzlu ortama dayanıklı Schrenkiella parvula bitkisinin çimlenme ve büyüme süreci başarıyla izlendi; bitki uzayda da tuz stresine dayanıklı yapısını korudu. ALGALSPACE deneyinde ılıman ve kutup mikroalgleri karşılaştırıldı; kutup algleri uzayda daha iyi gelişti ve besin içerikleri zenginleşti. UZMAN projesi, mikroalglerin CO₂ yakalama ve O₂ üretim potansiyelini test ederek yaşam desteği için umut verdi. CRISPR-GEM çalışması ile bitkilere uzayda gen düzenleme sistemi (CRISPR) başarıyla uygulandı.

Uzayda Mikrobiyoloji ve Doğal Ürünler

PRANET deneyi, propolisin antibakteriyel etkilerini test etti; bazı durumlarda antibiyotikten daha etkili olduğu görüldü. METABOLOM ve MİYELOİD deneyleri, uzay ortamının insan metabolizması ve bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerini inceledi. MESSAGE çalışması ile uzayda gen ekspresyon değişimleri tespit edildi ve hücresel yaşlanma baskılandı.

Uzayda İnsan Sağlığı ve Takip Sistemleri

VOKALKORD & OKSİJEN SAT sistemi ile yapay zekâ destekli sağlık takibi sağlandı. UZİKAT ile insülin kalemleri test edildi, YUVA deneyinde kan ve idrar örneklerinden fizyolojik değişimler izlendi. İVMERAD giyilebilir radyasyon dozimetresi ve BEACON projesi ile beynin ve omurilik sıvısının fizyolojik yanıtları uzayda ölçüldü.

Uzayda Malzeme ve Enerji Deneyleri

UYNA, gMETAL ve MİYOKA projeleri kapsamında Türkiye’nin geliştirdiği alaşımların özellikleri, katı parçacıkların düşük yerçekimi davranışları ve mikroyerçekim ortamında kurşusuz lehimleme süreçleri test edildi. Elde edilen veriler sanayi ve ileri teknoloji AR-GE çalışmalarına katkı sağladı.

Türkiye’nin İlk Ay Araştırma Programı

Türkiye’nin uzay hedefleri arasında en iddialı adımlardan biri ise Milli Ay Programı. TÜBİTAK koordinasyonunda yürütülen çalışmalarla, Türkiye yakın gelecekte Ay’a ilk bilimsel görevini gerçekleştirmeyi hedefliyor. Bu proje, ülkemizi derin uzay araştırmalarında söz sahibi ülkeler arasına taşıyacak.

Milli Uzay Programı kapsamında hayata geçirilen Türkiye’nin İlk Ay Araştırma Programı oldu. 2021 yılında Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan program doğrultusunda, ülkemizin ilk kez Ay’a erişimini sağlayacak çalışmalar büyük bir kararlılıkla sürdürülüyor. Bu kapsamda ilk projede yerli ve milli imkânlarla geliştirilen uzay aracımız ile yörüngeden keşif gerçekleştirilmesi, devam eden ikinci projede ise yumuşak iniş ve yüzey keşfi yapılması hedefleniyor. Türkiye’nin uzayda bağımsız hareket kabiliyetini güçlendirecek bu görev sayesinde hem derin uzay teknolojilerinde kritik kabiliyetler kazanılacak hem de ülkemiz, Ay’a erişebilen sayılı ülkeler arasında yerini alacak. Ay Görevimiz, yalnızca bilimsel bir keşif hamlesi değil, aynı zamanda gelecek nesillere ilham verecek bir teknoloji ve inovasyon vizyonu olarak da büyük önem taşıyor.

TÜBİTAK, sadece uydu ve astronot çalışmalarıyla değil, aynı zamanda bilim yarışmaları, burs programları ve genç araştırmacılara sunduğu desteklerle de geleceğin uzay bilimcilerini yetiştirmeye devam ediyor.

Dünya Uzay Haftası Özel Etkinliği: TÜBİTAK Bilim Merkezleri Öğrencilerle Bilim İnsanlarını Buluşturuyor

Dünya Uzay Haftası kapsamında TÜBİTAK bilim merkezlerinde özel bir etkinlik gerçekleştirilecek. “Dünya Uzay Haftası Özel Etkinliği” başlığıyla düzenlenecek programda, 81 ilden en az 81 okul canlı yayınla bilim insanlarıyla buluşacak. Öğrencilerin doğrudan soru sorma imkânı bulacağı etkinlikte, 10 Ekim’de saat 14.00–15.00 arasında Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı Kocaeli Bilim Merkezi’nden öğrencilere seslenecek. Bu program, uzay bilimine olan ilgiyi artırırken çocuklara rol model olacak bilim insanlarıyla doğrudan iletişim fırsatı sunacak. 

Dünya Uzay Haftası etkinlikleriyle yurt içinde bilim farkındalığı artırılırken, aynı zamanda Türkiye’nin uzaydaki vizyonu yurt dışında da etkili biçimde temsil edildi. Avustralya’da düzenlenen IAC 2025’te, Türkiye uluslararası uzay kamuoyunun dikkatini çekmeyi başardı.

Hedef IAC 2026 Antalya’yı Tarihe Geçirmek

Türkiye, 76. Uluslararası Uzay Kongresi’nde (IAC 2025) güçlü bir çıkış yaparak, 2026’da Antalya’da ev sahipliği yapacağı dev organizasyonun tanıtımına Sidney’den başladı. 

Türkiye, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın koordinasyonunda, Türkiye Uzay Ajansı (TUA) ev sahipliğinde ve SAHA İstanbul eş ev sahipliğinde, 5-9 Ekim 2026 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştireceği 77. Uluslararası Uzay Kongresi (IAC 2026) için uluslararası tanıtım kampanyasını başlattı. 

Bu kapsamda, 29 Eylül – 3 Ekim 2025 tarihleri arasında Sidney’de düzenlenen IAC 2025’te  SAHA İstanbul, ASELSAN, CTech, DeltaV, Poloptech, Roketsan, Technocar, TUSAŞ, TÜBİTAK UZAY, TÜRKSAT, İTÜ ve ODTÜ ülkemizin uzay alanındaki teknolojik yetkinliklerini, bilimsel kapasitesini ve iş birliğine dayalı yaklaşımını dünya kamuoyuyla buluşturdu. Aynı zamanda, 2026’da Antalya’da düzenlenecek IAC için yürütülen hazırlıklar; kongre süresince yapılacak sunumlar, iş birliği fırsatları ikili görüşmeler ve tanıtım etkinlikleriyle anlatıldı. 

Uluslararası Uzay Kongresi’nde, Türkiye Vizyonu Dünyaya Anlatılacak

Avustralya’nın Sidney kentinde düzenlenen 76. Uluslararası Uzay Kongresi (IAC 2025) kapanış töreninde, Türkiye’ye 2026 yılı kongresini düzenleme görevi devredildi.  Bu devir teslim töreniyle birlikte 77. IAC (IAC 2026) için ev sahipliği resmen Türkiye’ye verilmiş oldu. 

TÜBİTAK olarak, IAC 2026’nın Antalya’da gerçekleştirilmesine yönelik hazırlık süreçlerini yakından takip ediyoruz. Açılış, bilimsel oturumlar, uluslararası iş birlikleri, öğrenci projeleri ve sergilerle zengin bir program gerçekleştirilecek.

 

World Space Week, celebrated annually between 4 and 10 October around the world, is being held this year under the theme of ‘Living in Space’. TÜBİTAK, Türkiye's pioneer in science and technology, is strengthening our country's global vision with its steps in the field of space.

Satellite projects

The first milestone in Türkiye's journey to develop its own satellites was reached with the BİLSAT satellite. Launched in 2003, BİLSAT was not only Türkiye's first remote sensing satellite, but also provided our country with important experience in designing, manufacturing and operating its own satellites. This project played a critical role in laying the foundations for domestic satellite development capabilities.

Following this experience, the RASAT satellite was developed and placed into orbit in 2011. RASAT, Türkiye's first Earth observation satellite designed and manufactured entirely with domestic engineering capabilities, provided thousands of images during its time in orbit, enabling our country to gain significant expertise in satellite design, manufacturing, and operations. This established a robust infrastructure for Türkiye to develop its own capabilities in space technologies.

The GÖKTÜRK-2 satellite was launched into orbit in 2012. With its high-resolution imaging capabilities, GÖKTÜRK-2 is actively used in areas such as defence, environment, agriculture and urban planning, taking our expertise in the field of national observation satellites to the next level. With this project, Türkiye has achieved significant technical maturity in satellite subsystems and integration processes.

The İMECE project, built on this strong foundation, symbolised the transition to domestic observation capabilities with sub-metre resolution. Following the successful deployment of İMECE in orbit and its inclusion in the Turkish Air Force inventory, attention turned to new projects. TÜBİTAK UZAY is advancing the İMECE-2 and İMECE-3 projects. Within the scope of this team satellite project, the development of satellites that will operate in orbit in 2027 and 2028 continues. Thus, Türkiye aims to shorten the revisit time and take its Earth observation capability to a stronger level. Three satellites will operate simultaneously, and the resolution of the new satellites will be increased.

In addition to Earth observation satellites, Türkiye is now a country capable of producing communication satellites. Our country's first indigenous and national communication satellite, TÜRKSAT 6A, developed under the leadership of TÜBİTAK UZAY, was successfully launched into orbit last year and entered service this year. This project has not only reduced Türkiye's dependence on foreign communication technologies but also marked a significant turning point in space technologies. As a result, we have joined the ranks of the 11 countries in the world capable of producing communication satellites.

Türkiye's First Manned Science Mission

Meanwhile, Türkiye successfully completed its science missions with its first astronauts, Alper Gezeravcı and Tuva Cihangir Atasever, thereby launching Türkiye's manned space programme. The experiments conducted by our astronauts continue to inspire younger generations while increasing Türkiye's contribution to space research.

Astronauts Alper Gezeravcı and Tuva Cihangir Atasever, who carried out Türkiye's first manned space science mission, conducted important scientific experiments in space. These studies made significant contributions to the literature on a wide range of topics, including life in space, health, materials, and energy technologies.

Plant and Microalgae Research in Space

The EXTREMOPHYTE experiment successfully monitored the germination and growth process of the salt-tolerant Schrenkiella parvula plant; the plant retained its salt-stress-resistant structure in space. The ALGALSPACE experiment compared temperate and polar microalgae; polar algae developed better in space and their nutrient content increased. The UZMAN project offered hope for life support by testing the CO₂ capture and O₂ production potential of microalgae. The CRISPR-GEM study successfully applied the gene editing system (CRISPR) to plants in space.

Microbiology and Natural Products in Space

The PRANET experiment tested the antibacterial effects of propolis; in some cases, it was found to be more effective than antibiotics. The METABOLOM and MYELOID experiments examined the effects of the space environment on human metabolism and the immune system. The MESSAGE study detected changes in gene expression in space and suppressed cellular ageing.

Human Health and Monitoring Systems in Space

Artificial intelligence-supported health monitoring was provided with the VOKALKORD & OKSİJEN SAT system. Insulin pens were tested with UZİKAT, and physiological changes were monitored from blood and urine samples in the YUVA experiment. The physiological responses of the brain and spinal fluid were measured in space with the IVMERAD wearable radiation dosimeter and the BEACON project.

Materials and Energy Experiments in Space

Within the scope of the UYNA, gMETAL and MİYOKA projects, the properties of alloys developed by Türkiye, the behaviour of solid particles in low gravity, and lead-free soldering processes in a microgravity environment were tested. The data obtained contributed to industrial and advanced technology R&D studies.

Türkiye's First Moon Research Programme

One of Türkiye's most ambitious space goals is the National Moon Programme. With work coordinated by TÜBİTAK, Türkiye aims to carry out its first scientific mission to the Moon in the near future. This project will elevate our country to the ranks of nations involved in deep space exploration.

Türkiye's First Moon Research Programme was launched as part of the National Space Programme. In line with the programme announced by our President in 2021, work to enable our country's first access to the Moon is being pursued with great determination. In this context, the first project aims to conduct exploration from orbit using our domestically developed spacecraft, while the ongoing second project targets a soft landing and surface exploration. This mission will strengthen Türkiye's independent space capabilities, enabling the acquisition of critical deep space technologies and securing our nation's place among the select group of countries capable of reaching the Moon. Our Moon Mission is not only a scientific exploration initiative but also carries great importance as a vision of technology and innovation that will inspire future generations.

TÜBİTAK continues to nurture the space scientists of the future not only through satellite and astronaut studies but also through science competitions, scholarship programmes, and support offered to young researchers.

World Space Week Special Event: TÜBİTAK Science Centres Bring Students and Scientists Together

A special event will be held at TÜBİTAK science centres as part of World Space Week. Under the title ‘World Space Week Special Event’, at least 81 schools from 81 provinces will meet with scientists via live broadcast. During the event, where students will have the opportunity to ask questions directly, Türkiye's first astronaut, Alper Gezeravcı, will address students from the Kocaeli Science Centre between 14:00 and 15:00 on 10 October. This programme will increase interest in space science while offering children the opportunity to communicate directly with scientists who will serve as role models. 

While World Space Week events raise awareness of science within the country, Türkiye's vision in space is also effectively represented abroad. At the IAC 2025 held in Australia, Türkiye succeeded in attracting the attention of the international space community.

The Goal: Making Antalya 2026 IAC Go Down in History

Türkiye made a strong debut at the 76th International Astronautical Congress (IAC 2025) and began promoting the major event it will host in Antalya in 2026, starting in Sydney. 

Türkiye, under the coordination of the Ministry of Industry and Technology, hosted by the Turkish Space Agency (TUA) and co-hosted by SAHA Istanbul, has launched an international promotional campaign for the 77th International Astronautical Congress (IAC 2026), which will be held in Antalya between 5-9 October 2026. 

In this context, at IAC 2025, held in Sydney between 29 September and 3 October 2025, SAHA Istanbul, ASELSAN, CTech, DeltaV, Poloptech, Roketsan, Technocar, TUSAŞ, TÜBİTAK SPACE, TÜRKSAT, İTÜ and ODTÜ showcased our country's technological expertise, scientific capacity and collaborative approach in the field of space to the global public. At the same time, preparations for the IAC to be held in Antalya in 2026 were outlined through presentations, collaboration opportunities, bilateral meetings, and promotional events held during the congress.

Türkiye's Vision to be Presented to the World at the International Astronautical Congress

At the closing ceremony of the 76th International Astronautical Congress (IAC 2025) held in Sydney, Australia, the task of organising the 2026 congress was handed over to Türkiye.  With this handover ceremony, Türkiye was officially granted the right to host the 77th IAC (IAC 2026). 

As TÜBİTAK, we are closely following the preparations for IAC 2026 to be held in Antalya. A rich programme will be organised, including the opening ceremony, scientific sessions, international collaborations, student projects and exhibitions.

 

The 2025-2026 academic year at TÜBİTAK Science High School commenced with a ceremony. The ceremony, held at the TÜBİTAK Gebze Campus, was attended by Kocaeli Deputy Governor Dr Olgun Öner, TÜBİTAK President Prof. Dr Orhan Aydın, Gebze District Governor Mehmet Ali Özyiğit, TÜBİTAK Vice President Prof. Dr Mesut Güner, Kocaeli Provincial Director of National Education Ömer Akmanşen, TÜBİTAK President of Science and Society Ömer Kökçam, TÜBİTAK Deputy Secretary General Mustafa Kemal İşler, BİDEB President Dr Hatice Dağlıoğlu, Marmara Teknokent General Manager Mehmet Ali Okur, institute managers, teachers, students and parents.

TÜBİTAK President Prof. Dr. Orhan Aydın, who delivered the opening speech at the ceremony, expressed his pleasure at being together with young people who will shape the future with their passion for science and technology. Prof. Dr. Aydın said, "Our TÜBİTAK Science High School is successfully continuing its mission of educating young people who will build the future of our country. This year, with 90 new students from 35 different provinces, our student count has reached 441. I am delighted that you are part of our growing family."

Addressing the students, Prof. Dr. Aydın said, "Here, you will develop your capacity for innovative thinking and take bold steps in your research and projects. Remember, being aware of your own potential and working diligently towards your goals are the most powerful keys to success. As TÜBİTAK, we are always by your side. In this regard, I would like to express my gratitude and thanks to our esteemed Minister, Mr. Mehmet Fatih Kacır, who has never withheld his support for us and has helped us to dream even bigger." Aydın also thanked the parents and teachers and wished the new academic year health, success and happiness.

Kocaeli Provincial Director of National Education Ömer Akmanşen, referring to the four-year period since the school's establishment, stated that the trust shown by the first students and parents gave the school significant momentum. Akmanşen said, "Pioneering is not easy. However, our first students made a great start, adding value to both the school and our country. Today, TÜBİTAK Science High School has become a national treasure."

Following the opening speeches, badges were presented to students who had achieved high rankings in national and international competitions. As part of the ceremony, a lottery was held to determine the classes for students starting 9th grade.

TÜBİTAK Science High School, which began its educational journey in 2021, has quickly become a pioneering school for nurturing young people who will shape the future of science and technology.

 

TÜBİTAK Fen Lisesi’nde 2025-2026 eğitim öğretim yılı, düzenlenen törenle başladı. TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen törene Kocaeli Vali Yardımcısı Dr. Olgun Öner, TÜBİTAK Başkanımız Prof. Dr. Orhan Aydın, Gebze Kaymakamı Mehmet Ali Özyiğit, TÜBİTAK Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Mesut Güner, Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Akmanşen, Bilim ve Toplum Başkanımız Ömer Kökçam, TÜBİTAK Genel Sekreter Yardımcımız Mustafa Kemal İşler, BİDEB Başkanımız Dr. Hatice Dağlıoğlu, Marmara Teknokent Genel Müdürümüz Mehmet Ali Okur, enstitü yöneticileri, öğretmenler, öğrenciler ve veliler katıldı.

Törenin açılış konuşmasını yapan TÜBİTAK Başkanımız Prof. Dr. Orhan Aydın konuşmasında, bilim ve teknolojiye olan tutkularıyla geleceği şekillendirecek gençlerle bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Prof. Dr. Aydın, “TÜBİTAK Fen Lisemiz, ülkemizin geleceğini inşa edecek gençleri yetiştirme misyonunu başarıyla sürdürüyor. Bu yıl 35 farklı ilden gelen 90 yeni öğrencimizle öğrenci sayımız 441’e ulaştı. Bu büyüyen ailemizin bir parçası olmanızdan mutluluk duyuyorum.” dedi.

Öğrencilere seslenen Prof. Dr. Aydın, “Burada, yenilikçi düşünme kapasitenizi geliştirecek, araştırma ve projelerinizde cesur adımlar atacaksınız. Unutmayın, kendi potansiyelinizin farkında olmak, hedefleriniz doğrultusunda azimle çalışmak, başarıya giden yolun en güçlü anahtarlarıdır. TÜBİTAK olarak bizler her zaman yanınızdayız. Bu manada bizlere olan desteğini hiç esirgemeyen, hayallerimizi daha da çoğaltan Saygıdeğer Bakanımız Sayın Mehmet Fatih Kacır Beyefendi'ye minnet ve şükranlarımı arz ediyorum.” ifadelerini kullandı. Velilere ve öğretmenlere de teşekkür eden Aydın, yeni eğitim yılının sağlık, başarı ve mutluluk getirmesini temenni etti.

Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Akmanşen ise, okulun kuruluşundan bugüne geçen dört yıllık sürece değinerek, ilk öğrencilerin ve velilerin ortaya koyduğu güvenin, okula önemli bir ivme kazandırdığını ifade etti. Akmanşen, “Öncülük kolay değildir. Ancak ilk öğrencilerimiz güzel bir çığır açarak hem okula hem de ülkemize değer kattılar. Bugün TÜBİTAK Fen Lisesi ülkemize mal olmuş bir eser haline gelmiştir.” sözleriyle emeği geçen herkese teşekkür etti.

Açılış konuşmalarının ardından, ulusal ve uluslararası yarışmalarda derece alan öğrencilere rozet takdim edildi. Tören kapsamında ayrıca 9. sınıfa başlayacak öğrenciler için şube belirleme kura çekimi yapıldı.

2021 yılında eğitim hayatına başlayan TÜBİTAK Fen Lisesi,  kısa sürede bilim ve teknolojiye yön veren gençlerin yetiştiği öncü bir okul haline geldi.

 

TÜBİTAK Başkanımız Prof. Dr. Orhan Aydın, 23 Eylül 2025 tarihinde Güney Afrika Pretoria’daki CSIR Uluslararası Konferans Merkezi’nde gerçekleştirilen G20 Araştırma ve İnovasyon Toplantısı’nda (RIMM) yer aldı.

Ulusal koordinasyonu TÜBİTAK tarafından yürütülen G20 Araştırma ve İnovasyon Çalışma Grubu (RIWG), G20 ülkeleri arasında bilim, teknoloji ve inovasyon politikalarında iş birliğini güçlendirmek, ortak öncelikler belirlemek ve sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlamak amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Bu çerçevedeki faaliyetler, Güney Afrika Dönem Başkanlığı ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantı ile sonuçlandırıldı.

Prof. Dr. Aydın konuşmasında; iklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik kaybı, afetlere hazırlık ve halk sağlığı gibi küresel sorunlarla mücadelede bilimin ve teknolojinin kritik rolüne dikkat çekti. Açık inovasyon ve açık bilimin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmadaki önemini vurgulayan Aydın, Türkiye’nin özellikle afet risklerinin azaltılması, su direncinin artırılması ve biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik G20 girişimlerini güçlü şekilde desteklediğini ifade etti.

Kadınların ve kız çocuklarının bilim ve teknoloji alanında daha etkin rol üstlenmesinin Türkiye’nin öncelikli politikaları arasında yer aldığını belirten Prof. Dr. Aydın, kapsayıcılığın kalkınma hedeflerine ulaşmada vazgeçilmez olduğunun altını çizdi.

Toplantının sonunda kabul edilen Tshwane Bildirisi, “Dayanışma, Eşitlik ve Sürdürülebilirlik için Bilim, Teknoloji ve İnovasyon” vizyonunu ortaya koydu. Bildiride üç öncelik alanına odaklanıldı: Sürdürülebilir Kalkınma için Açık İnovasyon, Sürdürülebilir Kalkınma için Biyoçeşitlilik Bilgisi ve Bilim, Teknoloji ve İnovasyonda Çeşitlilik, Eşitlik, Kapsayıcılık ve Erişilebilirlik. Ayrıca bildirinin parçası olan Tshwane Paketi kapsamında; G20 Açık İnovasyon Platformu gibi somut çıktılar kabul edildi.

Toplantı kapsamında ayrıca çok sayıda ikili görüşme gerçekleştirildi. Bu görüşmeler, Türkiye’nin uluslararası işbirliği fırsatlarını değerlendirmesi ve bilim diplomasisi alanındaki etkinliğini artırması açısından önem taşıdı.

Kabul edilen Tshwane Bildirisi’nin tam metnine aşağıdaki dosyadan erişilebilmektedir.

TÜBİTAK President, Prof. Dr. Orhan Aydın, attended the G20 Research and Innovation Meeting (RIMM) held at the CSIR International Conference Centre in Pretoria, South Africa, on 23 September 2025.

The G20 Research and Innovation Working Group (RIWG), coordinated nationally by TÜBİTAK, continues its work to strengthen cooperation in science, technology and innovation policies among G20 countries, identify common priorities and contribute to sustainable development. Activities within this framework were concluded with the meeting hosted by the South African Presidency.

In his speech, Prof. Dr. Aydın highlighted the critical role of science and technology in combating global issues such as climate change, loss of biodiversity, disaster preparedness and public health. Emphasising the importance of open innovation and open science in achieving sustainable development goals, Aydın stated that Türkiye strongly supports G20 initiatives aimed at reducing disaster risks, increasing water resilience and protecting biodiversity.

Prof. Dr. Aydın stated that women and girls playing a more active role in science and technology is among Türkiye's priority policies, emphasising that inclusivity is indispensable in achieving development goals.

The Tshwane Declaration, adopted at the end of the meeting, set out the vision of ‘Science, Technology and Innovation for Solidarity, Equality and Sustainability’. The Declaration focused on three priority areas: Open Innovation for Sustainable Development, Biodiversity Knowledge for Sustainable Development, and Diversity, Equality, Inclusion and Accessibility in Science, Technology and Innovation. Furthermore, within the scope of the Tshwane Package, which is part of the declaration, concrete outcomes such as the G20 Open Innovation Platform were adopted.

Numerous bilateral meetings were also held during the meeting. These meetings were important in terms of Türkiye's evaluation of international cooperation opportunities and increasing its effectiveness in the field of science diplomacy.

The full text of the adopted Tshwane Declaration can be accessed from the file below.

Tshwane Bildirisi
Belge
Tshwane Declaration
Belge
Fotoğraf Galerisi
Photo Gallery

Between 8 and 31 July 2025, a total of 12 researchers, including 9 Turkish and 3 foreign researchers, conducted significant scientific studies in the Arctic Ocean and its surrounding areas. Researchers from Argentina, Bulgaria and Ecuador also contributed to the scientific studies.

19 Projects, 12 Researchers, 3 High School Students

During the expedition, a total of 19 scientific projects were carried out, primarily in the fields of oceanography, biology, chemistry, atmospheric science, meteorology, and satellite systems. The work was conducted by an expedition team consisting of 5 women and 7 men. The expedition successfully completed a route of over three thousand nautical miles, covering 70 scientific sampling stations designated in the Arctic Ocean.

TASE V also hosted young scientists this year. Three high school students, selected from among the winners of the TÜBİTAK 2204-C and 2204-D High School Student Research Projects Competitions, had the opportunity to test the projects they developed under Arctic conditions.

Scientific Observations: Atmosphere, Microplastics, CTD Profiles

Within the scope of the research, the following activities were carried out in the Arctic Ocean: analysis of seawater properties along CTD profiles, surface temperature and salinity measurements, water and sediment sampling, microplastic analysis, monitoring of atmospheric processes using GNSS data, and observation of meteorological variables on regional and temporal scales.

TASE V also involved researchers from 2 public institutions, 5 universities, and 3 high schools.

Turkey's Polar Vision is Strengthening

The Arctic Region, which is directly related to many fields such as global climate change, marine sciences, life sciences, and meteorology, is of strategic importance in Turkey's scientific diplomacy and sustainability policies.

The National Arctic Scientific Research Expeditions, organised under the coordination of TÜBİTAK MAM KARE, aim to strengthen our country's scientific capacity in the polar regions and increase international scientific cooperation. In this context, the expeditions regularly conducted in the Arctic are making Turkey's scientific presence more visible on a global scale.

 

8 – 31 Temmuz 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilen sefer kapsamında, 9’u Türk ve 3’ü yabancı olmak üzere toplam 12 araştırmacı, Arktik Okyanusu ve çevresinde önemli bilimsel çalışmalara imza attı. Bilimsel çalışmalara ayrıca Arjantin, Bulgaristan ve Ekvador’dan araştırmacılar da katkı sundu.

19 Proje, 12 Araştırmacı, 3 Lise Öğrencisi

Sefer süresince; oşinografi, biyoloji, kimya, atmosfer, meteoroloji ve uydu sistemleri başta olmak üzere toplam 19 bilimsel proje hayata geçirildi. Çalışmalar, 5 kadın ve 7 erkekten oluşan sefer ekibi tarafından yürütüldü. Sefer, Arktik Okyanusu üzerinde belirlenen 70 bilimsel örnekleme istasyonunu kapsayacak şekilde üç bin deniz milini aşkın rota boyunca başarıyla tamamlandı.

TASE V, bu yıl genç bilim insanlarına da ev sahipliği yaptı. TÜBİTAK 2204-C ve 2204-D Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışmaları birincileri arasından seçilen 3 farklı projede yer alan 3 lise öğrencisi, geliştirdikleri projeleri Arktik koşullarında test etme imkânı buldu.

Bilimsel Gözlemler: Atmosfer, Mikroplastik, CTD Profilleri

Araştırmalar kapsamında, Arktik Okyanusu'nda; CTD profilleri boyunca deniz suyu özelliklerinin analiz edilmesi, yüzey sıcaklığı ve tuzluluk ölçümleri, su ve sediman örneklemeleri, mikroplastik analizi, GNSS verileri ile atmosferik süreçlerin izlenmesi, meteorolojik değişkenlerin bölgesel ve zamansal ölçeklerde gözlemlenmesi gerçekleştirildi.

TASE V kapsamında ayrıca 2 kamu kurumu, 5 üniversite ve 3 liseden araştırmacılar yer aldı.

Türkiye'nin Kutup Vizyonu Güçleniyor

Küresel iklim değişikliği, deniz bilimleri, canlı bilimleri, meteoroloji gibi birçok alanla  doğrudan ilişkili olan Arktik Bölgesi, Türkiye’nin bilimsel diplomasi ve sürdürülebilirlik politikalarında stratejik önem taşıyor.

TÜBİTAK MAM KARE koordinasyonunda düzenlenen Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferleri, ülkemizin kutup bölgelerine yönelik bilimsel kapasitesini güçlendirmeyi ve uluslararası bilimsel iş birliklerini artırmayı hedefliyor. Bu doğrultuda Arktik’te düzenli olarak sürdürülen seferler, Türkiye'nin bilimsel varlığını küresel ölçekte daha da görünür hale getiriyor.

 

Türkiye Yeşil Sanayi Projesi
Yeşil Dönüşüm Odaklı Ar-Ge ve Yenilik için 175 Milyon Dolar
 

Dünya Bankası tarafından 450 milyon dolar bütçe ile fonlanan ve 6 yıl sürecek olan proje kapsamında TÜBİTAK ve KOSGEB tarafından Türkiye’de yerleşik sermaye şirketlerinin yeşil dönüşümüne yönelik destek verilmesi amaçlanmaktadır.

Türkiye Yeşil Sanayi Projesi kapsamında TÜBİTAK bünyesinde:

  • 175 milyon dolar bütçe ile Türkiye'de veya diğer pazarlarda yer alacak yeni yeşil teknolojilerin, ürünlerin veya süreçlerin geliştirilmesini içeren ve yeşil inovasyon faaliyetlerinde bulunan firmalar desteklenecektir.

  • Teknoloji tabanlı başlangıç firmaları, KOBİ'ler ve büyük firmaların yanı sıra üniversiteler, araştırma altyapıları ve kamu araştırma merkezleri de bu destekler ile yeşil dönüşüm odaklı teknolojik çözümleri geliştirebilecektir.

  • Yeşil üretime, daha yüksek enerji ve kaynak verimliliğine katkıda bulunan Ar-Ge, prototip geliştirme, standart geliştirme ile yeni ürün veya süreç geliştirmeye yönelik projeler desteklenecektir.

Proje kapsamında özel sektöre yönelik hibe ve faizsiz geri ödemeli destekler, ayrıca projelerde ortak olarak yer alabilecek araştırma kurumlarına hibe destek verilecektir.

Destekler üç farklı bileşen altında açılacak çağrılar aracılığıyla sağlanacaktır.

 

Bileşen 1: Yeşil İnovasyon Teknoloji Mentörlük Desteği

Kazanım: KOBİ’lerin yeşil dönüşüm sürecinde teknoloji ve yenilik ihtiyaçlarına yönelik stratejik yol haritalarının oluşturulması

Bu kapsamda, yeşil dönüşüme uygun iş modellerini, tedarik ve değer zincirlerini, ürün ve hizmetlerini gözden geçirmek isteyen KOBİ'lere çözüm ortakları ile birlikte teknik yardım sağlanacaktır.

 

Bileşen 2: Sanayide Yeşil Dönüşüm Desteği

Kazanım: Sanayinin yeşil dönüşümüne yönelik teknolojik çözümlerin ticarileşmesini kolaylaştıracak Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi

Bu kapsamda, firmaların yeşil dönüşüm faaliyetlerine yönelik Teknoloji Hazırlık Seviyesi (THS) 5-9 aralığını kapsayan prototip geliştirme ya da iyileştirme, validasyon ve sertifikasyon testleri, yerinde uygulama, ölçeklendirme, demonstrasyon ve saha denemeleri çalışmaları desteklenecektir.

 

 

Bileşen 3: SAYEM Yeşil Dönüşüm Desteği

Kazanım: Türkiye’nin yeşil büyümesine katkı sağlayacak katma değeri yüksek ürün veya ürün gruplarının geliştirilmesi için teknoloji ekosistemlerinin (Sanayiye Yönelik Ar-Ge ve Yenilik Ağları) oluşturulması

Bu destek ile, özel sektör öncülüğünde ortak bir vizyon ve yol haritası etrafında bir araya gelen paydaşları içeren yenilik platformlarının oluşturulması ve ürünleştirme odağında oluşturulan yol haritaları kapsamındaki Ar-Ge ve yenilik projeleri desteklenecektir.  

 


Yeşil İnovasyon Teknoloji Mentörlük Desteği

Bileşen 1: Yeşil İnovasyon Teknoloji Mentörlük Desteği

KOBİ’lerin yeşil dönüşüm sürecinde teknoloji ve yenilik ihtiyaçlarına yönelik stratejik yol haritalarının oluşturulması süreci desteklenecektir.

Destek kapsamında, yeşil dönüşüme uygun iş modellerini, tedarik ve değer zincirlerini, ürün ve hizmetlerini gözden geçirmek isteyen KOBİ'lere çözüm ortakları ile birlikte teknik yardım sağlanacaktır. Bu yaklaşım aynı zamanda firmalara bilgi transferini destekleyecek ve KOBİ’lerde teknik yenilik kapasitesini güçlendirecektir.

KOBİ’lerin çözüm ortaklarından alacağı hizmetin %90’ı TÜBİTAK tarafından hibe olarak verilecektir. Çözüm ortakları TÜBİTAK’ın akredite edeceği alanında uzman kuruluşlardan oluşacaktır.

İlgili bileşen TÜBİTAK TEYDEB  tarafından yürütülmekte olan 1601 Programı altında açılacak çağrı ile desteklenecektir. Destek süresi en fazla 6 ay olup proje başına bütçe en fazla 210.000 TL’dir.

Yeşil Dönüşüm Teknoloji Mentörlük Çağrısı kapsamında, hizmet vermek isteyen çözüm ortağı kuruluşlar için niyet beyanı alınmasına ilişkin başvurular açılmıştır.

Detaylı bilgiye ulaşmak için tıklayınız.